Nous traducir francés
874,556 traducción paralela
Endişelenme. Bunu gizli tutmamız için serçe parmağı sözü verdirdi bize.
Ne t'inquiète pas, il nous a fait jurer cracher pour garder le secret.
Pekâlâ. Canlı yayına başlamak üzereyiz.
Nous allons être en direct.
Özel retrospektifimize hoş geldiniz. Bayraklarla Eğlence'nin geçmiş tarihine bir bakış atacağımız bu bölümün adı...
Et bienvenue dans notre rétrospective spéciale, où nous allons revenir sur l'histoire de Drapeaux Rigolos dans un épisode que nous appellerons...
Bayraklarla Eğlence'nin doğduğu o sihirli anı kendi cümlelerinizle anlatın.
Racontez-nous avec vos propres mots le moment magique où Drapeaux Rigolos est né.
Şimdi sözü siz izleyicilerimize bırakıyoruz. Bizi arayın ve en sevdiğiniz Bayraklarla Eğlence anılarınızı bizimle paylaşın.
Maintenant nous allons nous tourner vers vous, les spectateurs, pour vous appeler et partager vos moments préférés de Drapeaux Rigolos.
Bayrakla ilgili mantıklı yorumlar için bağlanmaya çalışan herkesten özür dilerim.
Excusez-moi, vous tous qui tentez de nous appeler avec des commentaires pertinents.
Bir arayanımız daha var.
Nous avons un autre appel.
Peki ya orada çalışanları bizden daha çok severse?
Et si elle aimait plus les éducateurs que nous?
Zaten sabun köpüğünü bile bizden daha çok seviyor.
Elle aime déjà plus les bulles de savon que nous.
Selam beyler. - Merhaba. - Bizimle yemek ister misin?
Tu veux te joindre à nous?
Bu akşam hep birlikte akşam yemeği yiyeceğiz.
Nous allons tous dîner ce soir.
Sen de sevgilinle gelsene?
Pourquoi ne vous joindriez-vous pas à nous?
Bert profilini nasıl güncellediğini anlatıyordun.
Tu nous disais que tu avais mis à jour ton profil?
Sonra sonsuza dek mutlu mesut yaşadık.
Et nous avons vécu heureux pour toujours après ça.
Bütün gün bizi görmeyecek ve umrunda bile değil!
Elle ne va pas nous voir de la journée, et elle s'en fiche!
Feynman der ki "Belli ki bir fıkranın içindeyiz."
Feynman dit, "On dirait que nous sommes dans une blague."
Einstein cevap verir. "Ama yalnızca bizi aynı anda... "... bara girerken gören bir gözlemciye göre. "
Einstein répond, "Mais seulement pour un observateur qui nous voit entrer simultanément."
Sen de gel. - Selam. Tabii.
Viens avec nous.
Bizimle takılabilirsin.
Tu peux rester avec nous.
Eğer Raj çıkarsa olmaz. Çünkü ten rengi farklı birini bulmamız gerekecek.
Sauf si c'est Raj, dans ce cas, nous devrons reprendre quelqu'un de couleur.
Bayrakların Arkasında retrospektifimize gelen övgü dolu yorumlar neticesinde her şeyin nasıl oluştuğunu görmek isteyebileceğinizi düşündük.
Basé sur l'incroyable accueil de notre récente rétrospective de "Derrière les drapeaux", nous avons pensé que vous aimeriez voir comment tout s'est goupillé.
Daha şimdiden ilk telefonumuz geldi.
Oh, nous avons déjà notre premier appel.
- Sheldon, buraya gel ve yardım et!
Sheldon, viens nous aider!
Yenmelerine şaşmamalı, hepsi sporcu!
Pas étonnant qu'ils nous aient battu, ce sont des sportifs.
Gözetleme kulesi bizi görmesin.
Assure-toi qu'il ne nous voie pas.
Bizi kurtardın, karşılık olarak sana yardım edebilelim isterdim ama neden bahsettiğini bilmiyoruz.
Vous nous avez sauvés. J'aimerais pouvoir vous aider en retour, mais nous ne savons rien à ce sujet.
Ama önce bize anlat.
Mais d'abord, dites-nous...
Bay Killy bizi kurtardı.
M. Killy nous a sauvés.
Ama şimdiyse sadece 150 kadar var.
Nous ne sommes plus qu'environ 150.
Biz, Elektro-Balıkçılar olarak Ekicilerden geliyoruz. Onlar da senin gibi şehirde dolaşıyormuş.
Nous sommes électropêcheurs, descendants des Planteurs qui apparemment arpentaient la ville comme vous.
Dolayısıyla, bizim için yabancılarla tanışmak çok ender bir olay.
Il est rare pour nous de rencontrer des étrangers.
Dolayısıyla bir gezginden duyacağımız her hikâye çok değerli.
Entendre les histoires d'un voyageur nous serait précieux.
Normalde seni besleyen biz olurduk.
En temps normal, ce serait à nous de vous nourrir.
Ama gördüğün üzere gıdamız neredeyse bitti.
Mais comme vous le constatez, nous n'avons presque plus de nourriture.
Bu yüzden Elektro-Balıkçılar olarak dışarı çıkıyor ve tortu getiriyoruz.
Alors nous, les électropêcheurs, sortons pour ramener de la matière.
Senin becerilerine sahip birinin olması iyi olurdu.
Il nous serait utile d'avoir quelqu'un avec votre talent.
Bir süre kalıp avlanmamıza yardım etmeyi düşünür müsün?
Seriez-vous prêt à rester un peu pour nous aider à chasser?
Perimetre içindeki bir yerde ama nesiller boyunca yanaşmamamız gerektiği söylenen bir yerde.
C'est dans le périmètre, mais depuis des générations, on nous interdit d'y aller.
Yakınına bile asla gitmeyin, demişti.
Elle nous a défendu d'approcher de cet endroit.
Ama sonra savunma mekanizmaları bizi tespit etti ve sonucu görebiliyorsun.
Mais leurs mécanismes de défense nous ont découverts, vous pouvez voir le résultat.
Bizim yardım etmemize de izin verecek misin?
Vous nous laisserez vous aider?
Öyle olabilir ama 15 blok doğuya gidersek giysilerimizdeki bataryalar büyük ihtimalle yetmeyecek ve Muhafız bizi kesin görecek.
Peut-être bien, mais si on parcourt 15 strates, les batteries de nos combinaisons ne tiendront pas tout le voyage et la Sauvegarde nous tombera dessus.
- Daha fazla adam lazım!
- Il nous faut un homme de plus.
Muhafız, insanları illegal yerleşimciler olarak görmeye ve bizi yok etmeye başladı.
La Sauvegarde a commencé à juger les humains indésirables et à nous exterminer.
Dostlarım ve ben bir başka bağlantı portu aramaya koyulduk.
Mes amis et moi sommes partis à la recherche d'une borne pour nous connecter.
Yolcuğumuzda, içimizden biri öldü.
En chemin, l'un d'entre nous est mort. Puis un autre.
Ama yüksek bir bedel ödedik.
Mais ça nous a coûté cher.
Biz Muhafızlar olarak, Net Terminal Geni olmayan tüm illegal yerleşimcileri yok edeceğiz.
Nous, la Sauvegarde, éliminerons tous les résidents illégaux qui n'ont pas le terminal génétique.
Acele etsek iyi olur.
Dépêchons-nous.
Bu bilgiyi temel gerçekliğe çıkartamayız... ama senin buna bağlanmanı engellememiz için verilen bir emir yok.
Nous ne pouvons pas emporter cette information dans la réalité basique, mais rien ne s'oppose à ce que vous vous y connectiez.
Senin sayende kurtulduk.
Nous avons survécu, grâce à vous.