Olmasın traducir francés
59,045 traducción paralela
- Neden olmasın? Çünkü o sadece küçük...
- Parce que ce n'est que...
Fakat senin ve Sherlock'un silah tutan elime engel olmasını istemiyorum.
Mais je refuse qu'avec Sherlock, vous m'empêchiez de tirer.
- Neden olmasın?
- Essaie.
Her ne kadar dibine kadar nefret ediyor olsam da bir kenarda oturup, bu kasabanın yok olmasını izleyecek değilim.
Même si je déteste cette ville débraillée et merdique, Je ne veux pas m'asseoir et la regarder disparaître, OK?
Sadece bir kazaydı. Kazanın olmasını nasıl engelleyebilirim?
Comment l'empêcher de se produire?
Burasının güzel olmasının sebebi bunlar işte.
Ce lieu est beau à cause de tout ça.
Neden olmasın?
Pourquoi pas?
Her mesaj sesinin rastgele olarak birine bağlı olmasının mümkün olduğundan...
Je précise qu'un son peut être attaché par hasard à...
Neden olmasın? Alternatifin düşünülürse.
Vous devriez, vu vos options.
Onlara bir şey olmasını istemem.
Ça me désolerait qu'ils soient éliminés.
Olmasını istediğim biyolojik hayatı en ufak detayına kadar yaptım.
J'ai créé ce que j'imaginais être la vie biologique jusque dans ses moindres détails.
Soda olmasın. Yayın sırasında geğirmek istemiyorum.
Pas de la gazeuse, je veux pas roter pendant le direct.
Yaptıkları eziyetleri halka teşhir ediyoruz. Ve insan olsun veya olmasın, kimseye zarar vermiyoruz.
Nous révélons leurs atrocités au public, et ne blessons jamais ni humains, ni animaux.
Güzellik yarışmaları için kusursuz olmasını istiyorlar.
Elle doit être parfaite pour leur concours de beauté.
Babana haksızlık olmasın, sana "beceriksiz aptal" dediğinde Kaliforniya'da "İçinizdeki Sese Kulak Verin" adlı iki yıllık bir kursa yazılmıştın.
Pour être juste, il vous a appelée ainsi après votre inscription au cours intitulé "Déchaîner sa vocation".
- Dağıtım planında gecikme olmasın.
Aucun retard sur notre programme de distribution.
Zaman geçmiş olmasından ötürü değil. Değişmiş olmasından ya da bakışlarından da değil.
Ce n'est pas le vieillissement... ni le fait qu'il ait changé... ni son allure.
Bence Joker'in Fantom Bölgesi'nde olmasının önemini hafife alıyorsun.
Vous sous-estimez l'importance d'avoir mis le Joker en Zone.
Seni yaratan adama kötü bir şey olmasını ister misin?
Tu veux que ton créateur souffre?
Rand'in her zaman dünyaya faydalı bir şirket olmasını isterdi.
Il a toujours voulu que Rand soit quelque chose de bien dans le monde.
- Sanırım böyle olmasını isterdi.
- pensé que c'est ce qu'il voudrait.
Herkes kötü şeylerin olmasını engelleyebilmek ister ama maalesef bazen bu sadece şansa bakar.
Tout le monde veut pouvoir empêcher le mal. Mais malheureusement, parfois, c'est une question de hasard.
Kanser olmasının sebebi evimizin yakınındaki Rand kimya tesisi.
Il l'a eu à cause de l'usine Rand près de notre maison.
Neler olduğunu bilmiyorum ama bir sorunumuz olduğu kesin ve bunu çözmek için aklının başında olmasına ihtiyacım var.
J'ignore ce qui se passe, mais je sais qu'on a un problème, et il faut que tu sois en état de m'aider à le résoudre.
Yumruğuyla olmasın?
Pas son poing?
Bu yüzden benim tazminatımın Joy'dan bağımsız olmasını istemek için geldim.
Je suis donc venu demander un licenciement indépendant du sien.
Yatak yarası olmasın diye.
Pour t'éviter les escarres.
Dualarının gerçek olmasına sevindim.
Je suis ravie que l'univers ait entendu.
Unutmayın, Iron Fist olsun olmasın, kurşungeçirmez değil.
Iron Fist ou pas, il ne résiste pas aux balles.
O kameraların orada olmasından çok mutlyuum o kanoyu sürdüğün zaman da orada kamera olduğunu bilseydin keşke
Heureusement que les caméras étaient là. Si tu l'avais su avant de piquer ce kayak...
Acil bir satış olmasını bekleyecekler. Ve onu ucuza almaya çalışacaklar.
Ils attendent une vente au rabais pour l'avoir à bon prix.
Sadece tahmin yürütebilirim. Ama arkadaşların olmasını isterdi.
Je ne peux pas l'affirmer, mais je suis sûr qu'elle aurait voulu que tu aies des amis.
Sadece tahmin etmek olmasın.
Il ne s'agit pas de deviner.
Çok dağınık olmasın.
Appliquez-vous.
1A'nın gitmiş olması gerekiyor, değil mi?
- Je me trompe ou la 1A est à côté?
Bu numaranın bir sürpriz olması gerekiyordu.
Le piège était fait pour être une surprise.
Neden o olmasın?
Pourquoi n'en serait-il pas un?
Bu atışı 300 metreden yapmış olması imkansız.
Il n'a pas pu tirer de 300 m.
- Bir kadın olması daha olası. - Çocuk olamaz mı?
Une femme.
Neden olmasın.
Pourquoi pas?
- Kendi versiyonlarının olması adil değil mi ama? - Orijinal versiyonu klasikti.
Je veux dire, l'orginal est un classic.
Kurbanların tesisinize 1500 metre mesafede yaşıyor olması tesadüf mü?
Le fait que toutes les victimes vivent dans un rayon de 2 km est un hasard?
Sana borcum olması işine gelmez.
Non, je n'en ai pas.
Bütün atların özgür olması gerektiğini düşünüyor. Ve bununla arasına girdiğini düşünen herkese sataşır.
Elle trouve que tous les chevaux devraient rester à l'état sauvage et elle s'en prendra à tous ceux qui contrecarrent ses plans.
MARP programının bir hata olduğunu söylersin. Korkunç bir şekilde yanlış olduğunu ve tüm atların özgür olması gerektiğini.
Vous dites que le Programme éducatif était une erreur, qu'il est mauvais et que tous les chevaux doivent être libérés.
Şey, genelde... İyi bir iletişimin önemli kısmı iki tarafın bilincinin de yerinde olmasıdır.
Généralement, une bonne communication nécessite que les deux parties soient conscientes.
Garaja da giremiyor olması lazımdı.
Elle n'aurait pas dû être capable d'entrer dans le garage non plus.
Erkek arkadaşın biraz acımasız olmasıyla ün yapmış biri.
Ton petit ami a la réputation d'être un peu impitoyable.
Saldırı partide gerçekleştiyse görüşmemiz ve elememiz gereken uzun bir liste olacak. Saldırganın hala serbest olması da ayrı tabii.
Avec la fête, ça fait bien du monde à interroger et éliminer, et le violeur court toujours.
Bir tek adının Fred olmasıyla değil... Onun sadece bir gözü var.
Non seulement s'appelle-t-il Fred, mais... il n'a qu'un œil.
Onu "düzgün" insan olması için aptallaştırın.
Faites-en une élève bête, mais avec des valeurs potables.