English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Pantalon

Pantalon traducir francés

6,840 traducción paralela
Gerçekten bu yeri güzelleştirmek istiyorsan önce üzerine bir şey giy.
Voulez-vous vraiment faire cette place sembler agréable? - Jetez sur quelque pantalon.
Ayrıca şort giyiyorum, fermuarı yok.
Et je porte un pantalon, y a pas de braguette.
- Pekala, düğün iptal ve Alan bale dersindeyken donuna yapıyormuş.
Eh bien, le mariage est annulé, et Alan a chié dans son pantalon en cours de ballet.
Ben de "P" harfiyle, pantolonumu alayım.
Laisse-moi prendre mon "P" pour pantalon.
Ve pantolonunu indirdiğinde var ya anne o şeyle nal atmaca bile oynayabilirsin.
Et quand il a baissé son pantalon, oh maman, on pourrait jouer au lancer de fer à cheval sur son machin.
- Nasıl oldu da sadece pantolonuna bulaştı?
Comment des saignements de nez peuvent tacher ton pantalon?
- Bu pantolon kimin?
À qui est ce pantalon?
Pantolonun sahibi miydi?
C'était encore le mec au pantalon?
O pantolonlar tam bir afet olmuş.
Raymond! Ce pantalon est sensationnel.
- Raymond, o pantalonlar tam bir afet?
Vraiment? "Raymond, ce pantalon est sensationnel."
- Nick, kargo pantolon mu giydin? - Evet.
Tu vas porter ton pantalon cargo?
Doğru ya, Nick'in pantolonu var.
Attends, on a le pantalon de Nick.
Çıkar o pantolonu be!
Enlève ce foutu pantalon.
Evet, pantolonunda ve ayakkabılarında da biraz var.
Hum, oui, il en a des traces sur son pantalon et sur ses chaussures.
Pantolonumu çıkarmak için yardıma ihtiyacım var.
Je vais avoir besoin d'aide Pour enlever mon pantalon.
Hem pantolonuna, hem de sonra her şeyine yardımcı oluyor.
Oh, il t'aide avec ton pantalon Et puis, il t'aide avec tout le reste.
- Senin fermuarı kapanmayan bir heykelin.
- Une statue de toi impossible de le garder dans ton pantalon.
Kaç beden pantolon giyiyorsun?
Eux oui. Quelle taille de pantalon vous portez?
- Pantolonunu çıkar.
- Enlève ton pantalon.
- Pantolonumda.
- Dans mon pantalon.
Üzerinde gri ve mavi kapüşonlu var. Altında siyah bir şeyler var.
Haut bleu et gris à capuche, pantalon de jogging noir.
Pantolonunun dışına elimi koydum, ne kadar büyük olduğunu hissettim.
J'ai mis ma main sur son pantalon, sentir comment il était grand.
Şu köşedeki medyum gibiyim. Tabii ben pantolon giyiyorum ve yangın musluğu ile evli değilim.
Je suis comme le médium du coin sauf que je porte un pantalon et que je ne suis pas marié à une borne incendie.
- O kıçı kayak pantolonunda görmek isterdim.
J'aimerais voir ce cul dans mon pantalon de ski.
Pantolonumu giyebilir miyim?
Je peux mettre un pantalon? Juste une minute.
Bay Mükemmel Pantolon olmak zor.
C'est dur d'être M. Pantalon Parfait.
Pantolonla nasıl gözükecek merak ediyorum.
Je veux voir à quoi ils ressemblent avec ce pantalon.
Külotunun altında 4 yıldızlık bir şey olduğunu öğrendiğimden beri.
Quand j'ai réalisé qu'il y avait une revue quatre étoiles dans son pantalon.
Pantolon paçaları biraz uzun olabilir.
Le pantalon sera un peu long.
Seni yatağa atmak için yazdım onu.
J'ai écrit ça pour accéder à ton pantalon.
Neden bir pantolon giymedin?
Pourquoi tu ne portes pas de pantalon?
Bunu bir pantolonla kutlayalım çünkü buradan elbisenin altını görebiliyorum.
Célébrons ça avec un pantalon... Parce que je vois sous ta blouse.
Ne istiyorsun benden be? Pantolonlarımı bulamadım.
Je n'ai pas trouvé mon pantalon.
Hey, Camille. Nerede benim pantolonlarım be?
Hey Camille Où est mon pantalon?
- Zeek, pantolon giy.
Zeek, mets un pantalon.
Pantolonum olup olmadığı umrunda değil onun.
Elle s'en fiche si je n'ai pas de pantalon. Si?
Eğer büyükbabam pantolon giymek zorunda değilse ben de pantolon giymek istemiyorum.
Si papy ne porte pas de pantalon, je n'en porte plus non plus.
Kimse pantolon giymek zorunda değil. Önemli değil. Harika haberler için buna gerek yok.
Personne n'as besoin de pantalon c'est bon... pas avec une aussi bonne nouvelle.
Pantolonum çok mu ıslanmış?
Mon pantalon est trempé?
- Şunun pantolonuna bak.
- Regarde son pantalon. - Je sais.
Umarım onu kayıtlarda yakalarız. Bir tek bana öyle geliyor yoksa kurbanın, ceket, kravat pantolon, ayakkabı ve düğmeleri kopmuş bir gömlek giymesi garip değil mi? Tabii ki garip.
Heureusement, nous l'avons sur l'enregistrement ce n'est que moi, ou c'est étrange que notre victime porte une veste de costume, une cravate, un pantalon, des chaussures, mais que sa chemise soit déboutonnée?
Kusura bakma... Claudia / Artie kod kitabımı öteki pantolonumda unutmuşum, bu yüzden dökül bakalım.
Désolé, j'ai oublié mon dico Artie / Claudia dans mon autre pantalon.
Pantolonumun cebine bak.
Regarde dans mon pantalon.
Pantolonunu giy. İçeri geliyorum.
Votre pantalon est relevé.
- Pantolonumu çıkaracağım şimdi.
Ouais, je vais juste enlever mon pantalon.
Senin donunu indirsek nasıl olur?
Et si je te prenais ton pantalon?
O benim donumu indirmeye çalışıyor.
Il essaye de me voler mon pantalon.
Pantolonumu nasıl süzdüğünü gördünüz mü?
Vous voyez comme il fixe mon pantalon.
Ben de onun pantolonunu...
Du coup, j'ai fixé son pantalon...
Ne zaman dizlerinin üstüne alsan Armani pantolonun alev almasını ister miydin?
Tu veux que ton pantalon Armani prenne feu à chaque fois que tu le mets sur tes genoux?
Çocuğun birinin donunu indirmeye çalışmıyorum.
Je n'essaye pas de voler le pantalon de ce gamin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]