Patladı traducir francés
3,342 traducción paralela
Çantayı bıraktın ve kaçmaya başladın, bomba patladığında 5 insanı öldürdün.
Vous avez déposé le sac à dos et vous êtes parti en courant avant l'explosion qui a tué cinq personnes.
Bomba patladı. Herkes bir tarafa koşuyordu ve çığlık atıyordu...
La bombe, les cris...
Ah, tamam, bomba patladıktan sonrasını... hatırlıyorsun, ama öncesini hatırlamıyorsun.
D'accord, vous vous souvenez de ce qui s'est passé après l'explosion, mais pas avant.
Ve iki saniye sonra bomba patladı aynı numarayı geri aramaya çalıştı.
Deux secondes avant l'explosion, il a essayé de rappeler ce téléphone.
Bunu patladığında o uçakta olan kişilere söyle.
Dites ça aux gens qui étaient dans l'avion quand il a explosé.
Hükümete kiralanmış çift motorlu bir jet bu akşam tam olarak 20.15'te kalkıştan kısa süre sonra patladı.
Selon le gouvernement, un moteur aurait explosé... A approximativement 8 h 15 ce soir
Evet, lastik patladı.
Oui c'est un pneu à plat.
- Ama geçen yıl 2 Kasım'da New Delhi TV'nin internet sitesinde Maharashtra Hükümeti'nden adını vermeyen bir görevli Başkan Obama'nın seyahatinin günlük 200 milyon dolara patladığını söyledi.
Mais le 2 novembre dernier, le site de New Delhi TV a cité un officiel anonyme du gouvernement du Maharashtra, disant que le voyage de M. Obama coûterait 200 millions par jour.
İnanıyorum ki bir gün ABD Başkanı'nın, Hindistan seyahatinin bu halka günde 200 milyon dolara patladığı düşünülecek.
Nous savons tous que dans les prochains jours, le président effectuera un déplacement en Inde, qui devrait coûter aux contribuables 200 millions de dollars par jour.
Kısacası trafolar patladı ve buradan New West'e kadar elektrik gitti.
Court circuité le réseau et envoyé les casseurs d'ici à New West.
Bomba patladığı zaman enfeksiyon yayılacak.
Et la bombe explose et diffuse l'infection.
Hedef patladı.
La cible est partie.
Söylesene, bu takım sana ne kadara patladı?
Alors, dis moi... Combien t'a coûté ce costume?
Bomba patladıktan hemen sonraki görüntüleri alalım.
Essayons de voir l'enregistrement juste après l'explosion de la bombe.
Bomba patladıktan hemen sonra sokağın sonundaki kırmızı ışıktan hızla geçmiş biri var.
On a une voiture qui passe à un feu rouge à la fin du pâté de maison moins de 30 secondes après la bombe a explosé.
Köpeğim aslında ben küçükken patladı.
Mon chien a vraiment explosé quand j'étais gosse.
Diyoruz ki gözetiminiz elinizde patladı çünkü Dedektif Adams, ortağınız, öldürüldü.
Nous disons que votre surveillance a merdé car inspecteur Adams, votre coéquipier, a été assassiné.
Patladı!
La centrale a explosé!
Ve patladı.
Elle a même explosé.
Patladı mı?
Elle a explosé?
Önce Fukushima, şimdi de Nagashima santrali patladı.
Après l'explosion de Fukushima, il y a eu celle de Nagashima.
Otobüs durağının tam üstündeki cadde lambası patladı.
Ceci dit les réverbères directement au-dessus du bus était cassé
Meksika Körfezinde bir petrol kuyusu patladı.
Une plateforme pétrolière a explosé dans le golfe du Mexique.
- Körfez'de bir kule mi patladı?
- Une plateforme a explosé dans le Golfe?
Körfez'deki bir petrol kulesi, British Petroleum'un Venice, Louisiana'dan 80 kilometre açıktaki Deepwater Horizon'ı Doğu saatiyle öğlen 2 : 00'ı civarı alevler saçarak patladı.
Une plateforme pétrolière du Golfe appartenant à BP, à 90 km de Venice en Louisiane, a explosé peu après 14 : 00.
Louisiana kıyılarından 80 km açıkta bulunan BP'nin Deepwater Horizon isimli petrol kulesi alevler saçarak patladı ve 11 tayfa üyesi kayboldu ve ölmüş olmalarından korkuluyor.
La plateforme BP Deepwater Horizon a explosé A 80 km de la côte de Louisiane, 11 membres d'équipage sont portés disparus, on craint qu'ils ne soient morts.
Halamı ziyarete gidiyordum Tren Liverpool Caddesinden yeni ayrılmıştı ve ben yarı uykuluydum bomba patladığında.
J'étais parti rendre visite à ma tante et le train venait juste de quitter Liverpool Street, et j'étais à moitié endormi quand la bombe explosa.
Bence sevgilinin ödü patladı.
Je pense que ton petit-ami est effrayé.
Beyin patladığında mı oluştular?
Est-ce qu'elles viennent de l'explosion du cerveau?
Tekeriniz mi patladı?
Un pneu crevé?
Tekerim patladı.
Un pneu crevé.
Bana yirmi beş bine patladı.
Ça m'a coûté 25 billets.
Bomba patladığında Kagame binanın içindeydi.
Kagame était dans le bâtiment quand il a explosé.
Elimde patladı o iş.
Et bien, ça m'a sautée au visage.
Bu olay elimizde patladı peri çocuk.
Et bien, c'était une putain de poitrine, Homme fée
Aman Tanrım, patladın mı?
Oh mon Dieu, tu as explosé?
İlk roket havaya uçtuğunda sokağın karşısından onu uyandırmak için bağırıyordum. Sonra 800 maytap daha patladı.
J'étais de l'autre côté de la rue, à lui crier de se réveiller quand la première fusée est partie, suivie de 800 bougies romaines.
- Cadılar Bayramı patladı!
Halloween ça craint Buvez.
Sadece aynı damak tadını paylaştığımız halde... farklı donmuş yoğurtlar almamızın daha pahalıya patladığını söylüyorum.
Je dis juste que ca coute plus d'avoir chacun un yahourt glacé si nous partagons les même parfums.
Sonra beni bagaja attı ve derken silah patladı.
Puis il ma jeté dans le coffre et... c'est là qu'il y a eu le coup de feu.
Nairobi, 1998 genç bir memurdum, senden daha genç büyük elçilikte bomba patladığı zaman.
Nairobi, 1998. J'étais un jeune agent, plus jeune que vous, Quand cette bombe s'est déclenchée dans l'ambassade.
- Çocuklar sıkıntıdan patladı.
et les enfants n'auraient pas pu s'ennuyer plus
Trafonun patladığı yerdeki sokak kameralarından işe başlayalım.
Commence à regarder les caméras de la rue où le transformateur a explosé.
Şu araba, iki kızın önünde patladı ve hiçbiri diğerinin bedenini uçan parçalardan korunmak için kullanmadı.
La voiture a explosé devant les deux filles, et l'une des deux ne s'est pas servi de l'autre pour la protéger des débris qui volent.
Su, Avatar'ın yüzünde patladı ve o da üçüncü kaleye geriledi.
Un jet d'eau envoie Korra en zone 3 aussi.
Patladığından haberin var, değil mi?
Tu sais qu'il a explosé, hein?
Diyorum size, apandistlerim patladı.
Je suis en train de vous dire que j'ai une appendicite.
Dağların orda lastiğimiz patladı ve Ade'i aramaya çalışırken şebeke yoktu. Şimdide telefonuna cevap vermiyor.
Mais on avait un appartement dans les montagnes, et je n'avais pas de réseau pour appeler Ade et maintenant elle ne réponds pas au téléphone.
Baraj patladı sanırsın.
C'était comme un foutu break.
Aniden patladı.
Explosé.
bomba paketi patladı.
juste devant le Humvee.