English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Office

Office traducir francés

1,418 traducción paralela
Süt, Amerikan nüfusunun büyük kısmı tarafından içiliyor çünkü besin ve ilaç dairesi güvenli olduğunu ilan etti, hem inekler, hem insanlar için...
Ce lait est bu par de nombreux Américains depuis que l'office de contrôle pharmaceutique l'a déclaré sans danger...
Transfer emrinin erişim kodları. Resmi dairedekiler ile birbirlerini tutmuyorlar.
Le code d'accès de l'ordre de transfert ne correspond pas à celui signé par l'office des prisons.
Limon almak için soğuk hava mahzenine gittim.
Je suis entrée dans l'office pour prendre du citron.
Miami-Dade Mahkemesi'nin, sanıklara atadığı avukatlar listesine girdim.
Je suis sur la liste des avocats commis d'office.
- Microsoft Office bilir misin? - Word? Access?
- Avez-vous déjà travaillé avec Office?
Maine Turist Bürosu'na göre Cleaves Mills hızla turistlerin uğrak yeri haline geliyor. New England'ın her tarafından gelen meraklı izleyicilerin umudu...
L'office de tourisme du Maine a indiqué que Cleaves Mills se transforme rapidement en destination de vacances pour tous les curieux de la Nouvelle-Angleterre espérant...
S.A.S.S.C. başkanlığı otomatik olarak en iyi koleksiyona... sahip kişinin olur.
La présidence du CACCC va d'office à celui qui a la meilleure collection.
Piyango idaresi bugün kapalı.
L'office des jeux est fermé aujourd'hui.
Mahkeme beni senin avukatın olarak atadı.
Je suis ton avocat commis d'office.
BBC İki'deki "Ofis" adlı belgeseli seyretmiş miydin? Evet.
Vous avez vu un documentaire sur BBC2 qui s'appelait The Office?
81'den düşük bir not olursa, evimde oturur, televizyonda dizimi seyrederim.
Moins que 81, et je reste à la maison à regarder "The Office".
Lanet bir şansın var. Lastiğinin altında kalan mahkemece atanan avukatındı.
Vous avez une sacrée chance, tout ce que vous avez détruit, ce sont vos freins, le châssis, et un avocat commis d'office.
Ben mahkemenin verdiği savunma avukatıydım, yani umurumda değildi.
J'étais commis d'office. Le type qu'on m'avait confié ne comptait pas.
O da mahkemeye Van Nuys'ta ambulans peşinde koşan palyaçolardan biriyle gelecek ve kağıttan bir kuğu gibi ezilip gidecek.
Elle embauchera un pauvre commis d'office dans son petit costume qui cédera à nos moindres caprices.
Bay Sobotka, yanınızda bir avukat duruyor.
Un avocat commis d'office est à vos côtés, M. Sobotka.
Sizinle Mesleki Sorumluluk Birimi baş müfettişi Özel Ajan Jasın Farrell'ı tanıştırmak istiyorum.
J'ai l'honneur de vous présenter l'agent spécial Jason Farrell. Enquêteur en chef de l'Office de Responsabilité Professionnelle.
Tom, Motorlu Taşıtlar Dairesinin önündeyim. Yaşlı vatandaşlar saat üçe kadar ehliyetlerini buraya teslim etmek zorundalar.
l'office des transports où les personnes âgées ont jusqu'à 15h pour rendre leur permis de conduire.
Bir kere bu alet işini yaparsa, Mary'miz yeni bir insan olarak... biiz memnun edecek şekilde yeniden doğacaktır.
Une fois que cet outil aura fait son office, Notre Mary sera comme neuve, une autre personne que nous pourrons modeler à notre guise.
Şu andan itibaren, sadece halkın yararına ücretsiz çalışacağım, bir idam suçlularının davasına bakacağım.
Dorénavant, je ne ferais plus que du commis d'office et les peines de morts.
Aynı zamanda muslukçuyum demek.
Je fais aussi office de plombier?
Ve boş zamanında, İrlandalı Turist Heyeti için çalışırsın.
Et à temps perdu, vous travaillez pour l'office du tourisme irlandais.
Benim bütün filmlerim batıyor.
Le box-office et moi, ça fait deux.
Lettie, ofisimi neden kullanmıyorsun?
Lettie, emmène-la dans l'office.
Yerçekimi, bir işe yara.
Gravité, fais ton office!
Bak Dadaji, okul binasına köy meclisi için ihtiyacımız var.
Puis les tehsildars veulent eux aussi établir leur bureau dans l'école. Le village a besoin aussi d'une salle pour faire office de grenier.
Bir fikrim yok.
Je suis son avocat commis d'office.
Devlet sana bir tane ayarlamakla yükümlü ; fakat endişem bunun sana bir yararının olmayacağı.
Sinon l'état t'en désignera un d'office, mais je pense qu'il te sera d'aucune utilité.
- Gönüllü mü, yoksa onu zorladınız mı?
- Et lui, vous lui avez demandé son avis ou vous l'avez engagé d'office?
Kahrolası kamu avukatları.
Ces avocats commis d'office de merde.
Kim kamu avukatı olur biliyor musun?
Les avocats commis d'office, tu sais qui c'est?
Senin de kafan antika bir televizyon gibi.
Une vieille télé te fait office de tête. Ça fait rétro.
Sahi mi? 300 milyon Amerika hasılatı, Kyle.
Trois millions d'entrées au box-office familial, Kyle.
İç Güvenlik Bakanlığı Seattle Bölümü.
Office de la Sécurité Intérieure SECINT Division de Seattle.
Bir şeyler yemek için mutfağa gittim. Şef- -
Je suis allé à l'office pour manger un bout.
Mutfağa mı gittiniz?
Vous êtes allé à l'office?
Mutfağa gitmek için en uygun yoldur.
Pour se rendre à l'office, c'est le plus rapide.
Sorun şu ki Bay Litch. Elimdeki tüm kamu avukatları tükendi.
Voici mon problème, M.Litch, je n'ai plus d'avocats commis d'office
İşleme şahitlik ettiler.
Ils font office de témoins.
Dua bitmeden gidip gelmiştim.
J'ai pu revenir avant la fin de l'office.
Benimle kilere gel.
Viens dans l'office avec moi
Normalde en iyi odayı kendine alıp, mobilyaları tam istediği gibi düzenlerdi.
Normalement, elle aurait pris d'office la meilleure chambre et placé les meubles à sa façon
Ama önce, bu haftanın sinema listelerine bir bakalım.
Tout d'abord, voyons les résultats du box-office de ce week end.
Bangkok Ziyaretçi Bürosu'nun sitesine bakıyormuş ama nedenini anlamadım.
Il a visité le site de l'office du tourisme de Bangkok, mais j'ignore pourquoi.
Mermi yolunu tersten izlediğimizde ortada atış yeri olabilecek hiç bir bina ya ad yapı yok.
En suivant la trajectoire à l'envers, il n'y a aucun bâtiment ou structure pouvant faire office de position de tir.
Artık turizm ilanlarında mı çalışıyorsun?
- Tu travailles pour l'office du tourisme maintenant?
Direnci hissedebiliyorsun.
Combinée avec la décharge statique, elle doit faire office d'avertissement.
Kapa çeneni de se Office'ten bölümler seyredelim.
C'est ça, tête de noix.
SAVAŞ BÜROSU
Office général des Armées
- Ben babamın cesedi olurum.
Je ferais office de corps pour papa.
Cypress Ofis Eşyaları şirketi yapmış.
Il est fabriqué par Cypress Office Products.
Aklıma gelmişken, sabah duasını kaçırmak istemeyiz.
Ça me rappelle qu'on ne peut pas rater l'office demain matin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]