Pes ettim traducir francés
193 traducción paralela
Pes ettim.
J'abandonne.
- Pes ettim. - Olmadı ortak!
J'abandonne.
En sonunda pes ettim.
Finalement, j'ai renoncé.
Ne yapacağımı bilemiyorum. Pes ettim.
Je ne sais plus quoi faire.
Tamam, pes ettim.
C'est bon, j'abandonne.
- Hayır, ben pes ettim.
Cette fois-ci, je ne bouge plus. J'abandonne.
- Pes ettim.
- Moins intellectuel, plus dangereux.
Pes ettim.
- Une loupe? - Mais je trouve pas!
Ben pes ettim.
Je donne ma langue au chat.
Pes ettim.
J'ai laissé tomber.
Nedenmiş? Bak, pes ettim.
Pourquoi non?
Ve sonra pes ettim. Onu sevmeyi bıraktım.
et j'ai mis fin à mon amour pour lui.
Pes ettim!
Va-t'en!
- Pes ettim.
- J'abandonne.
En sonunda pes ettim.
Alors, finalement, j'ai cédé
İlk başta satmak istemesem de sonunda pes ettim ve paltoyu ona verdim.
Mais je le voulais moi aussi. Mais finalement, j'ai cédé et le lui ai donné.
- Kahretsin, pes ettim.
- Sacre bleu. J'abandonne.
Ben pes ettim. Saçmalıklardan bıktım.
Marre de ces conneries.
Tatlıyı hindistancevizi olmadan nasıl dağıtacaksın bakalım. Ben pes ettim!
Trouve donc le moyen de faire de l'ambroisie sans noix de coco!
Gomez pes ettim.
Gomez, je suis votre obligé.
- Ben pes ettim.
Je laisse romber.
Pes ettim, kimsin?
Je donne ma langue au chat. Qi?
Aniden sendeleyerek yürüyüp yardım bulmaya çalıştım. Fakat avanağın tekine denk geldim, pes ettim ve güneş saatinin üstüne yığıldım.
Accablé, je suis parti chercher de l'aide, mais ne trouvant que des badauds bouches bées, je me suis effondré sur le cadran solaire.
Pes ettim. Bu şeytanlar ölümlü mü? Öldürülebilirler mi?
Ils peuvent être tués?
Pes ettim, seni yaramaz kart manyağı.
J'abandonne, mon petit flambeur.
Sanırım çağrı cihazı hala bozuk. Ben de en sonunda pes ettim.
Son répondeur doit être cassé, j'ai laissé tomber.
Ustamla karşılaştım ve tam o bana saldırmadan önce, pes ettim.
J'affrontais alors le maitre et juste avant qu'il ne fonde sur moi, je renonçais.
Hamile kalmak için iki yıl uğraştım Sonunda pes ettim.
On a essayé d'avoir un bébé pendant 2 ans et on a abandonné.
Tamam. Pes ettim. 27. yaş günüm kutlu olsun.
- C'est bon, je viens d'avoir 27 ans.
Yani, evet ben pes ettim.
En fait, oui j'ai cédé.
Pes ettim!
Tu bien m'as eue!
Pes ettim.
Je m'incline.
Ve bir kere çalışmayı bıraktığım zaman, şey, sanırım bir nevi pes ettim.
Je n'avais pas le temps de travailler et j'ai préféré laisser tomber.
Tamam pes ettim.
J'abandonne.
Çünkü artık pes ettim.
- Je ne te le dirai plus.
Pes ettim, CostMart.
Au temps pour moi, Tout-en-gros.
Unut öyleyse, pes ettim.
Tant pis. Je laisse tomber.
Hayır, hayır, pes ettim. Yemin ederim - - doğru.
Non, j'ai fini C'est promis... juré
Bir noktadan sonra artık pes ettim ve ağlamaya başladım.
A un moment, j'ai craqué, j'ai pleuré.
O yüzden de ben pes ettim.
C'est pourquoi, j'ai laissé tombé.
Pes ettim.
Je laisse tomber.
Bir sandalyeye bağlı, ve her birkaç saniyede vücudumdan binlerce volt akım geçerken, gururla söylemiyorum, ama çoğunuzun yapacağını yaptım - pes ettim.
J'étais ligoté à une chaise, et toutes les quelques secondes, je recevais des milliers de volts dans le corps. Je n'en suis pas fier, mais j'ai fait ce que vous auriez tous fait : j'ai craqué.
Pes ettim.
Désolée, j'ai craqué!
Pes ettim.
Je ne lutte plus.
Ben pes ettim.
Viens, Brutus.
- Pes ettim Daniel. Haklıymışsın.
Je m'incline, Daniel.
Pes ettim.
- J'abandonne.
Pes ettim!
J'abandonne!
Pes ettim.
Je renonce.
Peş peşe aldığım kötü finansal kararlar yüzünden iflas ettim.
Je n'ai pas choisi.
Nihayet pes edip işi kabul ettim.
J'ai craqué et j'ai accepté le boulot.