Peru traducir francés
576 traducción paralela
Peru, Japonya, farketmez, emek falan dinlemem ve yakalarım! "
Qu'il soit au Pérou ou au Japon, je n'abandonne pas! il ne s'en tire jamais comme ça!
"Peru, Japonya, emek falan dinlemiyor ve yakalıyor."
Qu'il soit au Pérou ou au Japon... il ne s'en tirera pas comme ça!
Evet, Guatemala, Peru.
Oui. Le Guatemala, le Pérou.
Peru'nun başkenti Lima'dan geçti. Bir penguende nadir rastlanan bir azimle bütün kıyı şeridini dolandı.
Il passe Lima, la capitale du Pérou, et longe la côte avec une ténacité propre aux pingouins.
Peru'ya gidip trompet çalmak.
Voir le Pérou, jouer de la trompette.
- Peru'ya. - İndiana'daki Peru'ya mı?
- Pérou, dans l'Indiana?
- Bulurum. Peru'ya bak. Kıyıda Paita adında küçük bir kasaba var.
Il y a une ville sur la côte :
Eğer bana sorarsan, Wheeler Peru yolunu yarılamış olur.
A mon avis, Wheeler est presque arrivé au Pérou.
Peru Cumhuriyeti, lehte oy kullandı.
La République du Pérou... pour.
Peru, Indiana.
De Peru, dans l'Indiana.
İstanbul'dan Peru'ya, bir gecede milyoner olan herkes yakalanacak.
Un nouveau millionnaire sera repéré instantanément, d'Istanbul au Pérou.
Tamamlanan ilave bir üs, Kuzey yarımkürede Kanada ve Hudson Körfezi'yle güneyde Lima ve Peru'ya kadar pek çok büyük şehri yok edebilecek kapasitede orta menzilli balistik füzelerin yapımı için inşa edildiği düşünülüyor.
Sapables de détruire la plupart des prinSipales villes de l'Hémisphère OSSidental entre la baie de Hudson, Canada, au nord et Lima, Pérou au sud.
İspanyol serüvencilerin, Gonzalo Pizarro önderliğindeki büyük seferi Peru'nun dağlık kesimlerinde 1560 yılında başladı.
Vers la fin de l'an 1560, une grande expédition d'aventuriers espagnols sous le commandement de Pizarro, partit des sierras péruviennes.
İspanyollar, Peru'yu 1532'de fethedip yağmaladığında,... Machu Picchu ve civarındaki şehirlere küçümseyerek baktılar.
Quand les Espagnols ont conquis et ont pillé le Pérou en 1532, ils ont negligé d ´ une façon ou d'une autre le Machu Picchu et ses villes-soeurs.
Tabii ki artık bu teraslarda ottan başka bir şey yetişmiyor. Ancak burada patates yetiştirilmeye başlandığında Peru'nun yerel ürünü haline geldi.
mais une fois, la pomme de terre était cultivée ici c'est le produit natif du Pérou.
Verimli topraklarda olduğu gibi suyun da kontrolü çok önemli ve burada Peru'da İnka uygarlığı, sulama sistemi üzerine kurulmuş.
Exactement comme dans le croissant fertile, c'est le contrôle de l'eau, et surtout ici au Pérou, la civilisation des Incas a été construit sur le contrôle de l'irrigation.
2000 yıl sonraki Peru matematiği gibi Yunan tapınakları da düz çizgiler ve kare yapılardan oluşuyordu.
Comme les mathématiques au Pérou 2.000 ans après, les temples grecs étaient liés par le bord et la place d'ensemble.
Mesela, eğer hükümet Peru'ya savaş açmayı uygun görürse makinemiz Perulular hakkında bilgi toplayacak ve bize ne yapmamız gerektiğini söyleyecek.
Par exemples, si le gouvernement calcule qu'il sera nécessaire de déclarer la guerre au Pérou, notre machine étudie les Péruviens et nous dit quoi faire.
Ona Peru'nu başkentinden sonra isim vereceğiz yerli renkleriyle bezenmiş olan.
Nous l'avons appelé comme la capitale du Pérou et l'avons teint de la couleur des indigènes.
PERU CANAVARINA KARŞI
CONTRE LE MONSTRE PERUVIEN
Birkaç aylığına Peru'ya seyahete gitti. Bir sene dönmez herhalde.
Il est parti au Pérou pour plusieurs mois, un an, en voyage.
Ve Pizarro'nun Peru'dan çıkardığı bütün o İnka altınları.
Et tout l'or inca que Pizarro a pris au Pérou.
Peru kokaini olabilir.
Peut-être de la péruvienne.
6, 7 deniz mili. Sörfteyseniz, denizdeyseniz Peru'da bulursunuz kendinizi.
De 6 ou 7 nœuds... et si vous êtes sur une planche ou en train de nager, c'est fichu.
İşte burada Brezilya ve Peru sınırı. Onları Rio Ocoro'ya götürecek uçağı burada kiralamışlar.
Ils étaient ici à la frontière entre le Brésil et le Pérou sur le point de prendre un avion qui les portera à la rivière Ocoro
Biliyor musun, kıdem tazminatımla ve kitabımdan gelecek avansla Peru balayımızı gerçekleştirebiliriz şu güneş tapınaklarını görmeye gideriz, ha?
Tu sais, entre mon indemnité et les droits du bouquin, je crois qu'on pourra se le payer, notre voyage de noces au Pérou. Voir les temples du Soleil.
Kesinliği belli olmayan bazı söylentilerde Peru'nun orta bölgelerindeki bir kabilede tamamen efendilerinin kontrolü altında çok sayıda zombinin yaşadığı ve dağların çevresinde dolaşıp yabancıları öldürerek efendilerine götürdüğü anlatılır.
Il y a même des rapports, sans preuve à l'appui, mais qui n'ont pas été discrédités d'une tribu au Pérou Central dont les résidents incluaient un grand nombre de ces morts-vivants qui obéissent entièrement aux désirs de leur maître. Et ils erraient dans les montagnes tuant des étrangers et les rapportaient à leur maître.
- Peru'ya bak.
- Cherche le Pérou.
Peru hükümeti idari makamları bu büyüklükte bir arazinin tapusunun alınabilmesi için dokuz ay içinde kanıtların belgelendirilmesini ister.
L'administration péruvienne a décrété et sans dérogation aucune, qu'un territoire de cette étendue devait être occupé de façon pleine et entière dans les neuf mois.
Evet. Peru'dan taptaze.
Oui, ça vient du Pérou.
Beth, Peru'dan ton balığı ve İspanyol zeytinleri ile doldurulmuş bir ördeğe ne dersin?
Beth, du canard, ça te dit? Farci, avec du thon péruvien et des olives espagnoles?
Lima, Peru'da bir adam tanıyorum.
Je connais quelqu'un à Lima.
"Peru."
Du periou!
Peru'ya hoşgeldiniz.
Bienvenue au Pérou. Merci.
Peru'dan. Dr. Cain'le orada mı tanıştınız?
- Du pérou.
Peru Bağlantısı.
Le Réseau péruvien.
Küçükken Peru'da...
Quand j'étais enfant au Pérou, j'ai vu...
- Peru'da mı?
- Au Pérou?
Bobby Peru.
Bobby Peru.
Teksas'dan mısınız, Bay Peru?
Vous êtes du Texas, M. Peru?
Şimdi Bobby Peru'dan önemli sözler dinleyeceksiniz!
Vous allez entendre un son grave sortir de Bobby Peru!
Bobby Peru boşuna gelmez!
Bobby Peru ne vient pas pour rien.
Bobby Peru'yu istiyorsun demek oluyor bu.
Ca veut dire que tu veux Bobby Peru.
Bobby Peru'nun seni iyice becermesini istiyorsun bebeğim, seni bir hediye paketi açar gibi açmasını!
Tu veux que Bobby Peru te baise bien, Baby, qu'il t'ouvre comme un cadeau de Noël!
Bobby Peru sana dokunmak istiyor... seni tutuyor... içindeki her şeyi hissediyor.
Bobby Peru t'attrape... te tient fermement... sent tout en toi.
Bobby ile bir işin var, bahriyeli.
Tu prépares un mauvais coup avec Bobby Peru, Sailor?
Şu Bobby Peru, kara bir melek, bahriyeli.
Ce Bobby Peru est un ange noir, Sailor.
bu arada.. Jim size söyleyemeyecek kadar alçak gönüllü ama, Peru'da ki tren kazasında ölü sayısı üzerine açılan büyük ofis iddiasını kazandı.
Au fait, Jim est trop modeste pour vous le dire, mais il a gagné le pari qu'on a fait sur le nombre de morts dans un déraillement au Pérou.
Scoopy, bir Peru şeytan faresidir!
Scoopy est une gerbille du Pérou.
Paita, Peru'da.
Païta au Pérou.
Peru'ya kötü durumdaki 62 at ve 106 yaya askerle girdi.
62 terribles chevaux et 106 soldats à pieds.