Pek iyi görünmüyor traducir francés
231 traducción paralela
Mesela şu indirdikleri arabaya bak. Pek iyi görünmüyor her an düşebileceğini tahmin edebilirsin.
Il me semble qu'à leur façon de descendre leurs chariots... ils vont les perdre.
Resimde pek iyi görünmüyor, ama bakın.
Sur la photo on voit mal, mais... regardez.
O da pek iyi görünmüyor.
Ça ne semble pas bon.
- Durumu pek iyi görünmüyor. - Biliyoruz.
Il n'a pas l'air bien.
Dün antrenmanlarda yolda kaldı ve hâlâ pek iyi görünmüyor.
Les vitesses passaient mal, hier, et passent mal aujourd'hui.
Evet, pek iyi görünmüyor, değil mi?
Oui, pas assez de basse.
Bu bana pek iyi görünmüyor.
Ça ne me dit rien de bon.
Şey, burada durum pek iyi görünmüyor.
C'est plutôt moche ici.
- Pek iyi görünmüyor, saat neredeyse 4 : 00.
C'est mal barré. Il est presque 16 h.
Pek iyi görünmüyor.
C'est pas três beau.
Pek iyi görünmüyor. Ne dersin?
Ça n'a pas l'air brillant.
Sağlığınız pek iyi görünmüyor.
Vous ne semblez pas en bonne santé.
Bu şekilde bakınca pek iyi görünmüyor.
Pas comme tu la racontes.
- Victor pek iyi görünmüyor.
- Victor ne semble pas bien.
Bugün pek iyi görünmüyor.
Il n'a pas bonne mine, aujourd'hui.
- Pek iyi görünmüyor.
- Il est pas tellement en forme.
Bak, Dal... eee ben bu tarz şeylerden pek anlamam, ama... eee ama pek iyi görünmüyor.
Tu sais, j'y connais rien, mais... mais il va pas fort.
Anne, pek iyi görünmüyor.
Maman, elle n'a pas l'air très bien.
Pek iyi görünmüyor.
Elle n'a pas l'air bien.
Pek iyi görünmüyor.
Il ne va pas bien.
- Bugün pek iyi görünmüyor.
- Elle est pas en forme aujourd'hui.
Hayır. Ve pek iyi görünmüyor, Jimmy.
Non, ça s'affole pas, Jimmy.
Pek iyi görünmüyor değil mi?
Ça s'annonce mal, hein?
Pek iyi görünmüyor.
Il n'a pas l'air en forme.
Pek iyi görünmüyor.
C'est moche.
Pek iyi görünmüyor.
C'est mal barré.
Doğrusunu istersen şu anda durum pek iyi görünmüyor.
Pour tout vous dire, ça ne m'a pas l'air très bon.
Sağlığı da pek iyi görünmüyor.
On voit que ça le fatigue.
- Pek iyi görünmüyor, değil mi?
- Il n'a pas l'air en forme.
Durumun pek iyi görünmüyor.
Ça s'annonce mal.
- Bay Juliano. Seabourn Legend'in durumu pek iyi görünmüyor galiba.
M. Juliano, le Seabourne ne semble pas en bonne posture...
Üzgünüm memur, pek iyi görünmüyor.
Désolé, officier, ça n'a pas l'air bien.
Pek iyi görünmüyor. Merak etme...
Ça se présente mal.
- Durum pek iyi görünmüyor, değil mi?
- C'est pas bon pour Oz, hein?
Pekala, bu pek iyi görünmüyor.
C'est voir les choses du bon côté.
Durum pek iyi görünmüyor.
- Ca n'augure rien de bon.
Açıkçası durum pek iyi görünmüyor.
C'est fâcheux, évidemment.
"Oğlan, ama pek iyi görünmüyor."
Garçon, mais il n "a pas I" air d " aller bien.
- Pek iyi görünmüyor.
- Ca semble mauvais.
- Pek iyi görünmüyor.
- Il n'a pas l'air bien.
Pek iyi görünmüyor, değil mi?
Ca ne sent pas bon, hein?
Pek iyi görünmüyor.
Il n'a pas l'air très bien.
Pekala... Pekala, pek de iyi görünmüyor, değil mi?
Ça se présente assez mal, n'est-ce pas?
Gözüme pek de iyi görünmüyor.
Qu'est-ce qu'il y a de si beau?
Aramızdan bazıları bu sorunun cevabını merak ediyorlar ve benim durduğum yerden durum pek de iyi görünmüyor.
On aimerait bien le savoir, et d'où je suis, ça ressemble à rien.
Pek de iyi görünmüyor.
Ça se présente mal.
Pek iyi görünmüyor.
Il n'a pas l'air très bien.
Bay Lacey için durum pek de iyi görünmüyor.
Même le flic empathique chargé de sa réinsertion ne peut le sauver. Ne vous mêlez pas de ça, je cherche un tueur de flic.
Bu pek iyi bir fikir gibi görünmüyor, değil mi?
- ne vienne pas avec nous.
- Durum pek iyi görünmüyor.
Ça s'annonce mal.
Şu an bana pek de iyi gibi görünmüyor.
Elle n'est plus bonne.