Para için mi traducir francés
871 traducción paralela
Para için mi?
Tu l'as fait pour de l'argent?
"Gerçek aşk" ı satacak mısın? - Para için mi? - Elbette.
Tu vas vendre "Le Grand Amour" pour de l ´ argent?
Para için mi geldiniz?
Vous êtes venu pour l'argent?
Merhaba Porter. Bu sefer niye kavga ediyorsunuz, kürk, mücevher ya da para için mi?
Vous vous disputez pour des bijoux, de l'argent?
- Para için mi?
- C'est pour l'argent?
Şöhret için? Bir kemer parçası için? Yoksa az miktarda para için mi?
Les fafiots... le fric... le sale fric!
- Para için mi? - Neden olmasın?
Pour de l'argent?
- Para için mi?
- Pour l'argent?
Para için mi yani?
Pour de l'argent?
Para için mi?
C'est pour mon argent...
Para için mi?
Pour de l'argent?
- Para için mi?
- Pour de l'argent?
Ama o veya başka birisi, onu ve arkadaşlarını kurtarmak amacıyla bir hikaye uydurmanız için size para ödemiş olamaz, değil mi?
Mais quelqu'un vous aurait-il payée pour leur concocter cet alibi?
Oraya gitmek için eski bir gemiye üç kat para mi ödeyeceksiniz
Et pour ça, vous payez le triple prix pour voyager sur un vieux rafiot?
Para kazanmak için dikiş mi diktin?
Tu cousais pour gagner ta vie?
Sevdiğim için mi yoksa karşılığında bana para ödeyecek misin?
Pour le plaisir? Ou vous me paierez?
Güzel bir evde yaşamaları için bekleyip para biriktirmeleri mi gerekiyor?
Qu'avez-vous dit? Qu'ils devaient attendre et économiser avant de pouvoir penser à un logement décent?
Bunun için para ödediklerini mi söylüyorsunuz yani?
On vous envoie de l'argent pour ça?
- Para kopartabilmek için mi?
- Pour toucher la prime?
Hepsi için de para gerekir. Her şey paraya bakar, değil mi, Max?
Et tout ça coûte de l'argent, hein, Max?
Kasabadan gitmen için sana para ödenmedi mi?
On vous a payée pour partir, non?
Korunmak için para ödemiştim, öyle değil mi?
J'ai payé pour ma protection.
Biraz para kopartmak için mi isteksizlik yapıyorsunuz ha?
A quoi tenez-vous tant, à quelques dollars?
Kralın kendi hapishanelerinden birinden çaldığımızı öğrenince, El Libre'e para ödediği için nefret etmeyecek mi?
Quand il apprendra d'où vient "El Libre", il sera furieux.
Para için? Avukatlar buraya gelebilir mi?
Approchez, messieurs les avocats.
Beni para için öldürmektense korumak için öldürmek daha iyi değil mi?
Oui. Me tuer en état de légitime défense, c'est mieux que pour l'argent.
Para kazanmak için mi?
Pour l'argent? Non!
Yeteneklerimi sergilemem için bu kadar para ödeyeceğin... işin ne olduğunu sorsam ileri mi gitmiş olurum?
Ce serait déplacé de te demander... pourquoi tu es prêt à payer un tel prix pour me voir démontrer mes talents?
Suçsuz biri için, bana o kadar para vermezler değil mi.
La mort d'un homme sans culpabilité vaut rarement autant d'argent.
- Para babası için mi?
- Pour l'homme au pognon?
- Tatil için para biriktirsek mi? - Nereye?
Maman, partons ensemble.
Max, para senin için çok önemli değil mi?
Max, c'est vraiment important pour toi, l'argent?
Seninki de benim mesleğim gibi. Bokstan bahsediyorum. Para için yapıyoruz değil mi?
Si je comprends bien, tu fais de la boxe comme moi je fais la vie.
Giuliano bunun için sana iyi para veriyor, değil mi?
Il te paie bien pour ça, Giuliano?
Onlara bunun için para veriyoruz, değil mi?
On les paie pour ça, non?
Sana, sadece güzel görünmen için mi para veriyorum sanıyorsun?
Quoi? Tu crois que je vais t'obéir à cause de tes beaux yeux?
Para için mi?
Tu veux parier?
Fransızlarla savaşmam için bana para lazım. Kilise bunu bana verecek mi? Evet mi hayır mı?
J'ai besoin d'argent pour combattre les Français, l'Eglise va-t-elle me le donner, oui ou non?
- Bunun için mi para veriyor?
- Seulement pour ça?
- Yarım saatlik iş için iyi para, değil mi?
C'est bien payé pour une demi-heure de travail.
Para kazanmak için ne feci bir yol, sence de öyle değil mi?
C'est un moyen horrible de gagner de l'argent.
Her çarşamba ufacık bir tahminle para toplamak için mi?
Faire des collectes chaque mercredi?
Bizimle temas kurduklarına göre kızımız güvende, sizce de öyle değil mi? Böyle şeyleri, sadece para için yaparlar, değil mi?
Elle est vivante, n'est-ce pas, puisqu on nous demande une rançon?
Para senin için çok şey ifade etmiyor, öyle değil mi?
L'argent n'a pas une grande valeur pour vous, n'est-ce pas?
Birinin özel bölümlü pencere pervazı icat eder mi diye hep düşünmüşümdür. Bir bölme süt için, bir bölme yoğurt için. Bundan çok para kazanırdı.
Celui qui inventera le rebord de fenêtre compartimenté un pour le lait, un pour les yaourts... se fera une fortune.
Zevk mi, para mı, vatan için mi?
Par plaisir, intérêt ou patriotisme?
Ama vicdanen lordum, zaten bir gün darağacında ölecek benim gibi beş para etmez, serseri ayaktakımından kurtulmak için tek masum canı bile kaybetmeye değer mi?
Mais... Faut-il risquer une seule vie innocente pour supprimer une canaille telle que moi qui de toute façon sera pendue un jour?
Özgür ve heyecan verici bir hayat yaşamak için para lazım, değil mi?
Pour vivre indépendante, tu as besoin d'argent?
Para için, değil mi sizce?
Pour l'argent, non?
- Sana bunun için para verdiler, değil mi?
- On vous paye en conséquence.
Para için bile mi?
Pas même l'argent?