Observer traducir francés
2,302 traducción paralela
Bu kemikler böyle ayak altında olmak için mi bunca nimetlerle beslendi?
Révolution bien édifiante pour ceux qui sauraient l'observer.
Bir deliğe ya da, bir şüphelinin üzerine yerleştirin. Kıyafetlerinin üzerine ya da derilerinin altına. Böylece onları 7 / 24 izleyebilirsiniz.
Vous faites un trou ou vous la mettez sur un suspect, sur les vêtements ou sur la peau, pour pouvoir les observer 24 h sur 24.
North Carolina'ya uçmak zorunda kalan moda eleştirmenleri tarafından yargılanacağım ve kaybedenleri izlemeye bayılırlar.
Je vais être jugée par des critiques qui ont pris l'avion pour la Caroline du Nord et adore observer l'échec.
Elena, tatlım, bugün sadece izlemekle yetinsen nasıl olur?
Chérie, pourquoi ne pas juste observer pour aujourd'hui? D'accord?
Craig ise uzaktan izlemekle yetiniyordu.
Craig ne pouvait l'observer qu'à distance.
Bak, bu iş inceleme üzerine dayalıdır ve senin detayları çok iyi gören bir gözün var.
Voyez, il faut observer dans ce boulot, et vous avez un don pour les détails.
İzlemek hoşuma gitti.
Prends ton temps. J'aime t'observer.
Bu bize burada gözlem yapıp, cemaatinize bağlı insanlarla görüşmemiz için 3 gün tanıyor ve geldiğimiz gibi sessizce buradan çıkıp gideceğiz.
On a trois jours pour observer et interroger les membres de l'église... et on circulera aussi discrètement que possible.
Bu hava şartlarında bile nasıl yaşayabildiklerini görmek benim için ne kadar önemlidir anlatamam.
Il sera très utile de les observer dans ces conditions rudes, inhospitalières et pénibles.
Servisinizde şu anda biri var mı bilmiyorum, ama sanatınızı icra edişinize tanık olmayı çok isterim.
Je ne sais pas si vous avez quelqu'un dans votre service en ce moment, mais j'aimerais vraiment observer vos talents d'artiste.
Bu arada, izlemeye hoşgeldiniz.
En attendant, je vous invite à observer.
Sadece bakıyorum.
Je ne fais qu'observer.
Bunları başlatan, 35 yıldır... öylece oturup... korumaya yemin ettiğim sistemin... koruması gereken insanları koruyamamasını izlemek.
Ce qui a tout généré, ce sont les 35 dernières années où je ne pouvais qu'observer comment le système que j'ai jurer de soutenir, a failli à protéger ceux qui devaient l'être.
Bu yüzden sadece gözlemleyeceğim. Tek kelime etmeyeceğim.
Alors, je vais juste observer sans dire un mot.
Ben de onu pusula üzerinde ki işlemlerimizi takip etmesi için davet ettim.
Je l'ai invitée à observer le processus sur cette boussole.
Jeremy, benim işim önceden senin gibi insanları kollamaktı.
C'était mon boulot d'observer les gens comme toi.
Her zaman kenarda durup olanları izlemedim.
Je n'ai pas fait qu'observer.
- Örneğin ; ... iç İstihbaratın videosunda görülen adamlar hakkında. Tabii kaybolmasaydı.
Du genre de ceux... qu'on aurait pu observer sur la vidéo de la DCRI... qui a disparu.
Kara delikte olduğu gibi, solucan deliğinin açıldığı anda, ışık yansıması olmadığını gördüm.
Comme dans un trou noir, on suppose qu'il n'y a pas de lumière réfléchissant dans le vortex pour observer l'ouverture.
Erkeklere sonsuza kadar tövbe etmem imkansız onları güvenli bir uzaklıktan gözleyemeyeceğim anlamına gelmiyor.
J'ai laissé tomber le grand amour, mais ça ne veut pas dire que je ne peux pas les observer.
Bir iyilik istemeye geldim. Septostomi yaparken seni gözlemlemek isterim.
J'aimerais beaucoup pouvoir t'observer en train de faire la septostomie.
Dr. Lightman'ın tutsakla yaptığı konuşmaları gözlemleyeceğim.
Je vais observer les progrès du Dr Lightman avec le prisonnier.
Ben sadece gözlemci olarak buradayım.
Je ne suis ici que pour observer.
Ama ekibimiz dünyanın en büyüleyici yırtıcılarını gözlemleyecek kadar şanslıydı. Bak.
Elles ont eu la chance d'observer certains des prédateurs les plus impressionnants qui soient.
Ama yine kadınların yaptığı gibi tetikte bekleyecektim.
Mais comme le font également les femmes, je décidais d'attendre et d'observer.
Onlara sadece gözlemleyin demiştim.
Je croyais leur avoir dit d'éviter les hostilités et de les observer.
Daha dikkatli bakmalısın, Susie.
- Tu vas devrais mieux observer, Susie.
Deneyimli gazetecileri böyle büyük bir haber üzerinde çalışırken izlemek ve bunun bir parçası olmak çok eğitici.
Observer des journalistes chevronnés sur une piste brûlante, ça permet d'en apprendre beaucoup.
Bingham'dan onu izlemesini ve bana rapor etmesini istedim.
J'ai demandé à Bingham de l'observer et de m'informer.
İlk bölümümü evcilleştirme sürecindeki değişim olarak belirleyeceğim, içinde küçük değişimleri biriktirmenin nasıl büyük bir güç olduğunu göreceğiz.
Je consacrerai le premier chapitre aux variations gouvernées par la domestication où nous pourrons observer l'importance du pouvoir de l'Homme qui est capable de favoriser de légères variations chez les créatures domestiques.
Bir hafta daha ne olacak bakacağız. Tamam mı?
Nous allons l'observer encore une semaine, d'accord?
Dikkat edenler için ayan beyan ortada.
C'est très clair pour qui sait observer :
Sizce, Ginsberg'ün seyahatlerinde hayatı gözlemleyip yazıya dökme fırsatı olmuş mudur?
Pensez vous que Ginsberg ait eu l'opportunité lors de ces voyages, d'observer la vie et de la décrire.
Gözlemleri, konuştuklarımız.
Ce qu'elle a pu observer, nos discussions...
Manhattan Observer'da suç raporuyla ilgili bir iş aldım.
J'ai un poste de reporter criminel au Manhattan Observer.
Manhattan Observer'da suçlarla ilgili bir muhabirlik işi aldım.
Je bosse à la crim du Manhattan Observer.
Observer'dan bir yazar senin hakkında bir yazı yolladı.
Un journaliste de l'Observer m'a envoyé un article sur toi.
İyi işti dostum, nasıl yapılacağını biliyorsun.
Super, mon pote! J'ai pas cessé de t'observer!
- Daldığımızda balinalara bakarsın.
- Tu pourras aller observer les baleines.
Dinamik fiziğini ilk gözlemleyen ve üzerinde incelemeler yapan ilk kişi kimdi?
Qui a commencé à étudier et à observer la physique dynamique?
Anti-maddeye yeteri kadar inanmadığımızı söylediğinden bahsetmiştim en son Çıplak gözle görebilecek kadar inanmadığımızı, ama esas olarak anti-madde maddeye benzemesi gerekiyor.
Pour revenir à notre sujet, on n'a jamais créé assez d'anti-matière pour l'observer à l'œil nu, mais en principe l'anti-matière devrait ressembler à la matière.
İnsanlar yıllar boyunca şehrin gürültüsünden kaçıp dinlenmek kamp yapıp eğlenmek, balık tutmak ve tabi parkın doğal yaşamını gözlemlemek için buraya geliyorlar.
Depuis des années, les citadins stressés s'y précipitent en famille pour camper, pêcher et, bien sûr, observer la faune à l'état sauvage.
Hangi hayvanları izleyeceksin?
Quel animal comptez-vous observer?
Eğer bunu, bilimsel metodla yaklaşabileceğimiz normal bilim şekline dönüştürebilirsek, o zaman Dünya gezegeninde hayatta kalma yeteneğimizi ve zekamızı geliştirmiş oluruz.
Si nous ne pouvons le développer, nous avons pu l'observer dans la science ordinaire avec une approche de méthodes scientifiques. Nossa inteligência, a capacidade de sobreviver no planeta terra seria aumentada.
Browning'i yeteri kadar inceledim fiziksel varlığını özümsedim, tavırlarını inceledim, falan filan.
J'ai pu observer Browning à loisir, mimer sa présence physique, étudier ses manies, etc.
Dedektif, Rick Rayston, New York Gözcüsü sitesinden.
Rick Grayser, du New York Observer... édition électronique.
Bana kalırsa, bir süredir zaten bize bakıyorlar. Bizi bu kadar hızlı bulmuş olmalarının başka bir yolu olamaz.
Ils doivent nous observer depuis longtemps, d'où leur rapidité à nous trouver.
o zaman pilotlar etrafı kollamaya kim kimden ne almış diye bakmaya başladılar.
Les pilotes ont commencé à s'observer pour voir qui obtenait quoi et comment.
Jeolog, sırtı denize dönük halde plajda dikilmiş, tepelere bakıyor.
Le géologue sur la plage tourne le dos à la mer pour observer les falaises.
Koyu ışıklandırma, küçük gözlenebilir canlı formlarına bakmak için çok iyidir.
La lumière noire est une bonne technique... pour observer les formes de vie les plus infimes.
Ona bak! Ona bak! O. çocuğu.
On m'a envoyé ici... pour préparer le terrain et pour... observer les choses et explorer les choses et faire des trucs... extra-terrestres aux gens.