English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Oya

Oya traducir francés

189 traducción paralela
Bunu oya sunmazdiniz, degil mi?
Vous ne proposeriez pas un vote là-dessus, Sénateur?
- O oldukça iyi bir kazanç. Bunu oya koyalım.
C'est une belle somme!
Sizin ve sizin işinizin sonu, çünkü bizi ganimetten yoksun bırakırken oya sunulmuştu.
C'est "votre" dernière aventure! Ça a été décidé pendant que vous nous trahissiez.
OYA sadece akılda kalıcı bir sözden ibaret.
Ça va plus loin que "l'ancien système".
Nellie Manson harika oya işliyor.
Je ne peux pas employer Nellie.
- Oya koyalım.
- Qu'on le mette au vote.
Oya koyalım.
Il n'y a qu'à voter.
Nottola'nın önünü kesmek için hâlâ dört oya ihtiyacımız var.
Même avec ton groupe il manque quatre voix pour le sortir et changer de cap.
Sen korkunç bir kadınsın Oya. Yalnız bir kusurun var.
Tu es une femme formidable, Oya, mais tu as un défaut.
Güzel vücudu var Oya'nın. Yüzü de güzel.
Oya est une femme très belle.
Oya'yı yemeğe götürecektim size geleceğini öğrenince, rahatsız etmek zorunda kaldım.
Sachant qu'elle venait ici, je ne voulais pas vous déranger.
Bilmiyorum Oya.
Je ne sais pas, Oya.
Size gelince Oya Hanım. Orada ne maksatla bulunduğunuzu söylemezseniz bizi çıkmaza sokarsınız.
Et vous Oya, si vous ne me dites pas pourquoi vous étiez là-bas... vous nous compliquerez la tâche.
Kız kardeşi, Oya-e, bir handa çalışıyor.
Oyaé, sa sœur, travaille dans une auberge.
Oya-e, çiftçi Kyubei'nin kızı.
Fille de Kyubei à Sunaga. Nom :
Oya-e mi?
Oyaé?
Oya-e.
Oyaé!
Kör olabilirim ama Bayan Oya-e'nin, çok güzel bir insan olduğunu biliyorum...
Je suis aveugle mais je sens les choses. Je sais que vous êtes très jolie et bien faite.
Oya-e!
Oyaé! Pardonne-moi.
Sadece oradan geçerken ona yardım ettim. Bayan Oya-e, kardeşinizin dönüşüne sevindim.
Oyaé, tout s'arrange.
Oya-e'nin başını dertten kurtarmak zorundayız.
Le plus urgent, c'est de sauver Oyaé.
Tetsugoro'ya bu parayı ödemek zorundayım yoksa Oya-e fahişe olacak.
Sans cet argent, Oyaé devra travailler pour Tetsugoro.
Kendi hayatımla Oya-e'ninki dendiğinde bunları karşılaştıramam.
Ce n'est pas un sacrifice. Ma vie ne vaut pas grand-chose.
Söz verdiğimiz gibi, Oya-e eve gidebilir.
Je te rends ta sœur, comme promis.
Ama kızkardeşim Oya-e evine gitsin lütfen.
Mais rendez-moi Oyaé.
Ama benim aksime senin Oya-e gibi bir koruyucun var.
Tu as une tante qui te chérit et qui te protège.
Oya-e.
Oyaé.
600.000 oya değer.
Ça rapportera bien dans les 600000 votes.
- Gelecek her oya ihtiyacımız var.
J'ai besoin de tous les votes.
Çoğunluk sağlamak için üçüncü bir oya ihtiyacımız var.
Il faut un 3ème avis pour nous départager.
Bunu oya sunmadan önce şunu demeliyim. Bunun kayıtlarda net bir şekilde bulunmasını istiyorum. Bayan Childs.
Avant qu'on ne vote, j'aimerais qu'il soit écrit dans le rapport qu'il y a des preuves accablantes contre les Alpha Bêta, et qu'il doivent être reconnus coupables.
Oya sunalım.
Votons.
Bekle. Koç 68 oya karsı 45 oyla gidiyor.
Le coach est renvoyé à 68 voix contre 45.
Evet oya ihtiyacım var,... ama onu artık yapmıyorum.
Oui, j'ai besoin de voix, mais je ne fais plus ça à présent.
Merhaba baba. Çocuklar, iyi ki geldiniz. Direkt oya sunuyorum.
Content que vous soyez rentrés, je fais un sondage.
Oya koyalım.
Il n y a qu'à voter.
Ve Arnold ile konuştum site yasa yönetmeliğine göre sizi başa çıkılamaz davranışlarınız nedeniye atabilmek için 6 oya ihtiyaçları var.
Oh, j'ai parlé à Arnold, et il dit que selon le règlement du syndic, il leur faut six votes pour vous éjecter pour mauvaise conduite.
- Morty Arnold sizi atmak için 6 oya ihtiyaç var diyor.
Arnold dit qu'il leur faut six votes pour t'éjecter.
Bize birçok oya mal oldun.
Le président est passé pour un läche, sans parler des voix qu'il a perdues.
Efendim, Galler Prensi çoğunluk oya sahip.
Le prince de Galles a la majorité- -
Yani, 422 evet oya karşılık 1 hayır oyu var..
Donc, on a 422 voix pour et une contre.
Komisyon sadece onu susturabilmek için yıllık 500 dolarlık bir ödemeyi oya sundular.
Un comité lui donna 500 $ par an pour qu'il arrête.
O 3 oya ihtiyacımız olmayacak.
on n'a pas besoin de ces voix.
Sayın Başkan, bu sabah itibariyle Sydney'nin tek bir oya ihtiyacı vardı.
Ce matin, il ne manquait plus qu'une voix à Sydney.
Yeteri kadar oya sahip olan her pislik o koltuğa oturabilir.
Les ordures n'ont qu'à pêcher les voix.
Jackson Senato'da 26 oya karşı 20 oyla resmi olarak kınanmıştı.
En quelques mois seulement, le Congrès s'est réuni à ce qu'on a appelé la "session de la panique".
En kısa sürede sana katılmak konusunu oya sunduk.
Nous avons donc décidé de vous rejoindre.
Oya gerek yok çünkü hediye "duşu" olmayacak.
Il n'y a pas de vote parce qu'il n'y a pas de réception.
Bize eski okuma, yazma, aritmetik ( OYA ) yöntemine dönmemiz gerektiğini söylüyor.
Il veut le retour à l'ancien système.
Özür dilerim.
Excusez-moi, j'avais prévu d'inviter Oya à dîner.
Ondört oya ihtiyacım vardı.
A quatorze voix près.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]