English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Peu

Peu traducir francés

205,716 traducción paralela
Ne olursa olsun.
Peu importe ce qu'il arrive.
Biraz.
Un petit peu.
Biraz mahremiyet fena olmaz.
On a besoin d'un peu d'intimité.
Bizim dinamiğimiz böyle, anlıyor musun?
C'est un peu notre dynamique, voyez?
Yahni yemeden de yaşayabilir diye düşündüm işte.
Donc j'ai pensé qu'elle pouvait vivre sans mijoter un autre ragout ou peu importe.
Her neyse.
Peu importe.
Biraz bütçemizi aşıyor ama batı tarafında bir şeyler düşünüyorduk.
Je sais que c'est un peu au dessus de nos prix, mais on pensait à quelque chose dans la partie ouest.
- Hepsini öldürelim.
- Grandis un peu.
Arka kapı aksiyonu.
Un peu d'action clandestine.
Hafızam biraz... Kendisi biraz...
Ma mémoire est un peu...
Takip etmekte zorlanıyorum.
J'ai un peu de mal à suivre.
Oraya daha fazla vodka koymamı ister misin?
Tu veux que j'y mette un peu plus de Vodka?
Sakın bana burada başka bir şeyle, canavarla neyse artık kapana kısıldığını söyleme bana.
Tu... ne me dis pas que tu es piégé ici avec un autre machin... monstre ou peu importe. - Hein?
Dinlen biraz sadece.
Prends un peu de repos.
Bilseydim burada güzel bir uyku çekebilirdim.
Si je le savais, je pourrais peut-être dormir un peu par ici.
- Öyle mi?
Réfléchis un peu.
Bayan Markridge ortamdan biraz etkilendiğinden rahatsız. Anlarsınız ya.
Madame Markridge a un peu tapé dans la bouteille, si vous voyez de quoi je parle.
Lütfen rahatlayıp canlanın. Satışa kısa süre sonra devam ederiz.
Donc s'il vous plait, relaxez-vous, buvez un coup, et nous retournerons aux enchères d'ici peu.
Ne olursa olsun.
Peu importe ce qu'on fait.
Biraz dağınık.
Un peu de désordre.
Bazen, biraz.
Parfois, un peu.
Evet dağınıktı, bencildi, dramatikti biraz dağınıktı ve genellikle kirayı geç öderdi.
Elle était désordonnée, égocentrique, dramatique. Un peu écervelée, souvent en retard pour le loyer.
Biraz tuzdan zarar gelmez.
Un peu de sel fera l'affaire.
Bu Pad Thai'nin bir kısmını alsam olur mu?
Ça va si je bouffe un peu de ce Pad Thaï d'abord?
Yani hafıza kaybım numara olsa bile kızmazdın, değil mi?
Alors même si je prétends perdre ma mémoire, tu ne seras pas un peu fâchée?
Buraya nasıl geldiğimiz önemli sözüne ne oldu?
Qu'est-il arrivé au "Peu importe comment on en est arrivés là"?
Wally'nin babası korkunç biriydi.
Le père de Wally était un peu cauchemardesque.
Yediğin son yemekten dolayı her zamankinden daha dramatik tepkiler verdiğini düşünüyor musun?
Tu ne penses pas réagir un peu plus dramatiquement que d'habitude?
Aman be, kapatıyorum işte.
Peu importe. Je la déconseille.
Götüremeyiz!
On ne peu pas!
Bu biraz kırıcı olmaktan fazla.
C'est plus qu'un peu offensant.
Ben biraz fazla kaptırmışım.
Je suis un peu trop dedans.
Herkes radyoda söylenenlerden endişeli belki Ravi'den son Chuck Burd programlarını dinlemesini isteyebilirim.
Tout le monde est terrifié concernant ce qu'ils ont dit à la radio, Je demanderais peu-être à Ravi d'écouter la dernière émission Chuck Burd.
Cindy'le aranızın limoni olduğuna inanmak için sebeplerimiz var.
Nous pensons que toi et Cindy étiez un peu en froid.
Bence kendine biraz daha kredi vermelisin.
Tu devrais te donner un peu plus de mérite.
Biraz dalmışım.
Je suis un peu défoncé.
Biraz araştırma yaptım ve sanırım dün mutfaktayken ulaşamadığımız anıyı bulduğumu sanıyorum.
J'ai creusé un peu, et je crois avoir trouvé le souvenir qu'on n'atteignait pas hier, celui de la cuisine.
Sence de biraz üzücü değil mi?
Ce n'est pas un peu triste?
Üçüncü Bölük'te sana bir deney faresi gibi davrandıklarının farkındayım.
Je sais que tu es un peu le rat de labo de la division 3.
Eğer vicdanının sesini duyuyorsan onu bulmama yardımcı olursun ki onu devre dışı bırakabileyim.
Si vous en avez un peu conscience... vous m'aiderez à le trouver afin que je le neutralise.
Süper hikâyeymiş, ama kim olduğu pek umurumda değil.
Belle histoire, mais... je me fiche un peu de qui il est.
Biraz.
Un peu.
- Raven. - Burda biraz meşgulüm.
Je suis un peu occupée là.
O, biraz zaman gerekecek.
J'ai besoin d'un peu de temps.
Ne zaman bir seçim yapsam birileri ölüyor.
Peu importe les choix que je fais, quelqu'un finit toujours par mourir.
Biraz yardım eder misiniz?
Un peu d'aide par ici?
Raven, biraz yardım.
Raven, un peu d'aide.
Işıklar açık olmasa önemli değil.
Peu importe si les lumières ne sont pas allumées.
Halka ilk bakışımızı yapmalıyız tam da... şimdi.
On devrait apercevoir l'Anneau à peu près... maintenant.
Boşver.
Peu importe.
Gücünü kullan.
Il te suffit de tenir un peu plus longtemps.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]