Ndeki traducir francés
2,277 traducción paralela
Marin Enstitüsü'ndeki fırsatı kaçırınca hayal kırıklığına uğramıştık.
Nous avons été déçu d'apprendre que vous n'aviez pas eu cette bourse à l'Institut Marin.
Ardından Yüzüklerin Efendisi'ndeki Gollum gibi hareketler yaptı.
Puis il s'est mis à faire Gollum du Seigneur des Anneaux.
Miami Adliyesi'ndeki ağ, bize, ihtiyacımız olan her şeyi verecek.
Le réseau au palais de justice de Miami va nous fournir tout ce dont on a besoin.
Beni, saklanmam için dandik bir otele sürüklüyorsunuz. Şimdi de kalkıp Senato İstihbarat Komitesi'ndeki o dallamanın gözünü korkutmamı istiyorsunuz?
Vous me planquez dans un motel perdu et vous me demandez... de tordre encore le bras de cet abruti du comité de la Chambre?
Bunu Bekaa Vadisi'ndeki eğitimimde farketmiştm.
J'ai appris ça dans les camps de la Bekaa.
Penny yahu, Batı Yakası Vahşileri'ndeki seksi acemi.
- Non! - Quitte la salle de guerre, Damien.
Şükran Günü'ndeki kadar lezzetli olur. Hem koşturmacası da yok.
C'est aussi bon qu'à Thanksgiving mais sans le stress.
Aile Bağları ya da Hogan Ailesi'ndeki gibi.
Ou un épisode de Sacrée famille ou de La famille Hogan...
Dade İlçesi'ndeki bir muhbir gemiyle bir uyuşturucu sevkiyatı geldiğini söyledi. Reynosa ailesinin işiymiş. Hatta Alejandro Rivera belediye başkanını ziyaret etmiş.
Un informateur local du comté de Dade a dit qu'une cargaison de drogue est arrivée récemment par bateau, une affaire conclue par la famille Reynosa, et Alejandro Rivera s'est même fendu d'une visite politique
Keynesçi ekonomiden, Yontma Taş Devri'ndeki göçlerden.
Le keynésianisme, les migrations paléolithiques.
Yüzüklerin Efendisi'ndeki şizofren tuhaf yaratık mı?
Une créature bizarre du Seigneur des anneaux.
Lakeland Lisesi'ndeki çocuklar mı yapmıştır sence?
Les lycéens de Lakeland?
Massachusetts Eyaleti'ndeki bütün Mary Sullivan'ları arayıp Boston Boğazlayanı'nın peşinde olduğunu söyleyeceksin.
Tu vas appeler toutes les Mary Sullivan du Massachusetts pour leur dire que l'Étrangleur de Boston les recherche.
- Hayır. Richards Körfezi'ndeki güvenlik kameraları dört saatliğine kapatılmış.
Les caméras de sécurité du port ont été coupées durant quatre heures.
- Kongre Merkezi'ndeki Deniz Ürünleri Festivali'ne gittim.
- Dégustation de fruits de mer. - La poisse.
Bu karidesin Britanya İngilizcesi'ndeki karşılığı.
"Crevette" en anglais.
Sesim "Yüzüklerin Efendisi" ndeki cüceler gibi çıkıyor ama lütfen devam et.
Ma voix sonne comme un nain du Seigneur des Anneaux, mais continue.
MacArthur Geçidi'ndeki birimler. Doğu ve batı yönlerinin acil kapatılması için hazır bulunun.
Aux unités sur MacArthur Causeway, établissez un barrage à l'est et l'ouest.
Dış Siyaset Komitesi'ndeki solcuların Grönland'a ödün vermeniz için sizi sıkıştırmalarına izin vermeyin.
Vous irez devant la commission des Affaires étrangères. Il ne faudrait pas que la gauche arrive à faire pression sur vous pour faire des concessions au Groenland.
Gençlik Merkezi'ndeki bir partide yapılmış bozuk bir kayda mı güveneceğiz?
Qu'est-ce que tu crois? Que tu vas porter des accusations sans fondement sur un enregistrement vieux de 6 ans pris au cours d'une fête!
Conti'ye 100 bini Tipton Caddesi'ndeki depoya getirmesini söyle.
Dis à conti de m'apporter mes 1000 euros chez moi, rue Tipton.
Git de Halk Merkezi'ndeki ölü çocuğa söyle bunu.
Va dire ça au mec mort au centre ok?
Pleasant Green Hastanesi'ndeki bir rehine durumuyla ilgilenecek bir polis memuruna ihtiyaç var.
Un officier a besoin d'aide à l'hôpital Pleasant Green Prise d'otage.
Diamond Tepesi'ndeki evinden ve Coral Prince'teki serseriliğinden çok uzaktasın.
Tu as fait un sacré chemin depuis la maison de Diamond Head, en passant par Coral Prince.
Şükran Günü'ndeki Sally Teyze'nin evi gibi, sadece 10 kez.
Comme chez la tante Sally, à Thanksgiving, multiplié par dix.
Komiser. Oğlunuzun söylediği Çin Mahallesi'ndeki adam kaçırma girişiminde işbirliği yapmak için kimsenin öne çıkmadığını duyduk.
Commissaire, il semble que personne n'est venu confirmer l'histoire de kidnapping de votre fils à Chinatown.
Çin Mahallesi'ndeki Eli açık Cemiyeti Kliniği'nde çalışıyor musunuz?
Vous travaillez à la clinique de la Société munificente à Chinatown?
Takip eden ay, A.T. Ofisi'ndeki 49.000 dolarlık bir açık.
Il manque 49 000 $ le mois suivant.
Oyuncak Hikâyesi'ndeki en sevdiğim karakter kim, biliyor musun? - Andy'nin annesi.
Moi, dans Toy Story, c'est la mère d'Andy.
Bu arada, bugün Karşılaştırmalı İstatistik Paneli'ndeki otoparkın çıkışındaydı.
Il a fait une bonne présentation aujourd'hui.
"Dünya Bülteni" ndeki iş görüşmesine gittiğini sanıyordum.
J'ai su que tu avais finalement passé un entretien chez World Wide News.
"Dünya Bülteni" ndeki işi kabul etmeliyim.
Je vais prendre le job chez World Wide News.
Dünya Bülteni'ndeki yeni araştırma görevlisine bakıyorsunuz şu an.
Tu regardes la nouvelle chercheuse de World Wide News.
Yazı gelirse Dünya Bülteni'ndeki işi kabul edeceksin.
Soit tu prends le job chez World Wide News ;
Tura gelirse de Dünya Bülteni'ndeki işi kabul edeceksin.
soit tu prends le job chez World Wide News.
Yaşam Kadehi'ndeki kan boşaltılmalı.
La coupe de la vie a été vidée du sang qu'elle contenait.
Ona Frank Caddesi'ndeki Ala Moana'da bir daire ayarladım.
Je l'ai installé dans un appartement, à Ala Moana, rue Crown.
Yüzüklerin Efendisi'ndeki Gollum.
Danse nuptiale...
Aslında kulübeyi dedesi, Midland Bölgesi'ndeki kerestelerle yapmış.
C'est son grand-père qui a construit le chalet avec des billes coupées sur la propriété.
Kuzey Su Kabilesi'ndeki güçlerimiz şehri ele geçirmekte başarısız oldu.
Nos troupes n'ont pu conquérir Ia Tribu de l'Eau boréale.
Yarın St. Balgaramous Kilisesi'ndeki törene katılacaklar arasında Manhattan'a akşamın erken saatlerinde ulaşan Rus başkanı Boris Matveyev de bulunuyor.
Parmi les dignitaires présents demain, à l'église Saint-Barthélémy, on compte le président russe Boris Matveyev, arrivé à Manhattan en début de soirée.
Koreografisi biraz farklıydı, daha çok Bolshoi Balesi'ndeki gibiydi.
La chorégraphie était plus proche de celle du Bolchoï.
Festivalin kapanış gecesi, ne olursa olsun, Bourbon Caddesi'ndeki o şahane balkonlarda olmalıyız diyorum!
À minuit, quoi qu'il arrive, on sera sur un des balcons de Bourbon Street.
Moskva Nehri'ndeki nükleer bir denizaltı.
Un sous-marin nucléaire dans la rivière Moskva.
Devam eden süreçte, Soho Caddesi'ndeki günahlar az daha onu yutuyordu.
Ce faisant, il faillit être englouti par le péché à Soho.
Ama USC Hastanesi'ndeki bir koğuşta tutuluyorsunuz, değil mi?
Vous êtes en fait détenu dans un pavillon de l'hôpital USC, non?
Seaborne Caddesi'ndeki evden bu yana yalnızca.
Depuis que vous êtes sorti de la maison de Seaborne Street.
- Çok iyi. Siz bana Woodsboro Lisesi'ndeki gore tecrübelerinizi aktarın belki ben de size bunun karşılığında bir iyilik yapabilirim.
Très bien, maintenant... vous avez votre expertise sur les fanas de films d'horreur du lycée High Woodsboro, et peut-être que je vous donnerai quelque chose en retour.
Not Defteri'ndeki Ryan Gosling gibi.
Comme Ryan Gosling dans N'oublie jamais.
Bir Noel Hikayesi'ndeki o sahne gibi.
C'est comme la scène de Christmas Story.
Bir Noel Hikayesi'ndeki sahne gibi mi?
C'est une scène de Christmas Story?