English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ N ] / Naylon

Naylon traducir francés

424 traducción paralela
Böyle anlarda naylon çorapların modasının geçtiğine seviniyorum.
Visions enchanteresses... Fasse qu'elles demeurent!
Şimdi ipek, ama seneye naylon yaptıracağım.
L'an prochain, je me paierai du nylon.
Bu günlerde burnunu naylon çoraba mı siliyorsun?
Vous vous mouchez dans du nylon?
Naylon çoraplar, sutyenlere ne dersiniz? Bunu neden yapıyorsun?
Il faut être malin pour te comprendre.
Naylon bir limon kabuğu gibi.
Une donzelle gainée de caramel.
Son zamanlarda uzun zincirler ile yapay lifler yapmayı öğrendik. Suni ipek ve naylon mesela.
On fabrique aussi des fibres artificielles, comme la rayonne ou le nylon.
Sen ipekle ile naylon arasındaki farkı bile söyleyemezsin.
Tu confonds la soie et la rayonne.
İpek ve naylon deyince gecelik olduğunu düşündüm.
Tu parlais de soie. J'ai deviné, c'est tout.
Naylon şirketleri, her şeyi. Gayrimenkulleri, imalatları, yatırımları...
sociétés factices, immobilier, industrie...
O naylon çoraplar ve altı parça iç çamaşırınla da.
Tout comme la lingerie et les collants à 10 deniers.
Evet, naylon, su geçirmez bir tane aldım.
- Oui, j'ai acheté une nappe. De nylon. Imperméable.
Naylon çorap!
Des bas en nylon!
Naylon, benim naylona alerjim vardır.
C'est du nylon et je suis allergique au nylon.
- Balina avlayacak sanki! Her balıkçı belirlenen tipte olta kullanabilir. Üzerinde sadece bir kanca ve naylon misinası olacaktır.!
"Chaque pêcheur a droit à une seule ligne, flottante, tenue à la main, et munie d'un seul hameçon et monté fixement sur le pion ou avec caoutchou rubefiant."
Sana naylon çorap alacağım sanki ayağında yokmuş gibi görünenlerden.
Je vais t'acheter des bas. Des bas qui ne se voient pas.
Külot naylon ya da pamuk, ölçü : 32.
Des caleçons en nylon ou coton, 32 de taille.
Naylon mu?
C'est du DuPont.
İki kere de Naylon Çorap Güzeli seçildi.
Elle a été 2 fois Miss Bas Nylon!
Akro naylon.
C'est en nylon..
Bir paket prezervatif, üç adet ruj, üç adet naylon çorap...
Des préservatifs, trois rouges à lèvre, trois paires de bas...
Halkımız daha fazla naylon çorap ve çamaşır makinesi istiyorlardı...
Notre peuple réclamait du nylon et des machines à laver.
Bu arada, Joe size dün gelen yeni naylon oltaları göstersin.
Entre-temps, Joe va vous montrer les nouvelles lignes en nylon.
- Bilmiyorum, plastik değil... naylon olduğunu da düşünmüyorum.
Je ne sais pas, ce n'est pas du plastique... Je ne pense pas non plus que ce soit du nylon...
İki düzine naylon çorap, 80 dolar.
Douze paires de bas, 80 dollars.
Yeni bir tel, pamuk, naylon.
Un nouveau filament. Du coton, du nylon.
Dördü de aynı naylon iple bağlanmış. Bu ip bütün hırdavatçılarda bulunur.
Tous les quatre ont été ligotés avec la même corde de nylon que l'on trouve dans la plupart des quincailleries.
İlk başta ipek çorapla denedim ama hiç iyi olmadı. Onlar naylon çorap.
Ce sont des bas nylons.
Naylon çoraplar, Joe!
Des bas nylon, les G.I.!
Naylon çoraplar, birinci sınıf.
Bas nylon, de première qualité.
Anzio için naylon çoraplar.
Des bas nylon pour aller à Anzio.
Annene, naylon çorap giymenden hoşnut mu?
Ta mère est contente que tu portes des bas?
Kafamıza... naylon çorap geçirecek miyiz?
Devrons-nous, euh... mettre des bas sur la tête?
Birleşmiş Milletler'den gelen naylon şeyler.
Non. La routine.
Peki ya naylon hırka ve plastik katır?
Et le cardigan à pois en nylon?
Dünya Proletaryası birleşip aynı cephede savaşırken işçi sınıfımızın naylon çorapları ve diş macunu ve hiç açlık belirtisi göstermeyen yüzleri vardı.
Le prolétariat du monde entier se battait sur un même front. Le prolétariat de notre pays, quand il a pu se procurer des bas nylon et du dentifrice, a fait comme si la faim ne reviendrait plus jamais.
Jau Hai Shan'nin fabrikasındaki kadınları kandırıp... kendi kerhanende çalıştırıyorsun sonra naylon faturalar düzenleyip... kızları satın aldığını söylüyorsun
Les ouvrières de la filature envoyées au Pavillon du printemps, les fausses factures pour faire croire que tu les as achetées...
Tayttan önce ne vardı? Naylon.
Avant le collant.
Naylon paketteki herhangi bir hata işleme mani olacaktır.
Un défaut dans l'emballage peut causer une cassure.
Naylon bu.
C'est du nylon.
- Naylon mu?
- C'est du nylon?
Göreceksiniz, çok rahat olacak. Naylon döşeme üzerinde. Boğulmamanız için havalandırma delikleri açarız.
- Elle sera confortable, avec de la paille, des trous pour respirer.
Bana birkaç naylon çorap getirir misin?
Tu me ramènes des bas en nylon?
Bu, naylon çorabı bırakıp Alman kadınlarına dokuma çorap vermek anlamına geliyor.
Alors oublions le nylon. La femme allemande devra continuer...
Bana 3.0 naylon...
- Apportez-moi du Nylon 3, 0. - Et une aiguille? - Oui.
- Tamam sakin ol. Naylon canını yakmaz.
Allez, détendez-vous.
Naylon bir çanta, torbalar, bir ayakkabı kutusu ve bisiklet...
Un vélo avec des sacs en plastique et des boîtes de chaussures.
Naylon çantanın içi kuru yaprak dolu.
- C'est un sac. - Rempli de feuilles mortes.
Bir çift naylon çorap ister misiniz frolayn?
Que diriez-vous d'une paire de bas, Fräulein?
Naylon yok.
Ni de nylon.
Dikiş iğneleri, iplikler, seri sonu köseleler, müthiş naylon bağcıklar bütün standart radyolara uyan gerçek parazit önleyicisi güneş yağı, egzama pudrası tıraş bıçakları, atletler için ayak kokusu giderici...
Aiguilles à tricoter! Pièces de cuir! Superbes lacets en plastique!
İç çamaşırınız naylon değil, değil mi?
Vos sous-vêtements sont en nylon?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]