English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Oynuyoruz

Oynuyoruz traducir francés

1,395 traducción paralela
Üç saattir oynuyoruz.
On joue depuis trois heures.
Biz onuru için oynuyoruz.
On joue par fierté.
Haydi. Bir oyun oynuyoruz.
- C'est un jeu.
Ateşle oynuyoruz Kaptan.
Nous jouons avec le feu, capitaine.
Kâğıt oynuyoruz, bir şeyler yiyoruz,.. ... gelip rahatlıyoruz.
On joue aux cartes, on mange un morceau, on vient ici pour se détendre.
Kâğıt da oynuyoruz.
On joue aussi aux cartes.
- Oyun oynuyoruz.
Allons là où il y a du travail.
Sessiz bulmaca oynuyoruz.
- On joue aux charades.
Şimdi, sessiz bulmaca yerine, "Haydi Monk'a Meydan Okuyalım" oynuyoruz.
J'en ai une. Au lieu de jouer aux charades, on joue à "Faisons sécher Monk".
Ne oynuyoruz?
A quoi tu joues?
Neyine oynuyoruz?
Vous pariez ou quoi?
Tamamlama oynuyoruz sandım.
Je croyais qu'on rappait. - Non.
Kasanın hep kazanacağını biliyorsak, neden kumar oynuyoruz?
Si on sait que le casino gagne toujours, pourquoi jouer?
Bir-yüz oyunu oynuyoruz.
- Nous jouions au 1 sur 100.
Satranç oynuyoruz. Bu bir oyun.
C'est comme une partie d'échecs, Clark.
- Sert adamı oynuyoruz, öyle mi?
Hein, petit dur?
Harry Potter oynuyoruz
Nous jouons à Harry Potter
Bazen ajan oyunu oynuyoruz.
On joue parfois aux espions au centre commercial.
- Tahtaya bak dama oynuyoruz.
- Regarde le plateau, on joue aux dames.
Sadece alabildiğine devam eden bir gökyüzü var. Ve biz tüm oyunlarımızı bu gökyüzünün altında oynuyoruz.
Juste le ciel qui continue à l'infini et sous lequel nous jouons nos petits jeux.
Sadece gökyüzü, ve bu böyle gidiyor. Ve bütün oyunlarımızı onun altında oynuyoruz.
Juste le ciel qui continue à l'infini et sous lequel nous jouons à nos petits jeux.
Sadece oynuyoruz
On s'amusait un peu.
Ölümle oynuyoruz.
On trompe la mort.
Siyaha oynuyoruz.
On parie sur le noir.
Sadece oyun oynuyoruz.
C'était pour rire.
- Oynuyoruz.
Oui.
Çocuklarla oynuyoruz.
On s'amusait.
- Limitsiz oynuyoruz değil mi?
Pas de limite, non?
Kiminle oynuyoruz, Yankee'ler mi?
Faut pas être en face! Ils jouent contre New York?
Bazen Hokey oynuyoruz farzedin.
J'ai pensé que si on mettait ce bandeau pour jouer.
Onlarla Poker oynuyoruz.
On joue au poker avec eux.
Hala her cuma gecesi softbol oynuyoruz Joe.
- On fait toujours du soft-ball le vendredi.
- Oynuyoruz, gördün mü?
- Mais enfin!
- Zaten sessiz oynuyoruz!
On fait pas de bruit!
Yani, oynuyoruz.
Ça veut dire oui.
Biz sadece kağıt oynuyoruz. Hepsi o kadar.
On joue aux cartes, c'est tout.
Niye bilardo oynuyoruz peki? Bunun iki nedeni var.
Alors pourquoi joue-t-on au billard?
Babaanne ve dedenizle küçük bir oyun oynuyoruz.
Nous faisons une petite farce à Grand-mère et Grand-père.
- Sizi oynuyoruz.
On vous imite.
Utanç verici çünkü biz ihtiyarız Dan. Felâket oynuyoruz...
C'est embarassant parce qu'on est vieux, Dan, on joue horriblement mal
Tamam, şimdi oraya çıkıp daha önce oynadığımız gibi oynuyoruz.
Retournez-y et jouez comme vous aviez l'habitude de jouer.
Sen ve ben basketbol oynuyoruz, Hemşire Roberts pembe dizi seyrediyor.
Toi et moi, on a le basket, Mme Roberts a ses séries.
Bu arada "Başrol oyuncusu kadınlar" oyununu oynuyoruz.
Au fait... on joue à "Qui suis-je?"
Öyle mi? Siz dedektifçilik oynuyorsunuz. Biz FBI oynuyoruz.
Vous jouez aux policiers, nous, on joue au FBI.
Neden olmasın? Çünkü, ahbap, dedektifçilik oynuyoruz!
On joue aux policiers.
Az önce jinekologluk oynuyorduk, şimdi de suçluyu oynuyoruz.
Oh ouais. On jouait aux gynécologues, maintenant on joue aux tueurs.
"Kuzular" oynuyoruz.
Vous faites quoi? On joue au "Silence des agneaux".
Ve biz tüm oyunlarımızı bu gökyüzünün altında oynuyoruz.
Juste le ciel qui continue à l'infini et sous lequel nous jouons à nos petits jeux.
- Gevşe, daha azına da oynuyoruz.
Facile et on joue petit.
- Burada, biz oynuyoruz.
- Yeah!
Sence oyun mu oynuyoruz eğik kafa?
Tu crois qu'on joue?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]