English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Piscine

Piscine traducir francés

5,277 traducción paralela
Havuz mu o?
C'est une piscine?
Yarışmacılarımız havuzun etrafındaki yürüyüşlerini gerçekleştirirken sizlere jürimizi tanıtmak istiyorum.
Alors que nos concurrentes vont circuler autour de la piscine, * je vous présente le jury.
- Baths'in oralarda bir yerde kaybetmiştim.
- Je l'avais perdu à la piscine.
Tamam o zaman herkesi sudan çıkar.
Enlève tout le monde de la piscine.
Biraz havuzun keyfini çıkartacaktım.
Je vais juste traîner un peu près de la piscine.
- Bu bir mayo ve bu da havuz.
C'est un maillot de bain, et c'est une piscine.
Eski günlerde böyle şeyler havuzdaki kavgayla biterdi.
Auparavant, ces évènements finissaient dans une bagarre dans la piscine.
Havuzu sıcak tutmak gerek değil mi?
Tu dois garder la piscine réchauffée, non?
Ama sonraki evim havuzlu olacak.
Mais ma prochaine maison aura une piscine.
Kendime salonumda bir havuzum olana kadar... evlenmeyeceğime dair söz verdim.
Je me suis toujours promis de ne pas me marier avant d'avoir une piscine dans mon salon.
Yazları, halka açık yüzme havuzlarında cankurtaranlık yapardı.
Elle était secouriste à la piscine pendant ses vacances.
Geçen sene havuz yaptırdık.
La piscine est récente.
Bu havuza işemek gibi bir şey.
C'est comme quand tu pisses dans la piscine.
Uh-huh, ve sen havuzumda sikiştin.
Hein, et tu as baisé dans ma piscine.
Evet, ama belki havuzlar işe yaramayacak.
Ouai, mais peut-être que le truc de la piscine ne fonctionnera pas.
Nick, Chris Gommaer diye biri yüzme havuzunda çalışıyor.
Nick, la piscine de Deurne emploie un Christian Gommaer.
Evdeki havuzu tekrar yapmak zorunda kaldılar.
Ils doivent refaire la piscine.
Arada bir, özellikle gece çalışıyorsak burnuma gelen klor kokusu beni çok mutlu eder. Özellikle de etrafta kapalı havuz falan yoksa.
Quand je travaille de nuit, j'aime bien m'arrêter et voir si je sens de l'eau de javel, surtout quand il n'y a aucun signe de piscine intérieure.
Sean ve ben büyürken her gün göle işerdik.
Sean et moi avions l'habitude d'uriner dans la piscine tous les jours en grandissant.
- Bir havuz yaptıralım.
On devrait avoir une piscine.
- Şüpheli Øbro hamamında görüldü.
"Le suspect a été logé à la piscine de Obro."
Sonunda, kapıcıyı çağırıp havuzu gören bir oda istedik.
Finalement, on a appelé le concierge et on a eu une chambre qui donnait sur la piscine.
Evet. Sen de yeni havuzcu çocuk musun?
T'es le nouveau garçon de piscine?
Uh, Havuzcu adam.
L'homme de piscine.
Güzel havuz.
- Belle piscine.
Tadını çıkarabiliyorken bu havuzun tadını çıkar bence.
Vous devriez profiter de la piscine.
Onlar havuz kuralları.
Ça ce sont les règles pour la piscine.
Seni seviyorum ama mecbur kalırsam seni sürükleyerek çıkarırım o havuzdan dışarı.
Je t'aime, mais je vais devoir te sortir de la piscine si j'en suis obligé.
Havuz sizindir.
La piscine est à vous.
Havuza gelmiyor musun?
Tu nous rejoins dans la piscine?
- Bu havuz mu?
- Ca c'est la piscine, hein?
Telefon kimdeyse, yüzme yarışmasından sonra telefonu kapatmış olmalı.
Celui qui l'a a dû l'éteindre après avoir quitté la piscine.
Eğer buradaki eziklerle aynı havayı paylaşacaksam en azından beni sarhoş edin ki bunu hatırlamayayım.
Si je dois partager cette piscine dégoutante avec vous losers, la moindre des choses que vous pourriez faire serait que vous me fassiez boire, que je ne puisse pas m'en rappeler.
Havuzun içinde parmak uçlarındasın tamam?
Tu mets juste le petit orteil dans la piscine.
Havuz başına uzanmaya gidiyordum.
J'allais aller m'allonger près de la piscine.
- Havuzda yüzüyor.
Il nage ˆ la piscine.
14 yaşımdan beri havuza gitmiyorum.
Je suis pas allée à la piscine depuis mes 14 ans.
- Hayır, arabanın dışına.
Dans la piscine? À côté de la voiture.
Havuz evine baksana.
Vérifie la piscine.
Beni havuza götürün!
Emmenez-moi à la piscine!
Seni götüreceğiz, bebek.
On t'emmène à la piscine, bébé.
Tamamdır, yani... Havuz uygun büyüklükte değil.
La piscine n'a pas la taille prévue.
Bu klorlu havuzlardan değil di mi?
C'était pas une piscine de chlore, si?
Havuzda ölümüne mücadele.
Combat à mort dans la piscine.
Bir havuz kavgası var!
Piscine fight!
Yargıç... geçen sene havuzunda boğularak ölmüş.
Un juge, mort l'en dernier. Noyé dans sa piscine.
Havuzda tur atarken ayağı sıyrılmış.
Elle s'est éraflé le pied en faisant des longueurs à la piscine.
Ayrıca yüzme havuzu ve kahve tesisi üzerinde de çalışıyor.
Elle nous fait aussi construire un comptoir à expressos et une piscine.
Havuz partileri bile yaparız.
On pourrait faire des soirées piscine.
Hannah gelecekte
Hannah savait que son avenir inclurait une vaste maison avec piscine, à Los Angeles.
Sadece havuza ulaşmam lazım!
On doit trouver une piscine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]