English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Pauvre

Pauvre traducir francés

20,201 traducción paralela
Sen bu oğlancı her kimse onu dışarıda kovalarken gerçek katil yine saldırdı.
Alors que tu était dehors à courir après ce pauvre connard... Le vrai tueur a encore frappé.
- Umarım bunlar olmadan ölmüştür.
J'espère que le pauvre diable était mort quand cela est arrivé.
- Zavallı.
Pauvre garçon.
Zavallı çocuk.
Pauvre petit garçon.
Hayret bir şey ya. Omurgalı ol.
Ma pauvre, t'as aucune personnalité.
Yoksul olduğunuzu düşünebilirsiniz,... ancak devlet avukatına sahip olacak kadar yoksul değilsiniz.
Vous pensez être pauvre, mais pas assez pour avoir un avocat commis d'office.
Zavallı günahkar ruhunuz için dua edeceğim, Bay Marlot, Ve ondan benim için de aynısı yapmasını isteyeceğim.
Je prierai pour votre pauvre âme de pêcheur, M. Marlott, et demandez lui d'essayer et de faire la même chose pour moi.
O zavallı kızın bebeğini aldığımda çalışmamın saf maddesini bulmuştum.
Quand j'achevais l'enfant de cette pauvre fille, je récoltais seulement du matériau brut pour mes travaux.
Param yok bunun için.
Tu es pauvre?
Bedelini ise o zavallı çocuk ödedi.
Et ce pauvre garçon en a payé le prix.
Eğer ilgiye muhtaç olmasaydın bu beş para etmez kız senin için hiçbir şey ifade etmezdi!
Cette pauvre fille ne signifiait rien pour toi si tu n'étais pas autant en recherche d'attention!
O kızın ağzından çıkan sözlere bir daha inanma.
Ne perdez pas plus de sommeil sur les mots qui sortent de la bouche de cette pauvre fille.
Şu Valerie zavallı Alaric'e Gemini meclisinin ikiz bebeklerini benim vücuduma- -
Valerie ici convaincu pauvre Alaric que le coven Gemini déversé ses bébés jumeaux dans mon...
Zavallı şey.
Aw, pauvre chère.
Merak ediyorum neden bu zavallı kardeşin Finn için geçerli değil?
Je me demande, pourquoi faut-il pas étendu à votre pauvre frère Finn?
Zavallı, küçük, kırılgan şey.
Oh, pauvre, fragile, petite chose.
Zavallı Alak.
Pauvre Alak.
Hastane faturalarını ve zavallı kıza yardım olsun diye kiliseye büyükçe....... bir bağış yaptık.
Ce que nous avons fait, c'est offrir une contribution importante à votre église pour aider cette pauvre fille et payer ses factures médicales.
Doğu Anglia'nın bedbaht kralı Edmund!
Pauvre roi Edmund d'East Anglia.
Nasıl bir pislik 10 bin dolar için kendisi gibi insanları satar?
Quel genre de pauvre type vend son peuple pour 10 000 $?
Zavallı kadın.
Cette pauvre femme.
Greer kızlardan birine onu izlemesini söylemiş. ama ne yazık ki zavallı şeyin okuma yazması yokmuş.
L'une des filles de Greer le surveille. mais malheureusement la pauvre chose ne sait pas lire.
Brian... zavallı, tatlı, duyarlı Brian.
Brian... pauvre, doux, impressionnable Brian.
Zavallı, küçük sihir kızı.
Pauvre petite magicienne.
Gariban, yaşlı bir kadının teki.
C'est juste une pauvre vieille dame.
Kandan yüzme havuzu bulmak için zavallı adamın göğsünü açtılar onun yerine "Nearer my God to thee" söyleyen mutlu mesut atan bir kalp buldular.
Ils ont ouvert la poitrine de ce pauvre homme En s'attendant à trouver une piscine de sang, et à la place, ils ont trouvé une anatomie tout à fait normal. Et un cœur qui battait joyeusement le rythme de "plus près de toi mon Dieu".
Zavallı oğlum.
Mon pauvre garçon.
Christie ölünce zavallı Luke tasavvur edilemeyecek bir acı çekti.
A la mort de Christie... le pauvre petit Luke a souffert de cette perte inimaginable.
Tam bir trajedi be gulum zavalli kiz icten ice aci cekiyordu.
C'est une tragédie... La pauvre fille souffrait en silence.
Tom Crenshaw karısını öldürmekten tutuklanınca kimsenin aklına Alberta'daki küçük kız gelmedi.
Quand Tom Crenshaw a été accusé d'avoir tué sa femme, personne n'a vérifié pour cette pauvre fille à Alberta.
Max! Buraya bak, ucuz buzlu camımıza.
Max, viens à notre fenêtre de pauvre.
Paramı vermek için fazla gururlu ve fakirsin.
Tu es trop fière, et trop pauvre pour me racheter. C'est vrai.
- Supergirl...
Le stock pauvre de chat est en chute libre.
Bu da demek oluyor ki ya listeyi alıp kahraman olacak ya da denerken ölecek zavallı çocuk.
Ce qui signifie qu'il va soit la récupérer et être un héros soit le pauvre garçon va mourir en essayant.
Senin 15 dakika da ortaya çıkman... -... sıkıcısın, zayıfsın...
Tes 15 minutes sont écoulées, pauvre...
Senin şansızlığın.
Pauvre de toi.
Evet. Zavallı Daniel Gascoyne kadının düşüşünü yakalamak için doğru zamanda doğru yerdeydi.
Pauvre Daniel Gascoyne qui était au bon endroit au bon moment pour la rattraper.
Ya bu okyanus deniz adamı dolu ya da bunlar bizim denizaltıcılar!
Soit l'océan est pauvre en hommes-poissons soit ce sont nos sous-mariniers!
Sen ve Adrangi bunu birlikte planladınız... Ama zavallı bir hemşire olanları öğrendi ve Adrangi de onu camdan dışarı attı.
Je pense que vous et Adrangi avez planifié ça ensemble, mais une pauvre infirmière l'a découvert, alors il l'a jeté par la fenêtre.
- Söylersen kızı mahvedeceksin.
Si tu lui dis, tu pourrais détruire cette pauvre fille.
Sana hiçbir şey söylemeyeceğim lanet olası zombi pisliği.
Fini de te parler, pauvre merde à zombie.
Zavallı kız sıtma olmuş.
La pauvre petite avait contracté la malaria.
Zavallı Terrence, işine kendini daima adamış.
Pauvre Terrence, toujours bouffé par le travail.
Zavallı bir kızı kovalıyordu.
Il chassait une autre pauvre fille.
"Aynı babasının yaptıı gibi mi?"
"a fait pour son pauvre père?"
Ufak zavallı Jonas.
Oh... Pauvre petit Jonas.
Quagmire'ın şu hâline bak ya.
Le pauvre.
Teklifimi düşünmek için bir gecen vardı.
Pauvre roi Edmund d'East Anglia.
Kötü bir şaka.
Un pauvre, un pauvre.
Onun gerçekleri karıştırdığını düşünüyorum.
Pauvre chou.
Aferin. Şu şüpheli uyluk kemiği için, hastanın başına kan astınız mı?
Avec cette pauvre artère fémorale...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]