English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Ponzi

Ponzi traducir francés

118 traducción paralela
Bir Ponzi entrikası olduğunu sanmıştım.
L'attrait du gain m'a poussé.
- Ponzi düzeni.
- Une arnaque Ponzi.
20'li ve 30'lu yıllardaki Charles Ponzi, Yellow Kid Weil gibi adamlara.
Les années 20 et 30. Charles Ponzi, Yellow Kid Weil...
Yaklaşık bir yıl önce, onun yaptığı şeye para yatırmıştım.
Il y a un peu plus d'un an, j'ai investi dans ce qui s'est révélé être une chaîne de ponzi initiée par lui et sa partenaire
Yatırımcılarının parasıyla, saadet zinciri kuran kızı olan bir bankerdi.
Le banquier dont la fille a fait une arnaque Ponzi sur ses investisseurs.
Amerikan Borsasının berbat bir halde olduğunu söyledi. Kenneth, büyük bir saadet zinciri yapmış.
D'après lui, à Wall Street on dit qu'il avait bâti ses affaires sur une énorme pyramide de Ponzi.
Bana milyar dolarlık fonları koca bir saadet zinciri olduğunu itiraf eti.
Il m'a alors avoué que son fonds d'un milliard de dollars était une chaîne de Ponzi géante.
{ \ Wiswall zincir kanıtlarına döndü. }
Wiswall a fourni sa preuve de Ponzi.
Wiswall saadet zincirini yayacaktı, Bay Clayton'ın malvarlığına el konacaktı, ona gittin ve onu da kulübe üye ettin.
Sachant que Wiswall allait dénoncer la chaine de Ponzi, et ainsi geler les actifs de M. Clayton, vous êtes allé le matraquer.
Lasgrove Yatırım fonu feci şekilde bir dolandırıcılık skandalı yaşadı.
Les fonds d'investissement Lasgrove ont mis en place un jeu de Ponzi.
Ponzi planı için ayırdığım bütün parayı kaybettim Charlie.
J'ai perdu tout mon argent à cause d'une fraude fiscale.
Tam bir saadet zinciriydi.
C'était un schéma de Ponzi.
Gördünüz mü, bu da saadet zinciri.
Un autre schéma de Ponzi.
Bu da başka bir saadet zinciri.
Un autre schéma de Ponzi.
Bu olay bay Tobin'in binlerce kurbanın parasına mal olan Wall Street tarihindeki en büyük yatırım dolandırıcılığını yönettiğine dair geçen ayki itirafının ardından oldu.
Cela fait suite à sa confession, d'avoir fait la plus grosse chaîne de Ponzi de l'histoire de Wall Street... ruinant des milliers de victimes.
Yatırım dolandırıcılığı mıydı? Evet.
La chaîne de Ponzi?
- Neyi itiraf ederseniz?
- Si vous avouez quoi? - Pour la chaîne de Ponzi.
Bu olay Bay Tobin'in Wall Street tarihindeki en büyük yatırım dolandırıcılığını yönettiğine dair itirafının ardından oldu.
Cela fait suite à la confession de M. Tobin d'avoir fait la plus grosse chaîne de Ponzi de l'histoire de Wall Street.
Louis Tobin Şükran Gününde onu aradı. Ponzi entrikasını itiraf ettiği gece.
Louis Tobin l'a appelée à Thanksgiving, quand il a avoué la chaîne de Ponzi.
Louis Tobin dolandırıcılığı itiraf ettiği gece onu aradı.
Louis Tobin l'a appelée après avoir avoué la chaîne de Ponzi.
Ama dolandırıcılık ortaya dökülmeden önce farklı bir vasiyetname düzenlemiş.
Mais avant que la chaîne de Ponzi ne soit révélée, il a fait un testament différent.
Hepimizi bu dolandırıcılığa bulaştıran kişi.
Il nous a mis dans la chaîne de Ponzi.
Ponzi'nin planı ortaya çıktığında Carol Tobinle görüştük, - notları gözden geçirdim.
Après la découverte du schéma de Ponzi, on a interrogé Carol Tobin, j'ai vérifié la transcription.
Üç yıl önce, Ponzi projelerinden birinde başladı projeyi batırınca, birçok insan kıçlarını kaybettiler.
Il y a trois ans, il a commencé une combine Ponzi. Quand ça a foiré, plein de gens ont perdu leur argent.
Herşeyimi kaybettim. Ne zaman?
J'ai tout perdu dans une pyramide de Ponzi.
Bay Wagner ve ortağını işlettiği yatırım fonu Bernie Madoff'un Ponzi dalaveresinin en büyük yatırımcısıydı.
M. Wagner et son associé tenaient un fonds commun qui a largement contribué à l'empire de Bernie Madoff.
Tanrım, sizi yetiştirmek, duygusal bir yıkım gibiydi.
Pour vous élever, c'était comme une chaine de Ponzi.
Saadet zinciri kusursuz işliyordu.
Une pyramide de Ponzi, c'est gourmand.
Geçmişe bakınca, bu çok büyük bir ulusal, - - Sadece ulusal değil, global bir saadet zinciriydi.
Je qualifierais ça, avec le recul, au niveau national et même mondial, d'énorme pyramide de Ponzi.
İsveç'in Charles Ponzi'si olarak anılan adamın artık bir vatanı olmayabilir fakat yenisini alabilecek kadar parası var.
L'homme surnommé le Charles Ponzi suédois peut tirer un trait sur son pays mais peut s'en acheter un.
Bütün olay bir saadet zinciriymiş.
Une vraie chaîne de Ponzi.
Geçen sene Ponzi skandalından basına çıkan adamı hatırlıyor musun?
Tu te souviens du gars aux infos qui a mis au point un système de fraude à l'investissement il y a un an?
Kendisi servet kazanırken, hayali şirketler ve saadet zincirleriyle yatırımcılara milyonlarca dolar kaybettirdi.
Elle a perdu des milliards de dollars investis dans plusieurs sociétés écran, et des schémas de Ponzi, tout en créant sa propre fortune personnelle.
Bildiğiniz gibi 5 sene önce Adler, Bernie Madoff'unkine taş çıkartacak bir Ponzi dolabı çevirmişti.
Vincent Adler. comme celle de Madoff.
Şu anda içinde yaşamakta olduğumuz ekonomik paradigma Ponzi Düzeni'dir.
Le paradigme économique, dans lequel nous vivons aujourd'hui, est une Chaîne de Ponzi.
Vincent Adler... 7 yıl önce büyük bir Ponzi düzenbazlığı çevirdi ve milyar dolarlarla ortadan kayboldu.
Vincent Adler... Il y a sept ans, il a monté un schéma de Ponzi et a disparu avec un milliard.
Şimdi, bu küçük saadet zincirimi tamamlamak için ne kullanabilirim?
{ \ pos ( 192,210 ) } Qu'est-ce qui pourrait boucler ma chaîne de Ponzi?
Bir dolandirici tarafindan 20 milyon dolarim çalindi.
20 millions de dollars m'ont été volés par une pyramide Ponzi de haut niveau.
Channing Ponzi komplosunun mağdurlarıyız.
Nous sommes victimes du plan Channing Ponzi.
Ben de ona, eskiden hep verdiğimi,... ama babamın Ponzi skandalında suçlandığını,... ve bütün aile servetimizi ve Manhattan'daki konağımızı kaybettiğimi,... bu yüzden Brooklyn'de bir kanepede kaldığımı,... ama tüm bunlara rağmen hâlâ, girişeceğimiz heyecan verici,
Et je lui ai dit que je donnais toujours d'habitude, mais que mon père avait été inculpé dans un scandale de Ponzi et j'avais perdu ma fortune familiale et ma maison à Manhattan, et que donc j'ai du dormir sur un canapé à Brooklyn,
1998'de yatırımcıları Ponzi planıyla dolandırmaktan suçlandı.
En 1998, il a escroqué des investisseurs avec une combine à la Ponzi...
Son dakika gelişmesi, görgü tanıklarının bildirdiğine göre federal ajanlar saadet zincirinin üç ay önce ölen beyni Bill Vaughn'un Santa Barbara'daki konutuna baskın düzenliyorlar.
Eyewitness News vient juste d'apprendre que des agents fédéraux vident la maison à Santa Barbara de Bill Vaughn, le génie de Ponzi, décédé il y a trois mois.
Bütün bir seneyi değişken ergen cinselliğimin detaylarıyla övünerek ve Lord Tekir'in saadet zinciri tuzağına takılarak harcadığımı şimdi anlıyorum.
Je réalise maintenant que j'ai passé mon année entière à tenter de comprendre ma sexualité d'adolescente et à essayer de caser Lord Tubbinton dans des Ponzi Plans.
Martin Charles'da bir saadet zinciri olaylarına bulaşmış.
Martin / Charles exécute un plan Ponzi.
Saadet zinciri Olivia'nın fikri değildi.
Le plan Ponzi n'était pas l'idée d'Olivia.
Saadet zincirinin senin fikrin olması da ne demek?
Qu'est-ce que tu veux dire par être derrière le plan Ponzi?
Saadet zincirinin arkasında gerçekten de Olivia'nın olduğunu düşünmüştüm.
Je pensais vraiment qu'Olivia était derrière les plans de Ponzi.
Daha dün saadet zinciri kurabileceğine bile inanmıyordun.
Hier encore tu étais persuadé que jamais il n'aurait pu effectuer un plan de Ponzi
Ama bunun saadet zincirinden haberi var.
Mais celui-là connaissait le plan Ponzi.
Sanırım Bridget'in saadet zinciri olayından haberi var.
Donc je devine que Bridget sait à propos du plan Ponzi, pas vrai?
- Ponzi entrikası. Suçluyum.
Je suis coupable.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]