English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Polina

Polina traducir francés

104 traducción paralela
Kendinden utanmalısın, Polina!
Pauline, t'exagères!
Kızlar Polina'nın pikabını almış eğlence yapıyor.
Les filles ont été demander le phono de Paulina, elles font la fête.
Polina, gitme.
Pauline, reste.
Teşekkür ederim.
Polina!
- Adın ne tatlım? Polina mı?
Quel est ton nom, mignonne?
- La Perla'da olduğuna inanıyoruz. O gece Polina Valera adında bir genç kız tecavüz edilerek öldürülüp bir çöplüğe atıldı.
On soupçonne qu'il était à La Perla, où la jeune Paulina Valera a été violée, tuée et laissée sur un tas d'ordures.
Polina Valera kadar zevk aldın mı?
Aussi excitante que Paulina Valera? Dites-moi!
Ve Polina Valera'yı?
Et Paulina Valera.
Polina'yla.
La petite Paulina.
- Polina dosyalarınız.
- Le dossier Pollina.
- Polina Delacroix?
- Polina Delacroix.
Çünkü şu anda kendi hesabımdan çektiğim bir banka çekini ona götürüyorum. Bu miktar Polina'nın yaz boyunca masraflarını karşılamaya yetecektir.
Voyez-vous, mon cher, je reviens avec une traite bancaire de mon compte personnel qui devrait permettre à Polina de payer les dépenses de son été au bord de la mer.
Shaw masraflarını karşılamak için Polina'ya borç vermeyi kabul edebilirdi.
Le brave Shaw prête à Polina le montant nécessaire à ses dépenses.
Polina Delacroix.
Polina Delacroix.
- Lütfen, bana Polina deyin.
- Je vous en prie, appelez-moi Polina.
Bu Polina'nın parfümü, ve elbette onu büyük göğüslerine sürüşüydü.
C'était le parfum de Polina qui exhalait des vapeurs exquises de sa poitrine. "
- "Büyük göğüsler" mi? - Bunun nesi yanlış?
- L'ample poitrine de Polina...
Yani, eğer Polina'nın parası olsaydı... Shaw'la evlenmek zorunda da kalmazdı.
Donc si Polina était plus riche, elle ne serait pas forcée d'épouser Shaw.
Adam ve Shaw'ın ikisinin de Polina'yı sevdiğini biliyorum.
Nous savons déjà qu'Adam et Shaw aiment tous les deux Polina.
Polina etraftayken odaklanması imkansızdı.
Comment se concentrer avec Polina dans les parages?
Polina gibi bir gerçekten onun gibi sıradan bir erkekle ilgilenebilir miydi?
Une femme telle que Polina pourrait-elle s'intéresser à un homme ordinaire comme lui?
Reddetmek imkansızdı. Onun da Adam için duyguları kucağına dökülen yumurtalı salata kadar gerçekti.
Ce qui était indéniable, c'est que les sentiments de Polina étaient aussi évidents que les œufs sur son maillot. "
Adını ilk kez onun dudaklarından duymak neredeyse dayanabileceğinden fazlaydı...
"Entendre son nom pour la première fois de la bouche même de Polina le bouleversa profondément."
İşte Adam o anda Polina'yı kollarının arasına... almakla arasında aklın alamayacağı bir zenginliğin durduğunu anladı.
"C'est à ce moment qu'Adam se rendit compte que la seule façon de se retrouver dans les délicieux bras de Polina était de devenir immensément riche."
Polina gibi kadınlar tarafından baştan çıkarılmak gerçekten hoşlarına mı gidiyor?
On dirait que ça lui plaît d'être manipulé par des femmes comme Polina!
Belki de Polina'yı benim hayal ettiğim gibi hayal etmiyorsun? Ne?
Vous ne voyez sûrement pas Polina avec les mêmes yeux que moi.
Param olduğu zaman, yazgım, Polina, benim olacak...
Et dès que j'aurai beaucoup d'argent, mon destin, alors, Polina, sera à moi!
Bu yazı geçirmesine yetecek bir miktardı... ama Polina gibi bir kadını elde etmesine yetmeyeceği kesindi.
Une somme suffisante pour financer son été, mais de loin insuffisante pour conquérir Polina. "
Bu Polina'yla geçirilecek bir hayat demekti.
Il jouait toute une vie d'amour avec Polina.
Adam'ın Polina'nın kalbine giden başka bir yol bulması gerekiyordu.
Adam devait à présent se frayer un autre chemin vers le cœur de Polina. "
Polina içinde sahip olmadığı duygular olduğunu keşfediyordu.
Polina fut soudain secouée d'émotions alors inconnues pour elle.
Polina çocukluğunda onu defalarca kollarına alıp bilgeliği, sıcaklığı... ve sevgisiyle teselli eden bu kadını kaybetmenin... büyük üzüntüsünü yaşıyordu.
Et Polina se sentit vraiment en deuil de cette femme qui l'avait si souvent serrée dans ses bras et réconfortée avec compassion et sagesse. "
" Adam Polina'dan hoşlanıyordu. Ama biraz garip biri olduğunu biliyordu.
" Adam aimait Polina, mais se rendait compte qu'elle était bizarre.
Polina sevgili büyükannesi için yas tutup... aile konularıyla ilgilenirken...
" Alors que Polina vivait le deuil de sa grand-mère et vaquait aux affaires de la famille,
Adam Polina için olan duygularını kontrol altında tutmaya çalışıyordu.
Adam tentait de contenir tant bien que mal ses sentiments pour elle. "
Kendisi için olan duygularından habersiz ona Polina'yla ne harika bir... hayatları olacağına dair hikayeler anlatmaya devam etti.
Aveugle aux sentiments qu'elle entretenait à son égard il ne cessait de lui parler des joies anticipées de sa vie future avec Polina. "
Sen en başından beri Polina'dan hiç hoşlanmadın. - Ah, lütfen!
Polina vous tombe sur les nerfs depuis le début.
Adam ve Polina tutkuyla birbirlerine sarıldılar.
"Adam et Polina s'étreignirent avec passion et se retrouvèrent... au lit."
Muhabbet kuşları arasında her şey yolunda gitti. Polina parasına kavuştu.
La mémé est décédée, nos amants filent le parfait amour,
Adam Polina'yı elde etti. Shaw kendi yoluna gitti.
Polina a son pognon, Adam a sa Polina.
Büyükanne öldü. Polina parasını aldı. Adam Polina'ya sahip oldu.
La grand-mère est décédée, Polina a son argent,
Ve benim yazacak şeyim kalmadı.
Adam a sa Polina et je n'ai nulle part où aller.
Polina'nın kendini yeniden rakibinin... varlıklı John Shaw'ın kollarına atmasının artık... an meselesi olduğunu biliyordu. Nişanı düşündü, düğünü düşündü.
Ce n'était qu'une affaire de temps avant que Polina ne se retrouve à nouveau dans les bras de son rival, le détestable John Shaw.
Belki onu Polina'dan uzak tutacak başka bir engel gereklidir.
Je sais mais il manque un maillon. Il lui faut peut-être un autre obstacle pour l'éloigner de Polina.
Anna'nın gözlerinde Adam'ın o güne kadar Polina'ya olan... aşkı yüzünden görmediği bir şey vardı.
" Ll y avait dans les yeux d'Anna, quelque chose qu'Adam, aveuglé par son amour pour Polina, n'avait jamais remarqué.
Adam da Anna'dan hoşlanıyor. Ama aynı zamanda Polina'yı da seviyor.
Anna ressent une attirance pour lui, et inversement.
Bu şekilde, okuyucu sonunda kiminle olacağını tahmin edemeyecek.
Mais il a encore de l'amour pour Polina. Le lecteur ignore de quel côté son cœur va pencher.
Bu gece, Polina'dan benimle evlenmesini isteyeceğim... ve hafta sonuna kadar, düğün hazırlığı için Paris'e gitmiş olacağız.
C'est ce soir que je demande Polina en mariage. Avant la fin de la semaine, nous partirons à Paris où nous irons préparer la noce.
Birinciyi, Polina'yı kapı eşiğinde gördüm.
Je l'ai vue sur le seuil de la porte.
Polina, Adam, Elsa.
Polina, Adam, Elsa.
Polina'dan Anna'ya geçiyor.
Non, pas du tout. Pour moi c'est le choc du contrecoup typique.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]