Passage traducir francés
6,933 traducción paralela
Bu arada, kan kusmaya başlarsanız, benim yüzümden.
Et, au passage, si l'un d'entre vous commence à cracher du sang, ce sera de ma faute.
- Kenara çekilin lütfen.
Par ici! Dégagez le passage.
Bu arada tezinde bir probleme rastladım.
Au passage, j'ai trouvé une erreur dans votre article.
Cidden, açın yolu.
Sérieux, cédez lui le passage.
Yani yerli ergen hikayeleri olmaz.
Ça veut dire pas d'histoires urbaines sur le passage à l'âge adulte.
İlk yardım ofisine uğradınız mı?
Vous... avez fait un passage par l'infirmerie?
Herhangi bir araba gelinceye kadar açlıktan ölürüz.
On va mourir de faim avant le passage d'une voiture.
Neden yaklaşan bir trenin önünden kaçıyorsun?
Pourquoi ne pas rester sur le passage d'un train?
- Geçiyordum.
Je suis de passage.
Tedavi merkezindeki zamanında eğlendin mi?
As-tu apprécié ton passage au centre de traitement?
Yüce Tanrım umuyoruz ki oğlumuz bize dünyada yaptığı gibi seni de orada neşelendirip eğlendiriyordur.
Seigneur, nous espérons que notre fils vous divertit et vous emplit de joie comme il le faisait pour nous durant son court passage sur Terre.
İçeri girmeye çalışıyorlar.
Ils sont en train de forcer le passage.
Efsaneye göre saat, Afrika'daki bir gemide yolculuk yapan bir doktora aitmiş.
La légende raconte qu'elle a appartenu à un docteur cherchant un passage sur un bateau en provenance d'Afrique.
Yanımdaki adamlar, benden beklenen şeyler- - Bir geçiş ayini.
Pour l'homme avec qui j'étais, il attendait de moi... un rite de passage.
Julia'ya mesajını iletmek için yumurtayla ilgili bir şeyler eklememiz...
Pour pouvoir envoyer ton message à Julia, ils m'ont forcé à rajouter le passage sur l'oeuf.
Kurtarmamiz gereken bir balina var!
Vous me bloquer le passage. J'ai une baleine à sauver.
- Bu arada, bana hala 80 dolar borçlusun.
Tu me dois toujours 80 dollars, au passage.
Bin yil evvel sizin türünüz bu kutsal günde bir ayin yaptilar. Dogalarindan uzak kalmak yerine onu gururla kucaklamak adina bir insanoglunu öldürüp lanetlerini aktiflestirdiler.
Il y a 1000 ans, votre peuple a marqué cet événement céleste avec un rite de passage, permettant non pas de fuir leur nature mais de l'embrasser avec fierté en tuant un humain et activant leur malédiction.
Yasakli günlerden kalma gizli bir geçit.
C'est un passage datant de l'époque de Prohibition.
ve bil diye söylüyorum, Doktorunu ilaç için baskı yapmaya çalışmıyordum.
Et, au passage je n'essayais pas de cuisiner ton médecin pour des médocs.
Yağmurlar, Mavi Orda'nın geçidini mahvetti.
La pluie a empêché le passage de la Horde bleue.
Cennete giden altından bir geçit.
C'est un passage doré vers le paradis.
Yolda kahvaltı yaparız.
On pourrait prendre le petit-déjeuner au passage.
Geçen sefer Larry Rey'le olanların hayaletini gömmek için.
Pour conjurer le sort du dernier passage de Larry Grey ici.
Hükümetin görevi devretme süresi uzatıldı.
La date du passage de pouvoir a changé.
Geldikten sonra iş netleşecektir.
Ce sera plus clair après son passage.
Etrafıma baktım ne bir kapı ne bir geçit vardı.
J'ai cherché une porte, un passage... rien.
Geçit kapanmış.
Le passage est fermé.
Geçit kapandı.
Le passage s'est fermé.
Yumurtayı attığında geçidi kapadın.
Quand tu as jeté l'œuf, tu as fermé le passage.
Melanie! Zenith'e giden yol kapalı mı?
Le passage vers Zenith est bloqué?
Geçit her an kapanabilir.
Le passage ne serait peut-être pas ouvert longtemps.
Açtığın o geçit herkesi oradan çıkartacağız.
Le passage que t'as ouvert... on évacue tout le monde par là.
Güney California'dan geçen çok oluyor.
La Californie du Sud est réputé par son passage.
Yok. Gezgin olmaları zor.
Il est peu probable qu'elles étaient de passage.
- Şimdiye kadar MI6'te çalıştığını gösteren her ipucunu yok etmişlerdir.
Ils ont dû effacer toutes traces de ton passage au Mi6.
Tamam, dediğim gibi borç özeti kısmını da ekledin mi?
Ok, tu as rajouté le passage à propos du récap sur l'endettement comme j'ai demandé?
Genellikle krizler o yaşlarda normal şeylerdir.
La crise fait partie du passage à l'âge adulte.
Bu kısma bayılacaksınız.
Vous allez adorer ce passage.
Bugünlerde "çayırın büyülü kasabası" diye anılan Cheyenne'ne aylardır çayırda kaybolduğu ve öldüğü varsayılan ve şimdi beraberinde Mormon bir eş ve çocukla dönüşü uzun kış ayları boyunca karlara ve şimdi de çamura gömülmüş olan ulusal saplantımızın çarklarını yağlayacak muhtaç olduğumuz kişi olabilir.
Son retour à Cheyenne, connue aujourd'hui sous le nom de "Ville magique des plaines", après des mois perdus dans la prairie et présumé mort, avec un femme mormone et un enfant, pourrait être l'huile nécessaire pour faire tourner les roues de notre obsession nationale, enterrée ces longs mois d'hiver dans la neige et maintenant dans la boue jusqu'au passage de roues.
Imperator'da bir yer ayarlasak nasıl olur?
Qu'en est-il de réserver un passage sur l'Imperator?
Doğal olarak önlerine çıkan herkes...
Évidemment, ceux qui seront sur leur passage...
Sanırım bu kitaplık kayarak açılıyor.
Cette bibliothèque doit cacher un passage.
Yardım et, temizleyelim.
Aide-moi à dégager le passage.
- Dün tepeye çıktım ve işe yarayabilecek bir yol gördüm. - "Yarayabilecek" mi?
J'étais au sommet hier et j'ai vu un passage qui pourrait faire l'affaire. Pourrait?
Dağın dışın yüzünde, tren rayı genişliğinde bir çıkıntı açabilirsek...
Si nous taillons un passage de la largeur d'une voie sur le flanc de la montagne.
Ben çıkıyorum. Sen de artık yolumdan çekilmelisin. Bunu neden yapayım?
On va partir vous m'ouvrez le passage.
Tüm bölümü ezberledim.
J'ai mémorisé le passage en entier.
Ve bu süreçte müvekkilimi karaladılar.
Et calomnié mon client au passage.
Şurada oturuyor. Keith Price. Eski komando.
Cachez la disparition de Kate à vos subordonnés, et libérez le passage, le temps que le capitaine fasse son enquête.
Her şey orada kalabilirdi ama eve gelirken havaalanında laptopumla oturuyordum ve telefonum çaldı.
- Le docteur a signé ma décharge médicale. - Vous en avez parlé à votre femme? Ils ont dégagé le passage dans mes artères.