English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Onun yüzünden

Onun yüzünden traducir francés

1,332 traducción paralela
Onun yüzünden cam kırma alışkanlığım oldu.
J'ai pris l'habitude d'avoir mes carreaux cassés.
Onun yüzünden çalışmak zorunda kalacağım.
Il part travailler et voilà.
Onun yüzünden mi? Evet, onun yüzünden.
- C'est pour la fille?
Onun yüzünden. Ona kendim söylemek istediğim bir sürü şey vardı.
J'avais beaucoup de choses à lui dire moi-même.
Onun yüzünden.
C'est pour elle.
O zamanlar çok alkolik biriydi ve onun yüzünden ilk defa bir konseri kaçırdılar.
Il buvait énormément à l'époque et la seule fois où ils ont raté un concert, c'était à cause de lui.
Ama onun yüzünden değil.
- Ce n'est pas sa faute.
Mike geleceğimi biliyor. Gitmezsem, onun yüzünden olduğunu sanacak...
Mike sait que je viens et si je ne m'y montre pas, il va penser que c'est à cause de lui.
Eğer onun yüzünden sana birşey olursaIbununla yaşayamam işte
Ce que je ne pourrais pas supporter c'est s'il t'arrive quelque chose à cause de lui.
Oz'a onun yüzünden geri döndün.
Vous êtes de retour à Oz à cause de lui.
- Senin üst mevkiindi. Evet, onun yüzünden bir buçuk sene kefaretimi ödedim.
J'ai fait 18 mois de pénitence à cause de lui.
Diyorlar ki, sponsorlar üniforma ve aletleri onun yüzünden veriyorlar.
On dit que s'il y a des sponsors pour les équipements, c'est grâce à lui.
- Onun yüzünden ağlardı.
- Il la faisait pleurer.
Onun yüzünden iki yüz bin dolar zarar ettik.
Où est le problème? Ce mec nous a coûté 200 000 $.
Onun yüzünden.
À cause de lui.
- Hatta onun yüzünden tartışmıştık.
On s'est disputés à son sujet. Vraiment?
Onun yüzünden birilerini öldürebilir.
Il tuerait pour lui.
- Bu saçmalık. Onun yüzünden bu hale geldim.
- Je suis dans le pétrin à cause de lui.
Ne demek istiyorsun? Bizi onun yüzünden mi takip ediyor?
À cause de ce truc?
Hepsi onun yüzünden!
C'est de sa faute!
Kahrolasıca travesti, Onun yüzünden.
Un putain de travelo, voilà quoi.
Onun yüzünden birçok bioroid öldü.
A cause de lui, beaucoup de Bioroïds sont morts.
Onun yüzünden birçok çocuk öldü.
Beaucoup de gamines sont mortes à cause d'elle.
Sameer'e inanmamalıydım! Onun yüzünden köpek beni ısırdı!
Sameer va le regretter!
Onun yüzünden çizelgelerimi unuttum.
Ça m'est revenu, grâce à toi. J'avais presque oublié mes tables.
Onun yüzünden burada çalışıyorum ya. "Gerçekten ciddiye alınmak istiyoruz."
Je me retrouve ici par sa faute.
Onun yüzünden yanıp da öç almak isteyecek çok adam var.
Il en a ruiné d'autres qui seraient pas contre se venger.
Sana bir şey söyleyeyim, en baştan, ilk günden beri sırf onun yüzünden bekliyoruz.
Je vais vous dire un truc. Depuis le début, jour après jour, ce gars faisait de la résistance.
Bilemiyorum. Bir tek onun yüzünden uzuyordu.
Je sais pas, il les empêchait de rentrer chez eux.
Ne cüretle onun bir yabancı yüzünden küçük düşüp utanmasına izin verirsiniz?
Et vous la laissez se faire humilier... - par une étrangère?
Kocasının atık sanayisindeki yüksek konumu yüzünden bu hakaretlerden en çok etkilenen maalesef Carmela oldu ama birçoğumuz onun kadar alındık.
Hélas, la situation éminente de son mari dans la gestion des déchets en fait la cible des insultes. Mais on est nombreuses à avoir été offensées.
Onun evine gittik ve bir Japon haiku şiirindeki hece sayısı yüzünden tartıştık.
On va chez elle... on a un curieux débat... sur le nombre de syllabes dans un haiku.
İşte bunların yüzünden onun ölümünü reddedip yarışmaya devam ediyorsun.
C'est pour ça que tu nies sa mort, pour continuer à rivaliser avec lui.
Ama sanırım bu, alkol olması ve onun etkisi yüzünden Chicken Beat Boy ile yapılacak çok şey var.
Mais je pense que c'est l'emprise de l'alcool qui rendait ce jeu si marrant.
Sen onun yüzünden öldün!
Vous ne seriez pas mort sans lui.
Onun hakkında endişeliyim, eğer yemeğini yemediyse düşük şeker yüzünden komaya girmiş olabilir.
S'il n'a rien mangé, il peut faire un coma.
AtmacaKız ve onun arkadaşları Adalet Takımı yüzünden.
Hawk Girl et ses compagnons, la Ligue des Justiciers.
Onun sunduğu kanunlar yüzünden buradakiler yatmaları gereken sürenin iki katını yatıyorlar.
Sa législation est la raison pour laquelle la moitié des hommes ici restent deux fois plus longtemps.
Bana söyledikleri yüzünden onun dişlerini dökmen gerekirdi.
Tu aurais dû lui casser les dents pour avoir dit ça.
Onun garip yasaları yüzünden atlarımızı elmizden aldılar.
Ses lois nous privent de nos chevaux. Puis-je venir avec vous?
Nicole yüzünden mi onun gözünün içine bakamıyorum?
Est-ce que je ne le regarde pas dans les yeux à cause de Nicole?
- Onun futbol idmanı yüzünden olduğunu söylemişti.
- Il a dit qu'il se l'était fait au football.
Ruhlarını olmasa bile, kardeşlerini kaybettiler. Hepsi onun aç gözlülüğü yüzünden.
Des collègues ou des amis d'enfance.
Takımınız, onun gibi biri yüzünden diskalifiye bile edilebilir,
Votre équipe pourrait même être disqualifiée, avec un gars comme ça.
Onun yaptıkları yüzünden operasyon riske girdi.
Il a fait courir un risque à toute l'opération.
Zirve yüzünden çok gergin ben de onun sağ koluyum...
Vous savez, je suis son bras-droit donc...
Onun ve Zak Adama yüzünden.
À cause d'elle et de Zak Adama.
Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, onun sonu gelmeyen, hoş karşılanmayan ilgisi... yüzünden işimden ayrılmaya zorlandığım.
Ce que je sais, c'est qu'il m'a forcée à quitter mon emploi... par ses avances sexuelles continuelles et malvenues.
Onun alerjisi var diye ben de yemeyecek değilim. Chris Gibbons şiddetli bir alerjik tepki yüzünden öldü.
Il est mort suite à une allergie.
David'e olan sapkın bağlılığı yüzünden, onun iyi bir hayat sürmesini kendisinin hapse girmesini istiyor.
Avec sa dévotion tordue qu'elle porte à David, elle préfère qu'il poursuive sa carrière, quitte à aller en taule.
Kavga yüzünden sanırım. Gerçek neden bence onun kurallarını sorgulamış olmam ve tabii bloğumda okul hakkında yazdıklarım.
Je pense que la vraie raison est pour avoir remis en cause les règles... et d'avoir dit ce que j'ai dit sur mon site.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]