English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Olaganüstü

Olaganüstü traducir francés

5,307 traducción paralela
Yalnızca en olağanüstü canlılar muzaffer olacak.
Seuls les plus extraordinaires créatures triompheront.
Warwick'in engin deneyimi sayesinde Kat'le ikisi... gümüş karıncaların olağanüstü hayatlarını yakaladılar.
Grâce à l'expérience de Warwick, en plus des couchers de soleil, Kat et lui ont filmé la vie extraordinaire des rapides fourmis argentées.
Fakat Afrika'nın bir yerinde... durum olağanüstü biçimde iyiye gidiyor.
Mais dans une partie de l'Afrique, les choses s'améliorent de façon assez extraordinaire.
Helikopterlerle olağanüstü yerlere gidebiliyoruz.
On peut se rendre en hélicoptère à des endroits extraordinaires.
Bir siyah gergedana bu denli yakın olmak... çok olağanüstü bir fırsat.
C'est une occasion extraordinaire... Kate Broome Réalisatrice... d'être aussi près d'un rhinocéros noir.
- Şarkılar iyi. - Şarkılar olağanüstü.
Les chansons sont bonnes.
Bütün şehir için birinci derecede olağanüstü hal ilan edildi.
Nous avons une urgence de classe 1.
Genelde olağanüstü hal tatbikatları böyle sıkı mı olur?
Est-ce que tous les exercices d'urgence de l'état sont aussi intensifs?
İlişkiler burada başlamadan biter. Olağanüstü görünüyorsun, bu arada.
Vous êtes magnifique, soit dit en passant.
1963 yılındaki bir kıza göre olağanüstü bilgilere sahip.
Elle a d'incroyables connaissances pour une fille de 1963.
Olağanüstü oynadınız!
Vous y étiez sensationnel.
- Olağanüstü!
- Trop bizarre.
Biz konuştuğumuz anda bile Doctor Who'nun hala yapıldığını bilmek olağanüstü.
Le fait que Doctor Who se fasse toujours en ce moment même est extraordinaire.
Ortaya çıkardığın olağanüstü sahtekârlığın arkasındaki adamla tanışmaya ne dersin?
A quel point aimerais-tu rencontrer l'homme qui se cache derrière cette magnifique fraude que tu as découverte?
Orijinal çalışmaların olağanüstü olsa gerek.
Ton travail original doit être extraordinaire.
Boyun benim gibi uzun. Olağanüstü güzel bakışlar.
Tu as ma taille, ma belle apparence.
Olağanüstü güzel bakışları da unutma.
N'oublie pas la belle apparence.
O olağanüstü bir ilerleme yapmıştı.
Il faisait des progrès remarquables.
- Olağanüstü oynuyor.
Elle est remarquable.
Bu olağanüstü, Fishlegs.
C'est génial, Varek.
Olağanüstü bir öğrenciydi.
C'était une étudiante exceptionnelle.
Olağanüstü.
Remarquable.
Olağanüstü.
Satanément remarquable.
Ayrıca söylemek istiyorum ki, Bart olağanüstü bir çocuk, ve senin babalığını beğenmiyorum, ve senin şişik göbeğini.
Je tiens aussi à dire que Bart est un garçon remarquable, et je désapprouve ton comportement de mauvais père, et ton gros ventre.
- Olağanüstü.
Étrange.
Bu olağanüstü.
Ouais. C'est génial.
Haklıymışsın, sapma hassasiyeti olağanüstü.
Tu avais raison, la sensibilité des capteurs est époustouflante.
Olağanüstü birisiydi.
C'était une femme formidable.
Nasıl söylesem, harika insanlarla çalışıyorum. Bence olağanüstü bir işte çalışıyorsun.
Je ne sais pas, j'ai travaillé avec des gens formidables et je trouve ça incroyable, ce que tu fais.
Anne, Amanda'nın adına bir vakıf kurma fikri onu onurlandırmak için olağanüstü bir yol.
Maman, cette idée concernant la fondation au nom d'Amanda est une idée incroyable pour l'honorer.
Bu olağanüstü, gerçekten.
C'est formidable, vraiment.
Bu şey olağanüstü.
Ce truc est incroyable.
Git ve olağanüstü ol.
Sois fantastique.
Ve neredeyse hepsini yanımdaki olağanüstü genç sanatçılara borçluyum. Hepsine ve sizlere teşekkür ederim.
Et je dois presque tout ça à cette troupe extraordinaire de jeunes artistes, donc je les remercie tous et vous.
Bu bölüm olağanüstü.
Cette partie est impressionnante.
- Ölçeği. ... Rüya Ölçeği şeysi kulağa olağanüstü geliyor.
- Métrique ce truc Rève Métrique a l'air plutôt fantastique.
Matthew ile hiç karşılaşmadım ama eminim olağanüstü bir erkekti.
Ecoutez, je n'ai pas connu Matthew mais je suis sûr qu'il était merveilleux.
Bay Grayson bugünkü belediye toplantısında olağanüstü bir iş çıkardı.
Eh bien, M.Grayson a fait du très bon travail à la réunion de la mairie aujourd'hui.
Şimdi denizden eve gelmiş Hovarda Koca olarak,... benim yokluğumda belli ki çok daha verimli olan olağanüstü karıma bardağımı kaldırıyorum.
Et maintenant, tel le mari prodigue revenu de la mer, laissez moi lever mon verre à mon extraordinaire femme qui se débrouille mieux en mon absence.
Olağanüstü.
Fantastique.
O, kısır bir eşe mahkum kalmış olağanüstü bir doktor.
Un médecin si brillant, coincé avec une femme stérile.
Bu kişi olağanüstü sabırlı biri.
Il a une patience extraordinaire.
Olağanüstü bir kadın.
Quelle femme remarquable!
Sonucu belliyse olağanüstü bir çaba sarf edilmesin.
Aucune mesure extraordinaire prise si c'est manifestement la fin.
Yine de olağanüstü gözlem gücün doğruyu söylediğimi haykırıyor.
Et pourtant tes pouvoirs légendaires d'observation te hurlent que je suis en train de te dire la vérité.
"Bu olağanüstü ejderha bulunduğu çevreye göre derisinin rengini değiştirebiliyor."
"Ce remarquable dragon est capable de changer la couleur de sa peau pour se fondre dans son environnement."
Peter, bu sesin cidden olağanüstü.
Dieu, Peter, cette voix de le vôtre est vraiment quelque chose.
Olağanüstü!
Extraordinaire!
Olağanüstü.
Extraordinaires.
Olağanüstü hallerde elde ettim bu parçayı.
Je l'ai acquise d'une manière peu banale.
O gücü tatmak, insanların yalnızca hayâl edebildikleri şeyleri yapma kuvveti olağanüstü hissetirse de, herkes bunu basit bir insan mutluluğu için feda edebilir.
Aussi incroyable que soit le fait de goûter ce pouvoir, la force de pouvoir faire des choses que les hommes ne peuvent qu'imaginer, n'importe qui sacrifirait ça pour avoir la chance d'être normal et heureux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]