Perry traducir francés
1,898 traducción paralela
Eğer kimse içeri girip çıkmıyorsa... ne Will, ne de Perry o poşeti içeri sokmuş olamaz.
Mais si personne n'entrait ou ne sortait, ni Will ni Perry n'auraient pu introduire ce sac.
Perry için suçu üzerine aldın.
Vous avez pris à la place de Perry.
oraya girdim çünkü bunu perry yapmamışt.
Parce que Perry ne l'avait pas fait.
Perry'nin de.
Ainsi que celui de Perry.
Fotoğraftaki kişi bu kadına benziyor. Louise Perry.
J'ai trouvé des cartes de visites dans ses poches on dirait les siennes :
Emlak komisyoncusu.
Louise Perry, agent immobilier.
İkinci kurban Louise Perry'nin ölüm nedeni de karbon monoksit zehirlenmesine bağlı boğulma. Ama hepsi bu kadar da değil.
La cause de la mort de Louise Perry est asphyxie au monoxyde de carbone, mais ce n'est pas tout.
Karboksihemoglobin seviyesine bakarak, Louise Perry'nin kapalı,.. ... hatta mühürlü bir yerde gaza maruz kaldığını söyleyebilirim.
selon le niveau d'oxyde de carbone dans l'hémoglobine je dirais que Louise Perry a été gazée dans un endroit confiné et clos.
Bu kol yalnızca o modellerde kullanılıyor. Belki Louise Perry de arabada taşındı.
ce sont les seuls modèles de voitures possédant ce type de poignée.
Bu durumda karbon monoksit zehirlenmesi de açıklanmış olur.
Peut-être que Louise Perry a été transporté dans une voiture de la même façon.
- Bu yöntem Louise Perry'de işe yaramış olabilir ama Chrissy Watson'da bir aksilik oldu.
Et ça a peut-être marché avec Louise Perry, mais quelque chose s'est passée avec Chrissy Watson.
Konu, Chrissy Watson ve Louise Perry'nin karbon monoksit zehirlenmesi.
Non C'est à propos de l'empoisonnement au CO de vos victimes,
Tanıdık geldi. Laboratuarımı aradım.
Chrissy Watson et Louise Perry qui me semblait familier, alors j'ai appelé mon labo.
Biliyorum. Ama Melvoy'da, Louise Perry'de olan bir şey var.
Je sais, mais il a quelque chose que Louise Perry a.
Önce Ben Melvoy, ardından Chrissy Watson ve son olarak Louise Perry.
D'abord Ben Melvoy, puis Chrissy Watson, et enfin Louise Perry.
Chrissy Watson da Ben Melvoy ve Louise Perry'yle aynı izleri taşıyorduysa...
Si Chrissy Watson a les mêmes marques que ben Melvoy et Louise Perry...
- Ya Louise Perry?
Louise perry.
Aradan üç ay geçtikten sonra gelip iki emlakçıyı,.. ... Chrissy Watson'la Louise Perry'yi öldürüyor.
3 mois après, il tue Chrissy Watson et Louise Perry, les 2 agents immobiliers.
Louise Perry. Rockaway'de bulduğumuz ikinci kurban.
C'est Louise Perry, la 2nd victime trouvée sur Rockaway.
Önce Ben Melvoy, sonra Chrissy Watson, ardından da Louise Perry.
En premier, Ben Melvoy. Puis, Chris Watson.
Teorimizde yanılmıyorsak, bir sonraki kurbanın reklamı da ileride bir yerde olmalı.
Ensuite, Louise Perry. Si c'est ça, l'adresse de la prochaine victime est plus haut.
Ajan Tyler, Ajan Perry Frank O'Brien ile tanışın.
LE MAL DES FANTÔMES Agents Tyler et Perry, voici Frank O'Brian.
Tyler ve Perry.
Tyler et Perry.
Bu da Ajan Perry, FBI.
Voici l'agent Perry, FBI.
Eğer astım Perry Mason olmayacaksa bu davada kesinlikle boku yedik, değil mi?
À moins que Perry Mason prévoie d'être mon stagiaire, on est au fond du trou, non?
Adı Perry, Dorothy Perry.
Son nom est Perry, Dorothy Perry.
Hemşire Perry lütfen bekleyin!
Attendez, infirmière Perry!
Hemşire Perry!
Infirmière Perry!
Merhaba, Bayan Perry.
Bonjour, Mme Perry.
Mercy Hatanesinde bir hemşireyle konuştum. Dorothy Perry.
J'ai parlé avec une infirmière de l'hôpital, Dorothy Perry.
Sahip olduğum iyiliği paraya çevirdim bu çocuklara gerektiği kadar bakabilmek için ama şimdi içeriye girip Perry'ye artık onu tedavi edemeyeceğimizi söylemek zorundayım.
Je fais le maximum pour soigner ces gosses autant que je peux, mais... je dois aller dire à Perry qu'on peut plus le soigner.
Onbaşı Robert Perry.
Le caporal Robert Perry.
- Evet... Ama sadece Perry'nin rehabilitasyonunu ödemeye yetecek kadar şantaj yapacağız.
- Oui, mais juste assez pour payer la rééducation de Perry.
Ah, ama bu Onbaşı Perry'nin şansı.
- C'est pourquoi Perry a de la chance.
Perry'nin bütün tıbbi kayıtlarını aldım.
J'ai les dossiers médicaux de Perry.
Dün hastahanede çekilen Perry'nin güvenlik kamerası resimlerini aldım.
J'ai des photos de Perry prises hier à l'hôpital.
- Perry'le mi konuşman gerekiyor?
- Tu dois parler à Perry?
Perry bir kurban değil. Bir tanık.
C'est un témoin, pas une victime.
- Rob Perry.
- Rob Perry.
- İşte gidiyoruz. - Ellerinize sahip olun, Bay Perry.
On a les mains baladeuses, M. Perry.
Bu silah Robert Perry'nin adına kayıt edilmiş.
Cette arme est enregistrée au nom de Robert Perry.
Perry'yi güvenli eve gönderdim.
Perry est dans un endroit sûr.
İşte bu yüzden Perry'yi vurmaya çalıştılar, işte burada, bu kadar.
C'est pour ça qu'ils ont essayé de tuer Perry.
Ama Onbaşı Perry hiçbir şey görmedi ki.
Oui, mais le Caporal Perry n'a rien vu.
Onbaşı Perry'nin rehabilitasyonunu ödeyeceksiniz.
Payer pour les soins du caporal Perry.
Yere çivili olmayan her şeyi götürdüler, yere çivileme makinemi de götürdüler.
- Un truc avec Matthew Perry. - Compris. Fools Rush In.
Uyan, Perry. Sana konuşman için bir fırsat daha vereceğim.
Allez debout, Perry, je vais te laisser une autre chance de te mettre à table.
Perry, iki tane birinci dereceden cinayet, iki polis memuruna saldırı, hırsızlık ve şartlı tahliye ihlali suçlamalarıyla karşı karşıyasın.
Ooh, Perry, t'es face à deux meurtres au premier degré, attaque sur deux officiers de police, cambriolage, violation de liberté conditionnelle...
- Bakın, buraya giren Perry Samuels adlı herifi tanımıyorum, arabamın bu olayla nasıl bir bağlantısı olduğu da tam bir muamma. - Öyleyse kenara çekil de işimi yapayım.
Ecoutez, je ne connais pas ce Perry Samuels qui est entré de force ici et en quoi ma voiture a à faire avec tout ça est un mystère pour moi.
Belki öyle, Perry Mason, ama tahmin et. O sürede başına bir sürü boktan şey gelebilir.
Peut-être, Perry Mason, mais tu sais, des tas de crasses peuvent arriver en attendant.
Perry.
Perry.