Okumustum traducir francés
1,721 traducción paralela
Hemsirelik okumadan önce 3 sömestr bilgisayar mühendisligi okumustum.
J'ai fait trois trimestres en sciences informatiques avant d'être infirmière.
Galiba onun hakkinda bir yazi okumustum.
Oh, ouais. Je viens de lire ça.
Sizi gazetede okumuştum.
Je vous ai vu dans le journal.
Sanırım bir bulvar gazetesinde aynı teoriyi okumuştum.
Je pense avoir déjà lu la même théorie sur le tabloïd d'un supermarché.
Evet biliyorum.İspanyol engizizasyonu hakkında birşeyler okumuştum, insanları seyyar tuvaletlere kilitlerlermiş.
Oui, je sais. Je lis un livre sur l'Inquisition espagnole, ils enfermaient les gens dans des cabines-toilettes.
Tüm insanlık için oğlunu kurban eden bir adamın hikayesini okumuştum.
J'avais lu l'histoire de l'homme qui sacrifiait son fils pour l'humanité.
- Çalışmanızı okumuştum.
- J'ai lu votre travail.
Askeriye tarafından icra edilen bir kaç test olduğunu okumuştum.
J'ai lu quelque chose sur des tests militaires.
Evet bir yerde okumuştum Haylalet avlamak evlilikleri sağlamlaştırıyormuş
Tu sais, j'ai lu quelque part que la chasse aux fantômes renforce les liens du mariage.
Bu adam hakkında bişeyler okumuştum
Tu sais, je me rappelle avoir lu un truc sur ce gars.
Bunu bir yerde okumuştum.
J'ai lu ça quelque part.
Böyle demen çok hoş çünkü protez yapmaya başlamadan önce Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde insan figürü okumuştum.
C'est amusant que vous disiez ça parce que avant de me consacrer aux prothèses, j'ai... étudié la forme humaine à l'université de Paris, la Sorbonne.
Hakkında bir şeyler okumuştum.
Ouais, ouais, j'ai lu quelque chose comme ça.
İnquisitor'da beyin dalgaları ve ruhun ayrılması üzerine makalede okumuştum.
Figure-toi que j'ai lu dans l'Inquisiteur sur les projections de conscience.
Hastanenin başhekimi olduğunu okumuştum.
- J'ai lu qu'elle était chef du service de chirurgie de l'hôpital.
Bu konuda bir şeyler okumuştum.
J'ai lu des livres à ce sujet.
Turgenev'in "ilk aşk" kitabını, yeni okumuştum ve bir şey arar gibi, amaçsızca dolaşıyordum.
Je venais de lire "Premier Amour" de Tourgueniev et je vaguais, comme cherchant quelque chose.
Evet, uçakta okumuştum.
Oui, j'ai lu ça dans l'avion.
McKendree's'i dergilerden okumuştum. Yani heyecandan ölüyorum.
J'ai lu des trucs sur Mckendree dans les magazines, alors je suis, comme, complétement préparé.
- Kağıt katlama. - Hakkında okumuştum.
- Plier le papier.
Bir haber okumuştum.
J'ai lu un article.
Bu konuda bir şeyler okumuştum.
J'ai du lire quelque-chose à ce sujet.
The New Yorker'da okumuştum galiba.
Je crois que j'ai lu ça dans le New Yorker.
Kolejde bir suçbilimi dersi için bu kitabı okumuştum.
J'ai lu ce bouquin à la fac pour un cours de criminologie.
Sanırım uçaktayken sizinle ilgili haberleri okumuştum.
Je crois que j'ai lu un article sur vous dans l'avion.
- Tabi doğru ya bunu "politika sıkıcıdır" dergisinde okumuştum.
Oh, c'est vrai. J'ai lu ça dans le magazine "La politique, c'est chiant".
Söyleyin doktor, spermlerin ölümden sonra 48 saate kadar vücuttan canlı olarak alınabileceğini okumuştum, doğru mu?
Dites-moi, docteur, est-ce vrai, ce que j'ai lu, qu'on peut extraire le sperme d'un corps jusqu'à 48 h après sa mort et qu'il est encore viable?
Bir keresinde 6 kere evlenmiş, nobel ödüllü bir fizikçinin röportajını okumuştum.
Un jour, j'ai lu l'interview d'un lauréat du prix Nobel... un physicien génial. Marié six fois.
Hakkında bir şeyler okumuştum.
J'ai lu des trucs sur lui.
İnternette okumuştum kemoterapi vücuttaki suyu azaltıyormuş buzlu şekerler de yardımcı oluyormuş.
Non, j'ai lu sur le web que la chimio déshydratait beaucoup, et une des choses qui aide ce sont les esquimeaux.
Hayat gibi. Aslında beyzbol hayat için mükemmel benzetme. Bir kitapta öyle bir şey okumuştum.
Vous voyez, quelques hot dogs, ajoutes-y quelques bières, la petite pipe de temps à autre, et c'est tout.
Evet. Hz.İsa hakkında da okumuştum.
Oui, nous avons toujours étudié Jésus.
Soderbergh'in sinemaya uyarlayacağı yazını okumuştum okumuştum.
J'ai lu ton adaptation quand Soderbergh devait la réaliser.
Çocukken, "Takezo Kensei'nin Maceraları" adlı kitabı okumuştum.
Enfant, j'ai lu le livre Les Epreuves de Takezo Kensei.
- Tamam, onu okumuştum.
- Je vois, je l'ai lu.
Ben Vince'e göre okumuştum.
Je l'ai lu pour Vince.
Vücudundaki Promisin hakkında bir yerlerde bir yazı okumuştum.
Je crois avoir lu un truc sur la promicine dans son système.
Bir dergide okumuştum.
Je l'ai lu.
Bazı insanların bu tip konularda, çoktan evrimleşmiş olabileceklerini okumuştum.
J'ai lu que peut-être le code ADN de certains individus a déjà évolué.
Okumuştum.
Je l'ai lu
Bu konuda okumuştum.
J'ai lu des trucs là-dessus!
Hayır, metikleri olduğunu okumuştum. Uzay metikleri var.
- Mais si, ils sont obligés, j'ai lu des ouvrages sur leurs rangers de l'espace.
Şöyle bir istatistik okumuştum geyik eti yiyenler son yıllarda yüzde 30 artmış.
Tu sais j'ai lu des stats disant que la consommation de gibier était en hausse de 30 %.
Evet, bunu okumuştum.
Oh, j'ai lu ça quelque part.
Bu adam hakkında bir şeyler okumuştum.
J'ai beaucoup lu sur ce type.
Amerikan Nöroloji Bilimi dergisinin bir sayısında okumuştum.
Le journal de neuroscience a publié un article dessus.
Bir kitap okumuştum, Seni sinirlendiren şeyler, Gerçek olduğunu bildiğin şeylerdir.
Tu sais, j'ai déjà lu dans un livre que les choses qui fâchent le plus... sont les choses qu'on sait être vraies.
Dr. Ainley, bir yerde eşcinsel penguenlerin olduğunu okumuştum.
Dr Ainley, j'ai lu quelque part qu'il y avait des pingouins gay.
Uluslararası yat soygununu okumuştum.
J'ai entendu parler d'un voleur international.
Gazete kaybolan haçları hakkında, bir yazı okumuştum.
J'ai lu dans le journal qu'ils se sont fait voler leur croix.
- 16 yıl önce. - Okumuştum.
Je l'ai étudiée.