Naan traducir francés
37 traducción paralela
Kızarmış pilav ve pide.
Enlever le riz frit et ajouter un naan.
Initech'e karşı duygusuzca işlediğiniz... suçları gözönünde bulundurarak...
A la lumière des crimes stupides et odieux que vous avez commis à l'encontre d'lnitech, je vous condamne, vous, Michael Bolton et vous, Samir Naan...
Asla!
Naan!
- Kim olmaz ki?
- Naan...
Hayır! Bunun neresi eğlenceli?
Naan, ça ne serait pas drôle pour moi!
Hayır.
Naan.
Özel fiyattı, değil mi?
L'agneau et un naan.
Eve giderken nan ekmeği almamı istiyor.
Elle veut que je ramène du pain naan.
Bilirsin işte varoşlardaki fakirlere, beyaz unla yapılan ekmeğine biberine, Ben Kingsley'ine Rudyard Kipling'in öykülerine bayılırım.
J'aime, tu sais, euh, j'aime Slumdog. J'aime naan, euh, le poivre, Ben Kingsley, les histoires de Rudyard Kipling.
Pide ye. Kimmiş iyi çocuk?
Mange le naan.
Yok canım.
Naan?
Yok canım.
Naan.
"Olmaz." Ben de öyle düşünmüştüm.
"Naan..." c'est ce qu'il me semblait.
- Soğanlı ekmek?
Du naan à l'oignon?
Ekmek ya da acı sos seçeneğiyle.
Naan ou chutney au choix.
... pilav, tandır ekmeği ve de poppadum.
- J'aime ça. - Du riz. Du pain naan et des poppadums.
Trader Joe'da tanıştık. Bana lavaş ekmeklerden bahsetti.
Elle m'a parlé de ce pain naan.
Ne zamandır lavaş yiyorsun sen?
Quand avez-vous commencer à manger naan?
Biliyorum sonsuza dek böyle hissetmeyeceğimi söyleyip duruyorsun ama neden acaba herif tavuklu vindaloo'mu 40 dakika geç getirip yanında hiç naan ve çatal bıçak olmazken turşuyu suratına çarpmak yerine ona teşekkür edip 20 dolar bahşiş vereceğimi düşünüyor?
Tu n'arrêtes pas de dire que je ne me sentirai pas toujours comme ça, mais pourquoi quand le gars se pointe avec mon poulet vindaloo 40 minutes en retard sans naan, et sans argenterie, au lieu de lui balancer la sauce à la tête, je le remercie et lui donne vingt dollars de pourboire?
Bir parça pide al.
Prends un morceau de naan.
- Ev yapımı naan da.
- Et des nans faits maison.
Çünkü bunu sipariş eden NAHaş alır.
Parce que celui qui les a commandé n'en aura que naan.
Ellerinle yemek istiyorsan pideni kaşık gibi kullan.
Pour manger avec les doigts, utilise le naan, comme une cuillère.
Bizim tavuk tikka masalamız, sonuçta, naan ekmeğiyle çok iyi gider.
Notre poulet tikka masala, à la fin, a un goût fantastique avec du pain naan.
Hint yemeği denince... aklınıza tavuk tikka masala, nan ekmeği geliyor.
Quand vous pensez à la nourriture indienne, vous pensez poulet tikka masala, vous pensez au pain naan.
Sonunda, herkesin aklında güzel bir köriyle... taze pişmiş nan ekmeği yeme arzusu olduğunu bildiğinden... bunları getirir.
Finalement, sachant que tout le monde, quelque part dans le coin de la tête, a ce désir d'avoir un bon curry et des bons pains naan fraichement pétris, il leur offre.
Tavuk tikka, köri, nan ekmekleri.
Poulet tikka, curry, pains naan.
Nan ekmeği de yok.
Plus de pains naan.
Nan ekmeği olmayacak!
Plus de pains naan!
- Biraz daha naan ekmeği ister misin Norman?
Veux-tu un peu plus de naan, Norman?
Siz, Michael Bolton... ve Samir Naan--Nanadajibad'ı... 4 yıldan az olmamak üzere... Federal "G... tüme koy" hapishanesine gönderiyorum.
Nanadajibad à une peine de quatre ans de détention dans une prison fédérale, le royaume de la sodomie.
İkimiz de pita ekmeğini severiz.
Ca s'appelle "naan".
Naan yedim.
J'ai mangé du naan.
Naan ister misin?
Tu veux des naans ou pas?
Ekmek.
Des naan!
Yok.
Naan.
- Hayır, bırakın pidesini kullansın.
- Non, laisse-le prendre le naan.