Oynayacağım traducir francés
1,328 traducción paralela
Kathleen'le top oynayacağım.
Je vais tirer des buts avec Kathleen.
Çocukluğumuzu oyunlar oynayarak geçirmiştik, acaba bunlar büyüyünce oynayacağımız oyunların alıştırması mıydı?
On passe notre enfance à jouer. Était-ce un avant-goût des jeux qu'on joue étant adulte?
- Oynayacağım.
- Je jouerai.
Oynayacağım.
Je jouerai.
Oynayacağım... söylersen... söylersen.
je jouerai si tu me dis... si tu me dis.
"Canterville Plate Glass" şirketinin çalışanları eğitim filminde oynayacağım. Bravo sana, Jack.
On m'a demandé de jouer le 1er rôle dans une vidéo de formation du personnel de la compagnie Canterville Plate Glass.
Dostumun anısına DD oynayacağım.
- Je vais jouer en souvenir de lui.
Eğer onu kurtarırsak, donunu çıkarıp "Sok ve Sürt" oynayacağım!
Si on la sauve, je lui enlèverai sa culotte et on jouera au docteur.
Tamam senin şu lanet maçında oynayacağım.
Je participerai à votre foutu tournoi.
Sadece oynayacağım.
Je vais juste jouer.
- Evet, bayan. - Bu rolü istemedim. Ama oynayacağım.
- Je n'ai pas voulu ce rôle... mais je le tiendrai.
Doktor veya avukat olmamı istiyor... ama ben de o takımda oynayacağım.
Il veut que je sois avocat. Mais moi je veux jouer et avec son numéro.
Ben Magic gibi 32 numara oynayacağım. O iyi.
Je serai 32, comme Magic.
Seninle oynayacağım.
Jouons.
Sadece nasıl hem yanında olup hem de basketbol oynayacağımı bilmiyordum.
Je n'ai pas su marier le basket avec toi.
Öğle yemeğinden sonra çay için Sherry zamanı. Akşam avukatımla briç oynayacağım. Sanırım sekizde.
Je prends le thé au Sherry, ce soir je joue au bridge avec mon avocat, à 8 h.
Yoksa hayatım boyunca garson rolü oynayacağım demektir.
- J'espère bien. Sinon, je finirai en serveuse débile.
Ben altı numaraya oynayacağım... merkezin tam sağ ortası, efendim.
J'irai pour le numéro 6, légèrement à droite ou au centre, Monsieur.
Gerçek bir cadıyı oynayacağım.
Je joue la vraie salope.
Tamam, deneyeceğim. Komedide oynayacağım.
D'accord, je vais faire du comique.
Her zamanki gibi aptalı oynayacağım.
Je ferai l'idiot, comme toujours.
- Ben Yubiho'yu mu oynayacağım?
- Je fais Yubiho?
Bu yüzden gerçekten oynayacağım.
Alors je joue réellement
Evet, bir haftasonu dramında oynayacağım.
Ouais, pour un week-end de théâtre.
Ben savunmasız buzağıyı oynayacağım.
Je jouerai l'agneau sans défense.
Hangi oyunu oynayacağımızı bile...
Je sais même pas ce...
Biraz oynayacağım.
Tiens-moi ça. Je vais jouer un peu.
Kozlarımı nasıl oynayacağım?
Quelle attitude adopter?
En iyi rollerden birini oynayacağım. İzle.
Je suis super acteur.
- Ben içimden geldiği gibi oynayacağım.
- Trop de réflexion. Je joue à l'instinct.
Tabii önümüzdeki seksen devrede bahçe cinini oynayacağımı düşünürsek.
En admettant que j'accepte de jouer les nains de jardin pendant les 80 prochains cycles.
İki dizide birden oynayacağım.
J'aurai deux feuilletons!
Drake Ramoray'in ikiz kardeşi Stryker'ı oynayacağım.
Je serai le jumeau diabolique de Drake!
Bar sahnesini tekrar oynayacağımı sanmıyorum.
Je laisse tomber les bars.
- Aç onu. - Britney Spears'in klibinde mi oynayacağım?
C'est Anton que j'aimais bien.
- Britney Spears'ın klibinde mi oynayacağım? - Chilton'a gidiyorsun!
- Je vais faire un clip de Britney Spears?
Sookie, o seçeneğe başvurmadan önce Stephen King romanından oynayacağım bir sürü bölüm var.
Je préférerais vivre plusieurs chapitres d'un roman de Stephen King avant d'en arriver là.
Şimdi çalışmama izin verirsen, seninle bu haftasonu oynayacağım.
Tu m'aideras à pousser les gens qui voudront ma pointure?
Hokey oynayacağım.
on a un accord.
Ah, bir de seninle saat 6'da raketbol oynayacağım.
Oh. et je veux jouer au squash avec vous à 18h00.
Tamam. Bir el oynayacağım.
D'accord pour une partie.
Beni devirmiş bile olsan senin üstüne oynayacağız.
Même si tu m'as battu, on parie sur toi.
Herneyse benim adım Jack McFarland, ve bu gece size yeni oyunum olan, " Bir Jack McFarland Yapımı 3 bölümde Meditasyon'u oynayacağız.
je m'appelle jack mcfarland. voici quelques scènes de ma nouvelle pièce : " projet d'automne sans titre intitulé :
Şimdi başka bir oyun oynayacağız, Tamam mı evlat?
On va changer les règles, OK?
- Sola mı oynayacağız?
- Par la gauche? - La droite.
NBA'de ben oynayacağım. Sen benim ponpon kızım olacaksın.
Je serai à la NBA et tu seras pom-pom girl.
Öyle daha mı iyi oynayacağını düşünüyorsun?
Tu crois que tu joueras mieux?
Benim hayatım, senin için oynayacağın birşeydi.
Ma vie n'a été qu'un jouet entre tes mains.
Evet, oynayacağım.
Ouais, je jouerai.
İçeri giriyor muyuz yoksa burada durup Küçük Kibrit Kız'ı mı oynayacağız?
On entre ou on rejoue The Little Match Girl?
İstediğin her oyunu oynayacağım, Mikey G.
Je jouerai à tout ce que tu veux, Mikey G.