English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Palamut

Palamut traducir francés

63 traducción paralela
Kaburgalarıma yedi palamut batmıştı.
Allongé sur des glands...
Palamut koleksiyoncusu
LE collectionneur
- Palamut?
- Ils sont magiques!
Palamut balığını çok iyi yapıyorlar.
Tu sais c'est génial le bar.
Palamut büyüklüğünde.
La taille d'une noisette.
"Bana bir palamut borçlusun."
Vous m'en devez un.
Cevizden palamut meşesine kadar tanıdığım yaratıklar.
Créatures que j'ai connues à l'état de noix et de glands.
Bize de bir palamut atsana.
T'as pas un joint?
Palamut gibi bir idrar torbam var.
Ma vessie a la taille d'un gland.
Palamut bir balık. Biliyor muydun?
Tu sais, le poisson?
Butun kitaplar yazıyor... O sadece palamut balığı yerdi.
Tous les livres écrivent sur lui et il a mangé le thon jaune.
- Sen palamut nerede öğrendin?
- où t'es-tu renseigné sur le thon?
Oğlumun kafasına sadece palamut düşmüş.
C'est un gland que mon fils a reçu sur la tête.
Küçük bir palamut.
Un petit gland.
O.. büyük.. maymun.. palamut.. ff..
! - Mais... grand gland... flou.
- Büyük palamut mu?
- C'était un gros gland?
- O.. büyük.. maymun.. palamut... ff.. Saçmalık.
- Grand gland flou...
Bu sadece bir palamut, küçük bir palamut.
C'était juste un gland. Un petit gland!
- Yine önceki palamut hikayesi!
C'est encore l'histoire du gland.
Palamut olayından beri, sürekli benden utanıyorsun.
T'as honte de moi depuis l'histoire du gland.
Palamut, gökyüzü, bütün bu...
Le gland, le ciel, toute cette histoire...
- Söyle onlara. - Başka nereden palamut toplardık ki?
- On vient pour les glands.
Büyük bir fırtına geliyor, ve çocuklarımın babası dışarılarda palamut topluyor.
Une tempête terrible s'annonce, et le père de mes enfants récolte des glands quelque part.
Ne yapıyorsun? Palamut'a benziyorsun.
Qu'est-ce que vous faites?
Çok fazla palamut mantar bulmalarına iyi gelmez.
Ca les empêche de trouver des truffes
Polly "palamut" ile şansını deniyor.
Polly tâte l'eau avec "gland".
Fenikasetil kristal metil entrenilat, palamut, karamel ve bargamot yağı.
Des cristaux d'acide phényl-acétique, du méthyl-anthranilate, et du gland de chêne, du caramel et des huiles de bergamote.
- Palamut bakmaya gelmek ister misin?
Tu veux chasser des maquereaux?
Ben küçük civciv değilim ve buda bir palamut değil.
Je ne suis pas une folle.
Bu Amerika'nın ruhunu taşıyan en eski palamut ağaçlarından biri.
Cet arbre était... était le gland Des premières lueurs de l'Amérique.
- Palamut kadar!
- On dirait un gland!
- Palamut kozalakları oyuyoruz.
- On sculpte les glands.
- Palamut kozalakları oyarız
- On sculpte les glands
Hayatımın geri kalanında palamut güğümleri yaparsam bundan seni sorumlu tutacağım.
Si je dois sculpter des glands toute ma vie, je t'en tiendrai responsable.
Evet, körfezin oralardaydık, palamut tutuyorduk.
On pêchait la bonite dans le Golfe.
Robert, sen körfeze palamut tutmaya gittin mi hiç?
Tu as déjà suivi la bonite dans le Golfe?
- Palamut balıkları büyük mü?
C'est gros, une bonite?
Hiçten beslenen kocaman şişko bir palamut.
Un gros poisson-pilote qui se nourrit de rien!
Seni palamut gibi ezip akşam yemeğinde biraz bakla ve hoş bir Chianti eşliğinde yiyeceğim.
Je vais t'éclater comme un gland et te déguster pour dîner avec des fèves au beurre et un délicieux Chianti.
Ezilmiş biskli rustik palamut fransız kreması ilaveli ve çok az miktarda kızarmış adaçayı ve bitti.
C'est juste un biscuit rustique avec de la courge poivrée Et on fini avec une pointe d'érable infusé à la crème fraîche et un petite crumble à la sauge.
Karımdan uzak dur palamut çüklü kız!
Touche pas à ma femme, micro-pénis!
Meşe ağacı için bir palamut kadar.
Le chêne n'a besoin que d'un gland.
Sana palamut vermemi ister misin?
Aimeriez-vous que je vous donne un gland?
O olaydan sonra asla palamut yemedim.
Après ça, je n'ai plus jamais mangé de poisson.
- Bu da deniz ürünleri salatası. - Çiğ palamut. - Çiğ tamam.
La salade de fruits de mer, le thon, cru.
- Teşekkürler. - Palamut.
- Et encore un thon.
Kendimi yemekle meşgul değilken benim istiridye yememi tatlı şarap içmemi ve palamut atıştırmamı istiyorsun.
Lorsque je ne suis pas occupé à me manger moi-même, vous souhaitez que je mange des huitres, que je boive de doux vins et que je grignote des glands.
İstiridye, palamut ve Sicilya şarabı.
Huîtres, glands et Marsala.
Gözünüzün önünde bir palamut canlandırın.
Imagine un gland droit devant.
- Büyük maymun... palamut... ah..
- Grand gland flou...
palamut değildi.
Non, papa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]