Nashville traducir francés
363 traducción paralela
Burada Mr. Dillard'ın Nashville Pacific'e para sağlamak için neler yapılması gerektiği üzerine planlarını dinlemek için buradayız.
M. Dillard a un projet pour financer cette voie ferrée.
- İşte senin Nashville gazeten.
- Oui. - Ton journal.
Bu gazete dört gün öncenin. Nashville'de okumuştum.
Votre journal est vieux de quatre jours.
Nashville'deki bölge heyetine, en sonda da Washington'daki genel heyete temyiz edebilir.
Au commandant de la région, puis au ministère de la Guerre. - Merci infiniment.
Yarın akşam Nashville'e rapor vermek zorundasın.
Faut que tu sois demain à Nashville.
- Nashville?
- Nashville.
Hayır, aslında Nashville'de okumuştum.
Non, en fait, c'était à Nashville. Promotion Vanderbilt 1944.
Nashville'e geçit yapmaya gittiklerini düşünüyorlar.
Il y a une rumeur qui circule... qu'ils se dirigent vers Nashville pour défiler.
- Bence Nashville'e gidiyoruz.
D'après moi, nous nous dirigeons vers Nashville.
- Resmi geçit, Nashville...
Des défilés à Nashville.
Nashville House, hemen şuracıkta.
Nashville House, juste là.
Olur, bayan. Nashville House.
Très bien, Nashville House.
Nashville House.
Nashville House.
Hep boş şişelerden ve ölü Yankilerden bahsederdiniz.
On vous suivait grâce aux cadavres de bouteilles et de Yankees. De Cemetery Hill jusqu'â Nashville où Thomas nous a défaits, on en a aligné pas mal. C'est vrai.
Carnegie Hall ve Nashville, bir arada olmaz.
Carnegie Hall et Nashville, ça ne colle pas.
Ve yıllar süren bir çalışmadan sonra Robert Altman uzun zamandır beklenen Nashville'i büyük ekranda taşıdı hem de 24... sizde sayın...
Aujourd'hui, après plusieurs années de travail, Robert Altman présente le très attendu Nashville sur grand écran,
David Arkin, Barbara Baxley, Ned Beatty Nashville'de!
David Arkin, Barbara Baxley, Ned Beatty dans Nashville.
Timothy Brown da Nashville'de Keith Carradine ve Geraldine Chaplin ile beraber. Robert Doqui Nasville'de!
Timothy Brown dans Nashville et les étonnants Keith Carradine, Geraldine Chaplin, et Robert Doqui dans Nashville.
Henry Gibson, Nashville'de!
Henry Gibson dans Nashville.
Barbara Harris, Nashville'de!
Barbara Harris dans Nashville.
Allan Nicholls, Nashville'de. Ve tüm zamanların harikası, Dave Peel!
Allan Nicholls dans Nashville et les toujours fabuleux Dave Peel,
Cristina Raines ve Bert Remsen, Nashville'de.
Cristina Raines, Bert Remsen dans Nashville.
Gwen Welles ve Keenan Wynn, Nashville'de.
Gwen Welles et Keenan Wynn dans Nashville.
- Adım Opal, Bay Hamilton, adım Opal. BBC televizyonundanım ve Nashville üzerine bir belgesel hazırlıyorum.
- Je m'appelle Opal monsieur Hamilton, je suis de la BBC et je fais un documentaire sur Nashville.
Saçlarını kestir. Nashville'e yakışmıyorsun.
Toi, va te faire couper les cheveux, tu n'as pas le look Nashville.
Nashville'de ne işin var?
Qu'est-ce que vous faites à Nashville?
Nashville'de hiç rock kanalı yok mu?
Il n'y a pas de station avec du rock?
BBC'den geliyorum. Nashville hakkında belgesel hazırlıyorum.
Je suis de la BBC, je fais un documentaire sur Nashville.
Nashville'de ne işin var?
Qu'est-ce que tu fais à Nashville?
Ben sadece neden Nashville'e geldiğinizi öğrenmek istemiştim.
Je veux seulement savoir ce que vous faites à Nashville.
Sen Nashville'de ne yapıyorsun?
Et vous, vous faites quoi à Nashville?
Nashville'le ve evime hoşgeldiniz.
Bienvenue à Nashville et dans ma jolie maison.
Nashville'de ben mi ne yapıyorum?
- Qu'est-ce que vous faites... - Ce que je fais à Nashville?
Vanderbilt Hastanesi Nashville, Tennessee, 27322. Ona, Haven yazmamızı söyledi dersiniz.
L'adresse est Hôpital Vanderbilt, Nashville, Tennessee 27322 et dites-lui que Haven vous a dit de lui écrire.
Tanıştığımıza çok sevindim.
- Bienvenue à Nashville.
Nashville'e hoşgeldiniz.
- Docteur Jivago.
Ve umarım Nashville'deki film tesislerini unutmazsınız. - Evet, tabi.
J'espère que vous vous rappellerez des studios cinéma de Nashville.
- Nashville'deyim.
- Je suis à Nashville.
Nashville'de nerede kalıyorsun?
Tu loges où à Nashville?
Araba ile etrafta dolaşabiliriz, sana Nashville'i gösterebilirim. Aklını başından alacak şeyler söyleyebilirim. Dalga geçmiyorum.
Ce que je peux faire c'est vous montrer un petit peu de Nashville, je peux vous raconter des trucs qui vous laisseront baba.
Nashville'e, Güney'in Atina'sı dendi.
Nashville avait été surnommée l'Athènes du Sud,
Herkes kendine gelsin. Burası Dallas değil, Nashville.
Tout le monde se calme maintenant, on n'est pas à Dallas mais à Nashville.
Burası Nashville. Onlara yüreğimizi gösterelim.
On est à Nashville, vous avez montré de quel bois on est faits.
Bize bunu yapamazlar, hem de burada, Nashville'de.
On ne peut pas nous faire ça à Nashville.
Nashville'de olmalıydım.
Je devrais aller à Nashville.
Aylardır yollardasınız ve hâlâ Nashville'ye varamadınız mı? Hayır, efendim ama can atıyorum.
Des mois de route et vous n'êtes toujours pas à Nashville?
Ne yapacağım biliyor musun? Sana Nashville'deki en büyük doğum partisini yapacağım.
Je vais organiser la plus grande fête de naissance de Nashville.
Hayır, başka yarış yapmak için Nashville'ye gittiler.
- Non, ils sont allés en racheter une.
Nashville'e.
Nashville.
Ciddi bir şey mi? Nashville'e gidebilir miyim?
Elle arrivera à Nashville?
* Nashville'de * * Duydum bugün * * Yiyecek sıkıntısı *
A Nashville, j'ai entendu dire aujourd'hui qu'on va bientôt manquer de nourriture alors qu'on parle de pénurie d'essence à Denver.