Ndayım traducir francés
18,934 traducción paralela
- Farkındayım, kibirli bir dallama gibi davranıyor.
Ouai, il agit comme un connard arrogant. Tais-toi, Rupert!
Şey gibi geliyor- - - Tam bir mızmız, farkındayım.
- Très sourcilleux, oui.
Onca işin altında ne kadar ezildiğinizin farkındayım.
Je sais que vous êtes débordés.
- 23 yaşındayım.
- J'ai 23 ans.
Çoğu müşterinin seninle tek kelime konuştuğunun farkındayım ama buraya sohbet etmeye gelmiyorum...
Je comprends que la plupart des clients sont peu loquaces, mais je ne suis pas venue pour bavarder.
Bekârım. 33 yaşındayım.
Célibataire, 33 ans.
Sonuçların hoş olmadığının farkındayım. Ama hiç değilse bu sefer tamamen erimediler.
Je sais... je sais les résultats sont vraiment déplaisants, mais au moins, ils n'ont pas complètement fondu cette fois.
Ne yapabileceğinin farkındayım.
Je suis bien conscient de ce qui peut se produire.
Nasıl koruman altındayım?
Comment ça?
Durumun farkındayım ve hallediyorum.
Je connais ton problème, et je m'en occupe.
Elbette Rahibe Mary'nin sizin için öneminin farkındayım.
Bien sur, je réalise que Soeur Mary est centrale pour vous.
60 yaşındayım, Kutsal Babamız.
J'ai 60 ans, Saint Père.
Onun farkındayım.
Je vois ça.
- Farkındayım.
- Je sais.
Evet, Bay Goddard'ın isteğinin farkındayım ama şu anda ortadan kaldırılması lazım.
Oui, je suis au courant de la requête de M. Goddard, mais elle doit être retirée maintenant.
Farkındayım.
J'ai vu.
Müsaadenizle Peder Valignano ama vazifemizin hâlâ muteber olduğu inancındayım.
Sauf votre respect, père Valignano... Je crois que notre mission doit aller de l'avant.
Ben her zaman senin tarafındayım.
Je suis toujours de ton côté.
Bir şeyin ortasındayım.
Je suis occupée.
Yanındayım baba.
Ouais, je suis là, Fa'.
- Mücadelenizin arkasındayım kardeşim.
Je compatis mon frère.
Farkındayım. Bren'in olduğumu biliyorum.
Je sais que je suis le Bren'in.
Yanındayım, buradayım.
Je suis là. Juste là.
- Yanındayım.
- Je suis juste là.
Babanın da beni ortalıkta görmek istediğini sanmıyorum. Sana söylemeye çekiniyor olabilir ama ben farkındayım.
Ton père veut pas me voir non plus, même s'il ose pas le dire.
Ben şimdi Kevin'in Facebook sayfasındayım.
Je suis sur la page Facebook de Kevin.
Ani olduğunun farkındayım ama hızlı hareket etmeliyiz.
Je sais que c'est soudain, mais on doit agir vite,
En sadık ve inançlı hizmetkârım. Suretimin seni rahatsız ettiğinin farkındayım ama yeteneklerine hiç olmadığı kadar ihtiyacım var.
Mon plus loyal et fidèle serviteur, je sais que mon visage te trouble, mais tes talents sont plus que jamais nécessaires.
Ben servis mutfağındayım.
Je suis aux cuisines.
Neyse... Bil ki ben hep yanındayım.
Bref, je... je veux que tu saches que je suis là pour toi.
Bir çeşit işkence odasındayım.
Je suis dans une sorte de chambre de torture.
Greene Caddesi'nde iskeledeki Jade Wolf Çin restoranındayım.
Je suis au restaurant Jade Wolf Chinese sur le quai à Greene St.
Yanındayım.
C'est moi.
- Yanındayım Luke.
- Luke, je suis là. Je suis là.
- Alec ben senin tarafındayım.
Alec, je suis de ton côté. Vraiment?
Duvarlarımızın dışındaki dünyanın kaosa sürüklendiğinin gayet farkındayım ama buna karşı verilecek doğru cevap kaos çıkarmak olamaz.
Je suis bien conscient que le monde au-delà de nos murs sombre dans le chaos, mais provoquer du chaos ne peut pas être la bonne réponse.
YÖNETİCİ YARDIMCISI, GLÜTENSİZ KANAL Bu adamın kanatlarının altındayım.
Je suis sous l'aile de cet homme.
Gayet farkındayım, Bay Morgan.
Je le sais bien, M. Morgan.
Boktan bir şeyi çok sevdiğimin farkındayım ama yemin ederim, bir dahaki sefere tek yapmak istediğim şey, vücutlarınızın üzerinde moo goo gai pan yemek.
J'aime des trucs bizarres, je sais, mais la prochaine fois, je mangerai juste du moo goo gai pan sur vos corps.
Paranoyakça geldiğinin farkındayım ama beni takip eden insanlar vardı.
J'ai l'air parano, mais je suis suivi.
Yaptıklarımın farkındayım.
Je sais ce que j'ai fait.
Bütün bu gazetecilik işinin senin için yeni olduğunun farkındayım, ama gerçek bir gazeteci öylece bırakıp vazgeçmez.
Je veux bien que le journalisme soit tout nouveau pour vous, mais un vrai journaliste ne lâche pas ainsi.
Farkındayım evet.
Oui.
Savaşın ortasında olduğumuzun farkındayım ama en azından onurumuzu koruyabilir miyiz?
Je sais que nous sommes en guerre mais pouvons-nous conserver notre honneur?
- Biliyorum, farkındayım!
- Quoi? !
Farkındayım.
Je sais.
Köpek yaşı babında 56 yaşındayım.
J'ai 56 ans en années de chien.
Anlıyorum ki hepimiz aşırı derecede stres altındayız. Bunun bize bir faydası olmaz. Bu yüzden bu olayı unutmak istiyorum çünkü ben makul bir insanım.
Je comprends bien que la situation est stressante, inhabituelle... et n'amène pas le meilleur de nous-mêmes, donc je veux bien oublier ceci.
Farkındayım.
Je sais ça.
Bir Çin restoranındayız sanırım.
Un restaurant chinois, je pense?
Yanındayım Matthew.
Je suis là, Matthew.