English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Paisley

Paisley traducir francés

123 traducción paralela
Fazla yükselmemesi konusunda dikkatli ol, Paisley.
- Attention que ça ne monte pas trop.
Demek sensin, McEwen.
- Vous pouvez aider Paisley.
Bay Paisley, bu hatayı yapmanız bilim için, yeri doldurulamayacak bir hizmet verdi.
M. Paisley, vous venez de rendre un service inestimable à la science.
Dinsdale orada, resepsiyon salonundaydı. Yanında Doug, bebek ezen Charles Paisley birkaç film yapımcısı ve Kierkegaard diye hitap ettikleri oturmuş tazıların kafasını ısırıp koparan bir adam vardı.
Et Dinsdale était là, en pleine conversation avec Doug et Paisley, l'écraseur d'enfants, deux producteurs de films et un dénommé Kierkegaard, qui était assis en train d'engueuler ses lévriers.
Benim zamanımda uzun saçtı, beatniks, paisley.
Pour moi, c'étaient les cheveux longs, les beatniks, les motifs cachemire.
Sanırım şalımı geri getireceğim.
Je crois que je vais ramener Paisley.
Şaldan bahsetmen çok komik.
C'est drôle que tu mentionnes Paisley parce que...
Bu filmin baş araştırmacısı olan Mel Paisley, Üstün Hizmet Madalyası'yla ödüllendirildi.
Mel Paisley, le chercheur en chef de ce film, a été décoré de la croix de l'armée américaine.
Ama sonunda Paisley'deki tek kişi oldum.
Mais j'ai fini par me fondre dans le paysage.
Paisley hiçbir arabanın altına bomba koydu mu?
Paisley a-t-il jamais posé une bombe?
Paisley McNasty adı altında yazmıştım.
J'écrivais sous le pseudonyme de Paisley McNasty.
Ben Paisley, o da Jolt.
Je m'appelle Paisley, et lui c'est Jolt.
Paisley Shimansky seni görmek için burada.
Paisley Shimansky est arrivée.
- Paisley'li biri için fena değil.
Pas mal pour un garçon de Paisley.
Boş zamanında yaparsın onu Paisley çocuğu.
Plus tard, mon ami.
Paisley polyesteri, değil mi?
- En polyester, hein?
Paisley?
Hé, Paisley.
Komşulara göre, ev Paisley Johnston adlı birine ait, 23 yaşında.
Selon les voisins, la maison est à Paisley Johnston, 23 ans.
Kurbanın, Paisley Johnston olduğunu doğrulayabildiniz mi?
Elle a tort. Avez-vous confirmé que la victime est Paisley Johnston?
Booth, Paisley'in ailesine ulaşmaya çalışıyor ama onlar Antartika'da.
Booth essaie de contacter ses parents, ils sont dans l'Antarctique.
Eğer birisi Paisley Johnston'u öldürmek istediyse kesinlikle kredi kartı şirketi değildir. Öyle mi?
Si quelqu'un voulait la mort de Paisley Johnston... ce n'était sûrement pas la compagnie de carte de crédit.
Paisley Johnston.
D'accord. Paisley Johnston.
Tam da bu yüzden Nicole, Paisley'in tek ve en iyi arkadaşı Paisley ile olan arkadaşlığını bitirmiş.
Et c'est là que la seule et meilleure amie de Nicole Paisley... a coupé les ponts en supprimant Paisley de sa liste d'amis.
Ben, Paisley'in sadece şehir dışına çıktığını falan düşünmüştüm.
Je croyais que Paisley était en voyage.
Paisley, doğum günüm için bana bir çanta aldı.
Paisley m'a acheté un sac pour mon anniversaire.
Paisley bana sahte olanı vermiş!
Paisley m'avait donné un faux.
Paisley sana taklit vermiş.
Paisley vous a donné une imitation?
Saç ve kemik parçalarıyla birlikteydi yani Paisley öldürüldüğünde onunla olmalıydı.
C'est avec les cheveux et les fragments d'os... alors ça devait être dans la douche... quand Paisley a été assassinée.
Sürücü kartında dediğine göre Paisley Johnston 162.5 boyunda.
Selon le permis de conduire, Paisley Johnston mesure 1 m 64.
Paisley'in doğuştan herhangi bir rahatsızlığı var mıydı?
Paisley avait un problème congénital?
Hiçbir fikrim yok tabii Paisley Johnston, önceki hayatında Asyalı değilse.
À moins qu'elle ait été asiatique dans une autre vie.
Asyalıların, beyazlara göre daha kısa uyluk kemikleri vardır ama Paisley Johnston Asyalı değil.
Elles ont des fémurs plus courts par rapport au reste du corps. Mais Paisley Johnston n'est pas asiatique.
Demek ki bu Paisley Johnston'a ait değil.
Ce qui veut dire que ce n'est pas Paisley Johnston.
Paisley'in kayıp ilanlarını her yere astık, ama henüz bulan olmadı.
J'ai lancé une alerte pour Paisley, mais on ne l'a pas encore trouvée.
Ya, Asyalı kızı öldürüp kaçtı ya da, her kim Asyalı kızı öldürdüyse, Paisley'i de öldürmüş.
Ou elle a tué la fille asiatique et s'est enfuie... ou l'assassin de l'Asiatique a aussi tué Paisley.
Paisley Johnston'un evinde ne işi vardı peki?
Que faisait-elle chez Paisley Johnston?
Paisley, Jenny'nin girmek istediği grubun bir üyesiydi o.
Paisley. Elle fait partie du milieu dont Jenny voulait faire partie.
Paisley çok zengindi.
Paisley est riche.
Paisley miydi bunu yapan?
C'était Paisley?
Şu anda Paisley'i araştırıyoruz.
On recherche Paisley.
Doğru. Nicole, Paisley'in ona Chanel çantası hediye ettiğini söylemişti.
Nicole a dit que Paisley lui avait offert un sac Chanel.
Evet, çok ilginç. Ya da Paisley arkadaşından yardım etmesini istedi ve sen de buna izin vermezdin.
Ou Paisley a dit à son amie... qu'elle devrait toucher une part, et vous ne la lui avez pas donnée.
Paisley'in internet hayatı 679 sayfa sürüyor.
679 pages de la vie de Paisley sur Internet.
Sayfa 472. Paisley, Jenny'den gelen arkadaşlık isteğini reddetti.
Paisley a ignoré une requête de Jenny pour être son amie.
Bu insanların hiçbiri, ne Paisley'i görmüş ne de onun nerede yaşadığını biliyor.
Aucune de ces personnes n'a vu Paisley, ni ne sait où elle est.
Şu tasmaya bak. Evet, Paisley gönderilerinden birinde Chi-Chi'yi asla kaybetmeyecekmiş gibi koruduğundan bahsetmişti.
Paisley a mentionné dans l'un de ses commentaires... avoir mis un antivol sur Chi Chi afin de ne jamais le perdre.
Bay Paisley.
M. Paisley...
Masaya varabilecek mi? Sanmıyorum. Evet, vardı.
Charles Paisley, l'écraseur de bébés, un couple de producteurs de cinéma et un certain Kierkegaard, qui arrachait la tête de lévriers avec ses dents.
Paisley.
Paisley.
- Liu, evet.
Paisley nous envoie.
Bizi Paisley gönderdi. Hizmetinizdeyim!
À votre service.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]