Oluyorum traducir francés
6,432 traducción paralela
Ajan Coulson, Ajan Garrett, teslim oluyorum.
Agent Coulson, agent Garrett, je me rends.
Vurularak nasıl "şanslı" oluyorum?
avoir été tiré dessus? "une chance"?
Apartmanımızın yaşlılarına yardımcı oluyorum.
Tu sais, j'aide les résidents plus âgés.
Sadece, şu an muhteşem ve hamile, dev bir vatoza benzeyen Ann Perkins'e deli oluyorum.
La seule chose qui me rend folle c'est une raie Manta magnifique, enceinte, nommée Ann Perkins.
Başkan Yardımcılığı'nı ele geçirdiğimizde, sıradaki isim ben oluyorum.
Une fois débarassé du Vice Président, je suis le prochain sur la liste.
Anne, hasta oluyorum galiba.
Maman? Je suis patraque.
Olamam, mezun oluyorum.
Non ça n'arrivera pas.
Bir şey olduğunda suçlu ben oluyorum. Vergi, askerî, seçim planlarını ben veririm.
Et s'il y a un pépin, je me tape le fisc, l'armée, les élections...
İyi bir vatandaş oluyorum.
J'essaie d'être un bon citoyen.
Her şeye hazırlıklı oluyorum.
Et je suis préparé à tout.
İçtiğimde biraz huysuz oluyorum.
Je deviens méchant quand je bois.
Mickey ben oluyorum, tatlım.
C'est moi, chérie.
Tarık'ın ailesine ve kardeşlerime baktığımda utanç içinde oluyorum.
Honte quand je regarde la famille de Tarik, quand je regarde mes frères.
- Ben Yvonne, Harold'a göz kulak oluyorum.
- Je suis Yvonne. Je m'occupe de lui.
Teslim oluyorum, efendim.
Je me rends, monsieur.
Hafif tahrik oluyorum.
Ils m'excitent.
Sanki Amazon'a girmiş gibi oluyorum.
Beurk! C'est comme de marcher dans l'Amazone.
Ben de bu şekilde yardımcı oluyorum ona.
C'est à moi de l'aider.
- Hey, bak... - Ben de bazı şeylere hasta oluyorum.
Tu sais, moi aussi j'en ai marre parfois.
Yardımcı oluyorum, kulağına fısıldıyorum onu yönlendiriyorum.
J'aide, je lui susurre à l'oreille, je le dirige.
Sıkıcı bir insan oluyorum.
Je deviens ennuyeuse.
Sanırım artık senin liderin oluyorum.
J'imagine que ça fait de moi ton supérieur.
Ormandasınız ama gerçek bir orman değil böylece teknik olarak Francine'e verdiğim sözü tutmuş oluyorum.
Tu es dans la forêt, mais pas une vraie forêt, donc techniquement j'ai tenu ma promesse à Francine.
Yaptığımız şeyden dolayı huzursuz oluyorum.
Ce qu'on est e train de faire me fait flipper.
Senin için deli oluyorum.
Pour toi.
Kim olduğumu hatırlayamaz hale geliyor sonra da birilerinden robot olmadığımı söyleyen o sözleri arzular oluyorum.
On ne sait plus qui l'on est. Et on souhaite entendre quelqu'un dire qu'on n'est pas un robot.
- Her zaman kötü adam ben oluyorum.
Je suis toujours le méchant.
Her gece işten sonra geri geliyorum Sabine. Ayrıca eve göz kulak oluyorum, ayak işlerini yapıyorum, çamaşır yıkıyorum.
Et je suis là toutes les nuits, Sabine, après le travail, ensuite je vérifie la maison, je fais les courses, le ménage.
Çok yazık oldu. Çünkü ne zaman hassas yanını göstersen acayip tahrik oluyorum.
C'est vraiment mauvais, car chaque fois que tu montres ton côté sensible, je trouve ça très sexy.
Emekli oluyorum.
Je prends ma retraite.
Kendimi sattığımı, benliğimi paraya değiştiğimi düşünüyorsun. Yeteneğimi boşa harcamış oluyorum.
Et tu penses que je me vends, que je choisis l'argent plutôt que l'humain, et c'est un gâchis pour mon talent...
Şu anda sizi resmi olarak bilgilendirmiş oluyorum.
Je suppose que c'est mon préavis.
Nasıl oluyor da kalbinde stent takılı olan ben oluyorum?
Pourquoi c'est moi qui ai un truc au cœur?
- Sanırım, ben de gariban oluyorum.
Je pense que je vais vomir.
Demek istediğim, çok mu hızlı aşık oluyorum?
Est-ce que je tombe trop vite amoureux?
Abime ve eşine sözleşmeli okul açmaları için başvuruda bulunmalarına yardımcı oluyorum ve bütçeye bazı şeyler eklemem gerek.
J'aide mon frère et ma belle-soeur avec leur proposition pour une école privée, et je dois ajouter quelques annexes à leur budget.
- Meşguliyetinden emin oluyorum.
Je m'assure qu'il reste occupé.
Ama konu Marcus'a gelince, anne ayı oluyorum ve onu korumak için birini bile öldürürüm.
Mais quand il en vient à Marcus, je suis une mère ourse, et je tuerais pour le protéger.
Bazen ofisteyken, çalışıyor oluyorum.
Parfois au bureau, je travaille.
Skye! Memur beyler, teslim oluyorum!
Officier, je me rends!
Florosan ışığında şiddete eğimli oluyorum.
Les lumières fluorescentes me rendent violente.
Sanırım ben Jam oluyorum?
J'imagine que je joue Jam?
Dışarıda komşu kalmadığından emin oluyorum.
Je m'assure qu'il n'y a pas de voisins dehors.
Artık yalnız çalıştığıma göre Superman oluyorum sanırım.
Depuis que je travaille seul, je pense que ça fait de moi Superman.
- Ara bulucu ben mi oluyorum?
Donc, je suis l'intermédiaire? Non.
Kim oluyorum ve ne yapıyorum?
Qui suis-je, et qu'est-ce que je fais?
Sana neden yardımcı oluyorum anlamıyorum.
Je ne sais pas pourquoi je t'encourage.
- George Washington gibi oluyorum.
- Je ressemble à George Washington.
Sanırım gerçekten aşık oluyorum ona.
Il est assez timide donc je pense que je veux pas le brusquer.
- Ben oluyorum yani.
Comme moi.
Ama ben daha iyi biri olmaya çalışınca suçlu mu oluyorum?
Tu ne sais pas ce qui est meilleur pour toi, moi oui.