Parents traducir francés
36,170 traducción paralela
Çünkü sadece gerçek ebeveynler bunu yapar diye düşünürdük.
Pour jouer aux vrais parents.
Gerçek ebeveynler ne demek?
C'est quoi comme parents?
Benim onun sahip olmadığımızı düşündüğümüz bir şey.
Des parents qu'on a pas eus.
Janine Cody aileni öldürdü.
Janine Cody a tué vos parents.
Annemle babamı düşünüyorum.
Je repense à mes parents.
Ebeveyni iyi isim koymuş.
Ses parents l'ont bien faite.
Bunlar soğuk savaş görmüş ebeveynlerin çocukları ulu Amerikan savaş makinesi hikâyesini dinleyerek büyümüşler.
Ce sont des enfants de parents de la Guerre froide qui ont grandi en entendant parler de la puissante machine de guerre des USA.
Çocuğunu korumak her anne babanın görevidir ama kendi hayatını yaşamak çocuğun zorunluluğudur.
C'est le travail des parents de protéger leur enfant, mais c'est l'obligation des enfants à eux-mêmes de vivre leur propre vie.
... Zıt Flash'ın anneni öldürmesini engelledin sonra da hem annenin hem de babanın hayatta olduğu alternatif bir gerçeklikte yaşadın... - Evet.
et vécu dans cette réalité alternative où tes deux parents étaient vivants?
Kim anne babasını kurtamaya çalışmaz ki?
Qui n'aurait pas essayé de sauver ses parents?
Birden duygusala bağlayıp birinin annemle babamı öldürdüğünü ve o yüzden bu işimi yapmam gerektiğini söylememi bekliyorsan çok beklersin.
Si tu penses que je vais m'effondrer et te raconter que l'un d'eux a tué mes parents et que c'est pour ça que je fait ce travail, ce n'est pas le cas, d'accord?
Annem de, babam da doktor.
Mes parents sont médecins.
Aileni yine hayatta görmek istedin.
Tu as voulu revoir tes parents vivant.
Sanırım ailesi Damien Darhk ile tanışana kadar.
Initialement, une dure à cuire de 16 ans en devenir. Jusqu'à ce que ses parents rencontrent Damien Darhk, je suppose.
Hayır, eğer bu işe karışırsan
Non. Si on... si on trouve tes empreintes, alors les deux parents de John Jr.
Ruvé Darhk'tan annem ve babam için intikam almanın Black Canary'nin mirasına zarar vereceğine dair beni ikna etmiştin.
Tu m'as convaincue de ne pas me venger de Ruvé Darhk pour mes parents parce que tuer aurait entaché l'héritage de Black Canary.
Hayır, değil. Uzun süredir, annemin ve babamın ölümü için seni suçluyordum. Damien Darhk'ın deney odalarından birinde onları bıraktığın için seni suçluyordum.
Pendant très longtemps, je te blâmais pour la mort de mes parents, que tu étais responsable de les avoir laissés suffoquer dans une des chambres à gaz de Damien Darhk
Annen ve baban için özür dilerim.
Je suis désolée pour tes parents.
Çok tatlısın ama 200 misafirimiz var ve sizinkiler bu düğün için bir servet harcadı.
C'est très mignon de ta part, mais plus de 200 invités arrivent, et tes parents ont dépensé une fortune pour ce mariage.
Burada Laurel hayatta annemle babam hayatta. - Onlar annenle baban değil.
Dans cette vie, Laurel est en vie, mes parents sont en vie.
Beni uyutabilen tek ninniyi hatırlıyorlar.
Mais ce ne sont pas tes parents. Ils se souviennent de la seule berceuse qui fonctionne pour m'endormir.
Uzun bir zaman ailemin ölmesinden seni sorumlu tuttum.
Pendant longtemps, je t'ai blâmé pour la mort de mes parents.
- Sizin aileniz nerede?
- Où sont tes parents?
- Size yeni ebeveynler lazım.
Tu as besoin de nouveaux parents.
Ebeveynlerin çocuklarını seks objesi olarak görmesine alışkın değiliz.
On n'est pas habitué aux parents Qui voient leurs enfants comme objets sexuels.
İkiniz akraba mısınız yani?
Vous êtes parents?
Evli, iki çocuk annesi, işletme mastırı var. Çocuklarını futbola götüren okul-aile birliği başkanı.
Mariée, mère de 2 enfants, un master en droit des affaires, mère au foyer, présidente des parents d'élèves.
Anne-baba ve çocuk evdeyse, kurban kim peki?
Si les parents et le bébé sont là, qui est la victime?
Ailesi şu an uçakla Hawaii'ye geliyor.
Ses parents ont pris un vol pour Hawaii.
En yakın akrabası kim?
Où en est-on avec les parents proches?
Anne ve babası çiftçiymiş.
Ses parents étaient fermiers.
Ailesi onun tehlikede olabileceğini düşünmüş ve sürekli takmasını sağlamış.
Les parents pensaient qu'elle pouvait être une cible, donc ils le lui faisaient porter tout le temps.
Diğer velilerle birlikte çağrıldım.
Elle m'a convoquée ainsi que les autres parents.
Okula geleceğini biliyorlardı, oraya geldiyse, bazı veliler de anlatırdı, değil mi?
On connaît mon mari. Si on l'avait vu, des parents vous l'auraient dit, non?
Tek başına çocuk yetiştirmekten başka ortak noktamız yok.
Autre que d'être des parents célibataires vous avez plutôt rien en commun
Penny, kayınvalidenin senden hoşlanmasını istemek doğaldır. Bazen tehditkar olabileceğimi kabul ediyorum.
C'est tout à fait normal de vouloir se faire apprécier de ses beaux-parents, et j'avoue que je peux être intimidante.
Anam babam bile sana yaklaşamadı ben de dahil.
Même les parents ne pouvaient plus t'approcher. Et moi encore moins.
Ailemizin oğullarının 10 yaşındaki bir çocuğu öldürdüğü için mahkûm olduğunu görmelerinin kolay olduğunu mu sanıyorsun?
Les parents ont vu leur fils condamné pour le meurtre d'une môme.
Ailemizin dairesini elinde tuttuğuna.
- T'as gardé l'appartement des parents.
Bizimkiler çiftçiydi de.
Mes parents étaient fermiers.
İstedim ama ailem beni buraya hiç getirmedi ve Alex hiç ilgilenmedi ve şimdi bu kahrolası hastam yüzümden buranın zevkini dahi çıkaramıyorum.
Mes parents m'ont jamais amenée et Alex s'en foutait. Et maintenant, je boude mon plaisir à cause de... cette saleté!
69-69. Haziran'ın 9'u, 1969, bizimkilerin evlenme tarihi.
9 juin 1969, le jour où mes parents se sont mariés.
# Aileler ve çocuklar hep aynıdır, İzleyin #
Les parents et les enfants sont pareils.
- Ailenizle mi yaşıyorsunuz?
Vos parents sont vivants? Non.
Ebeveyn olmanın cilveleri.
Les joies d'être parents.
Ayrıca, hata hep ebeveynlerdeyse oğlum her şımarık züppe gibi davrandığında benim sorumlu olmam gerekir.
En plus, si c'est toujours la faute des parents, alors je dois être responsable de toutes les fois où mon fils agit comme un imbécile prétentieux.
Fakat Bobby'nin ailesi onlara yardım ediyordu ve ben ailemizi utandıracak bir şey asla yapmam.
Mais... les parents de Bobby les chaperonnent, et je ne ferais rien qui discréditerait notre famille.
Güzel karınla anne babanı görmeye geliyorsun.
Tu as une épouse magnifique pour venir voir tes parents.
Anne babanın ölme sebebi o beş para etmez abinin yaptıkları.
Tes parents sont morts à cause de ce que ton frère a fait.
Tüm bunlara ebeveynlerimin cinayetini çözmek için başladım.
Je me suis lancé là dedans pour résoudre le meurtre de mes parents.
Haberleri toplantıda gördüm.
Je pensais que vous auriez cherché à vous renseigner sur vos parents.