Pazartesi mi traducir francés
183 traducción paralela
- Pazartesi mi?
Lundi?
Bugün pazartesi mi?
On n'est pas lundi? Mardi.
- Pazartesi mi?
- Lundi prochain?
Geçen pazartesi mi demiştiniz?
Lundi dernier, vous dites?
Pazartesi mi?
Lundi!
- Pazartesiyi bulabilir. - Pazartesi mi? Pazartesi.
Je doute que vous ayez une réponse avant lundi.
- Haftaya Pazartesi mi?
- Lundi prochain?
- Pazartesi mi dedim?
- Ai-je dit lundi?
Pazartesi mi?
Lundi! C'est pas...
Sakin bir pazartesi mi?
On va avoir un lundi calme?
Bu pazartesi mi?
Lundi prochain?
Pazartesi mi?
Lun... Quoi?
Gelecek Pazartesi mi?
Lundi prochain?
Sigortacımız gelecek. - Pazartesi mi?
On a rendez-vous avec l'assureur.
Pazartesi mi?
Lundi matin? - On est malades.
Bu Pazartesi mi?
Ce lundi?
- Ne? - Pazartesi mi?
Lundi?
Pazartesi mi?
Lundi?
- Pazartesi mi?
- Après-demain.
Öğlen için. Annem pazartesi geri dönse bile bu bizim için bir şey değiştirmeyecek, değil mi?
Même si ma mère rentre lundi, ça changera rien?
- Pazartesi Evi mi?
- Ses lundis?
Yarın olmasında ısrar ediyormusun? Pazartesi gecesi diye sen söylemedin mi?
- Tu avais dit lundi soir.
Yarın, pazartesi, değil mi?
C'est lundi, demain?
Pazartesi sizsiz olmayacağız, değil mi?
Nous avons besoin de vous lundi, n'est-ce pas?
Pazartesi çok geç olacak. Evet mi?
Lundi, il sera trop tard!
Bugün hangi gün, pazartesi mi?
quel jour sommes-nous? Lundi?
Kasaba Pazartesi'ye dek bizsiz idare eder mi?
La ville se passera de nous jusqu'à lundi?
Pazartesi arabayı getirecektiniz değil mi?
on vous la prend lundi, non?
Pazartesi başlayalım diyelim mi?
Alors disons qu'on commence lundi?
- Pazartesi mi?
- Lundi?
Perşembe mi? - Pazartesi nasıl?
Pourquoi pas lundi?
- HOBBS PAZARTESİ O YNAYACAK MI?
- Hobbs jouera lundi? - Ce qui est fait est fait.
- Pazartesi günleri mi?
- Le lundi?
Pazartesi birlikte takılıyoruz değil mi?
Et lundi, on décroche, OK?
Chicago`ya gitmek mi? O kadar vaktim yok. Pazartesi günü işimin başında olmalıyım zira patronum tam anlamıyla bir pislik.
Elle s'extasiait sur l'émission Vidéo Gag, mais s'était retrouvée béate en entrapercevant Les Simpson.
Yani Pazartesi günkü personel toplantısına hiçbirşey olmamış gibi mi gideyim?
Entrer en réunion lundi matin et faire semblant de rien?
Pazartesi gününe kadar geri dönme hakkım var, değil mi?
J'ai jusqu'à lundi pour revenir, non?
Pazartesi iyi değil mi?
- Lundi, ça ne va pas?
- Pazartesi beni seyredebildin mi? - Pazartesi?
- Tu as vu l'émission, lundi?
Pazartesi bunu farketmedin mi?
Ils ont failli s'emballer à cause de vous, lundi dernier.
Bu Pazartesi'ye kadar bekleyemez mi? Benim ofisime gelirsin.
Ca ne peut pas attendre lundi?
Pazartesi sabahı bölge savcısının gelmesini mi beklersiniz?
Vous préférez attendre le juge lundi matin?
- Mahkeme Pazartesi'mi başIıyor?
- Le procès commence lundi?
Her hafta pazartesi günleri televizyonda Amerikan futbolu maçının devre arasında çıplak, baş aşağı çarmıha gerdirme.
Je voudrais des crucifixions à poil, à l'envers, à la télé, une fois par semaine, pendant la mi-temps du match de foot du lundi soir.
İki hafta, pazartesi. Yeterince derhal mi?
Dans deux semaines, c'est assez "rapide"?
Pazartesi günü sabah onda basın toplantısı var, değil mi?
Lundi 10 h, la conférence de presse?
Pazartesi gecesi, değil mi?
Lundi soir?
Pazartesi ve salı geceleri ve her iki çarşambada bir, öyle mi?
Tu as dit les lundis, mardis, et... un mercredi sur deux?
Pazartesi, Çarşamba, Cuma, değişimli cumartesileri mi?
Le lundi, mercredi, vendredi, et un samedi sur deux?
- Sorun değil. Seni geçen pazartesi günü Ice Capades şovunda görmedim mi?
Tu n'étais pas au spectacle de patinage artistique lundi?
Bakalım, Sabrina Pazartesi yakalandı, yani Pazartesi'den beri mi? - Evet.
Voyons voir, Sabrina s'est fait arreter lundi depuis lundi?