Organisation traducir francés
3,623 traducción paralela
Onun çökertmeye çalıştığı organizasyonun lideri ile buluşmaya gittiğini biliyoruz, ama sonra o ağa düştü.
On sait qu'il allait rencontrer la tête de l'organisation qu'il essaie de démanteler, mais il est introuvable.
Bu Michael'ın yakalamaya çalıştığı organizasyonla ilgili.
C'est sur l'organisation que Michael travaille à faire tomber.
Bu daha büyük bir suç örgütünü işaret etmiyor mu?
Est-ce que ça n'implique pas une plus large organisation criminelle?
Sayın hakim, Jason Goss'un büyük bir suç örgütünün parçası olduğuna inanıyoruz.
Votre Honneur, nous croyons que Jason Goss fait partie d'une organisation criminelle beaucoup plus grande,
Jason Goss sürekli büyük bir suç örgütü olduğunu ima ediyor.
Jason Goss n'arrête pas de faire référence à une plus grande organisation criminelle.
Müvekkiliniz büyük bir suç örgütü hakkında bir şeyler bildiğini ima etmişti.
Votre client a insinué qu'il avait des infos sur une plus grande organisation criminelle.
Adam örgütü kız arkadaşının hayatından daha çok önemsiyordu yani?
Donc l'organisation avait plus d'importance pour lui que la vie de sa petite amie?
Bay Goss kabul ettiği anlaşma çerçevesinde hedef alınan isimleri ve suç örgütünün faaliyetlerini ifşa edecek mi?
L'accord passé par M. Goss comprenait la révélation des cibles du meurtre ainsi que les actes d'une plus grande organisation criminelle.
Organizasyonundaki birinin ona karşı çalıştığını küçücük bile bir şüphesi olursa ortadan kayboluyorlardı.
S'il y avait ne serait-ce qu'un soupçon que quelqu'un dans son organisation travaillait contre lui... ils disparaissaient.
Sadece küçük kuruluşumuzun kocaman bir atılım yapmak üzere olduğunu söyleyelim.
Disons seulement que notre petite organisation est sur le point de faire un très grand pas en avant.
Bizle Ultra arasında süren gizli bir savaş var. - Hayır! - Bizi avlayan gizli bir örgüt.
Il existe une guerre secrète entre nous et Ultra... l'organisation secrète qui nous traque.
Bizle Ultra arasında süren gizli bir savaş var. hayır! Bizi avlayan gizli bir örgüt.
Il y a une guerre de l'ombre entre nous et Ultra, l'organisation secrète qui nous chasse.
Tamam da parti çok şey organize etmeyi gerektiriyor.
Mais une fête demande tant d'organisation. Ne t'en fais pas.
- Dernek ha?
Une organisation, hein?
Oldukça sağlam bir organizasyon.
Sacrée organisation.
Vazifen gizli bir görev Bir terör ağı liderinin peşine düşeceksin.
Votre mission est une mission d'infiltration où vous espionnerai le chef d'une organisation terroriste.
Sanırım tüm bunlardan kurtulmak, örgütümüzü kurtarmak, kendini, arkadaşlarını kurtarmak için bir yol var.
Je pense qu'il y a un moyen de s'en tirer, un moyen de sauver notre organisation, de sauver tes amis, de te sauver toi-même.
Onlar kendilerini bu örgüte adadılar.
Ils se sont voués à cette organisation.
Sam sana, bir gün... bu örgütü birinin tehdit edeceğini, ve senin seçim yapmak zorunda kalacağını söylemişti.
Sam te l'avais dis, un jour Quelqu'un menacerait cette organisation Et tu aurais à faire un choix
Bizle Ultra arasında süren gizli bir savaş var.
Il y a une guerre cachée entre nous et Ultra, l'organisation...
Kimyasal Silahların Yasaklanması Organizasyonuna göre...
D'après l'Organisation pour l'Interdiction des Armes Chimiques...
Neden radikal bir organizasyonu taklit ediyorlar ki?
Pourquoi prendre l'apparence de membres d'une organisation radicale?
Organizasyonun amacı buydu zaten, insanî sebeplerden dolayı yapmadılar, para için yaptılar.
C'était le but de cette organisation, et non pour des raisons humanitaires, ils l'ont fait pour l'argent.
Organizasyonunun nihai amacı her ne ise bunun sadece başlangıcı olmasından korkuyorum.
Quels que soient les objectifs de cette organisation, je crains que tout cela ne soit que le début.
Uluslararası bir suç örgütü.
C'est une organisation criminelle transnationale.
- Fakat bu adam, adı Tomás Mendez, bir Amerikan anti terör organizasyonunda çalışıyor ve Kardeşlik'le Parsa arasında bağlantı buldular.
Mais cet homme, Tomas Mendez, fait partie d'une organisation anti-terroriste qui peut relier la Fraternité à Parsa.
Gelecek birkaç haftada, parçası olduğu anti terörist grubu desteklemek için, şehirdeki her büyük mekanda yemek yiyip şarap içiyor olacak.
Dans les prochaines semaines, il aura rallié et dîné avec toutes les grandes pontes de la ville supportant son organisation anti-terroriste.
Dünyanın en ketum organizasyonu kendi çıkarı için uzaylı teknolojisini saklayacak öyle mi?
L'organisation la plus secrète au monde qui cache de la technologie alien pour leur propre compte.
Çok meşguldüm. Yemeği, çiçekleri, balayını planlamak ve her şeyi son dakikada toparlamak derken...
J'ai été tellement occupée avec l'organisation la mise en place à la dernière minute avec la nourriture, les fleurs, la lune de miel...
Ulusal Güvenlik olarak Red John davasını incelediğimizde Kaliforniya'da güçlü bir gizli teşkilatlanmanın varlığından şüphelenmeye başladık.
En enquêtant sur John le Rouge, la Sécurité Intérieure a commencé à suspecter l'existence d'une puissante organisation dans le système policier californien.
Teşkilatta güçlü bir organizasyon var.
Il y a une puissante organisation au sein des autorités policières.
CIA'in gizli bir kolu olarak ABD topraklarında bulunan B613 koda adı ile faaliyet gösteren ve "Komutan" isimli bir adam tarafında yönetilen gizli bir örgüt tarafından profesyonel bir suikastçi olarak eğitildim...
J'étais un tueur professionnel pour une organisation secrète de la C.I.A sur le sol américain appelée B613, gérée par un homme appelé le "commandant"
Devletin gizli bir organizasyonu tarafından yetiştirilmiş bir suikastçı olduğunu söyledi.
Et il a dit que c'était un assassin pour une organisation gouvernementale secrète.
Bunun tabi ki sonuçları olacaktı. Eğer onlardan bir talepte bulunursak... Hükümetle ilgili bağlantı kurulmaması gereken pek çok konu bizim için sorun teşkil edecektir.
C'est juste que nous ne pouvons pas demander ça en raison de la façon dont les règles ont été délibérément mises en place entre cette organisation et le pouvoir exécutif.
Her hareketinizi takip eden kocaman bir bürokratik organizasyonun üyesi olan ilgili bir vatandaşım.
Un citoyen inquiet qui s'avère être un membre d'une gigantesque organisation qui suit chacun de vos mouvements.
Gördüğümüz kadarıyla bu örgütün yarısını al aşağı edecek kadar delil var.
Vous avez assez pour descendre la moitié de l'organisation.
Mal varlığının planlaması yapıyoruz.
Nous faisons l'organisation des biens.
Ya yunuslarla yaptığın hayır işleri?
Et ton organisation caritative pour les dauphins?
Akıl almaz olan o.
C'est toi qui a eu cette idée d'organisation...
Organizasyonun kuruluş amacı buydu.
C'est le but de cette organisation.
Bu yüzden de o seyahatleri Renkov ve örgütü hakkında bilgi sağlaması için kullandım.
Alors je lui ai demandé d'utiliser ses voyages pour récolter des informations sur Renkov et son organisation.
Charlie'nin Anton Renkov ve örgütüne karşı casusluk yaptığına inanamıyorum.
Je n'arrive pas à croire que Charlie espionnait Anton Renkov et son organisation.
Anton Renkov ve örgütüne ulaşma imkânın var!
vous avez un accès sans précédent à Anton Renkov et son organisation.
El Kaide ağına sızarak yüksek öncelikli CIA operasyonlarına destek veren bir CIA görevlisi idi. Örgüt içerisinde sahte kimlikle bulunuyordu.
Il a infiltré le réseau Al-Qaïda aux plus hauts postes pour amener d'autres agents de la CIA dans l'organisation comme ses fausses recrues
Baban gizli bir organizasyonun başkanı, Arkadaşların birilerini, Belli sebeplerden dolayı öldürüyor,
Bien, tu es la fille de l'homme qui dirige l'organisation top secrète qui a fait que ton ami a tué un homme pour une raison qui a un rapport avec ton ex petit-ami, le Président.
Hakikaten. Tahmin ettigimden daha da kokusmus bir yermis bu birlik.
C'est vrai que cette organisation est plus pourrie que je ne l'imaginais.
Türümüz ile Ultra arasında gizli bir savaş var. - Hayır! -... bizi avlayan gizli bir örgüt.
Il y a une guerre de l'ombre entre nous et Ultra... l'organisation secrète qui nous traque.
- Bu durum kurumumuzu açık edebilir.
- cela compromettrait l'organisation.
Bizimle Ultra arasında süren gizli bir savaş var. Hayır! Bizi avlayan gizli bir örgüt.
Il y a une guerre de l'ombre entre nous et Ultra, l'organisation secrète qui nous chasse.
Polislerden ve diğer devlet görevlilerinden oluşan bir gruba üye misin?
Appartenez-vous à une organisation policière secrète incluant d'autres personnages officiels du gouvernement?
Bu grup adına daha önce birden çok suç işledin.
Vous avez commis des crimes sur ordre de cette organisation auparavant.