English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Pt

Pt traducir francés

713 traducción paralela
Ve Schmul Meier kayıptır hala gitmiştir bir zengin daha.
Et Schmul Meier Le regretté Cela fait un riche de moins
" Bu çocuklar, 11 Haziran Pazartesi'den beri kayıptır : Kurt Klawitzkin.. .. ve kız kardeşi Klara.
Depuis le 11 juin, le petit KLAUS KLAWITZKY et sa sœur KLARA ont disparu.
Filmin asıl görüntü ve ses kayıtları kayıptır. Kısmen eksik olan Almanca ve Fransızca versiyonlarının birleştirilmesi bu yeniden yapılandırmanın temelini oluşturdu.
Les négatifs originaux du film étant perdus, des copies allemandes et françaises ont été utilisées pour la restauration.
Bu sakatı dövmek, ayıptır.
quelle honte, fIageIIer cet infirme! Pauvre diable!
Bir kızın kaderinin bir keçinin davranışlarına bağlı olması ayıptır.
Faites sortir Ie témoin. II est honteux que Ie sort d'une femme dépende d'une chévre.
İnsanın kendi parmağıyla işaret etmesi ayıptır.
Montrer quelque chose du doigt, c'est impoli.
"Çok güzel gözlerin var," dedi. "Bu çirkin gözlüklerin altında onları saklamak ayıptır."
"Pourquoi cacher de si jolis yeux derrière de vilaines lunettes?"
Şunu aklınıza iyice sokun, şu an yıl 1940 Ve 10 yıldır buzun altında kayıptınız.
Mettez-vous dans la tête qu'on est en 1940. Et que vous avez été enterré et congelé pendant 10 ans.
- 15 dakika önce hala kayıptı.
- Pas encore.
İlk kez PT botu görüyorlar.
Ils n'ont jamais vu des bateaux comme ça!
PT botu toplantısı mı?
Il y a une conférence?
Adamlarınız PT botlarının bu savaşta bir değeri olduğunu kanıtladı.
Vous avez démontré l'intérêt que présentent vos bateaux.
ayin sırasında konuşmak ayıptır.
Si ça continue, je vous fais chasser!
Ayıptır, ayıp!
Honte!
Epeydir kayıptın.
Tu as disparu longtemps!
Bay Ono'nun söylediğie bakılırsa, ayıptır söylemesi büyük bir çiftliğim varmış.
C'est bien avancé de ma part, mais M. Ono a dit que je possédais les droits d'une grosse ferme.
Sayın jüri üyeleri, arabanın bu bölümü kayıptı.
Cette pièce, mesdames et messieurs les jurés, manquait sur la voiture des Tremayne.
Bu sergi için yarışmak bir ayıptır. Bu figürler çalışılmış olmalı.
Ces visages doivent être respectés.
Ayıptır söylemesi, her dakikası çok hoşuma gitti.
J'ai honte de dire que j'en ai apprécié chaque instant.
Neden bu şekilde görünüyor ve neden kayıptı?
Pourquoi il a l'air de ça, pourquoi il avait disparu.
O kayıptı, ama şimdi bulundu.
Perdu, il est retrouvé.
Bunlar sadece söylenti, ama Son denizaltıda kayboldu. Üç gündür kayıptı.
C'est une rumeur, mais on raconte que le dernier bateau qu'on y a envoyé aurait coulé il y a trois jours.
Hayır, benim tutkularım basmakalıptır.
Mes passions sont banales.
"Kadının toplantı sırasında konuşması ayıptır."
"Il est malséant pour une femme d'y parler."
Ah, muhtemelen, bir kaçı kayıptır.
Quelques-uns ont dû s'égarer. Ca arrive.
Ayıptır sana. Verdiğin manevi zararlar için alıyorum bunu.
ça sera pour dommages moraux!
Sen uyurken, bu kadın beni ayıptır söylemesi, memnun etti.
Pendant ton sommeil elle m'a procuré un plaisir inouï.
- Ayıptır bu yaptığınız. - Çekin elinizi dedim!
Je vous ai dit bas les pattes!
Bilmenizi isterim ki, bu, uzun zamandır istediğim türden bir kayıptı.
Mais sachez... que c'est une défaite... que j'espérais depuis longtemps.
Şuradakinin, ayıptır söylemesi basuru var.
Celui-ci, a les hémorroïdes, sauf votre respect.
Kaptan Pike kayıptı, bilinmeyen bir amaç için tutsaktı.
Pike avait été enlevé et fait prisonnier pour une raison mystérieuse.
O yüzden ayılmak için kırmızı bir hap yutuyor. O hapla da geceyarısında bile formunda oluyor.
Elle prend ses pt ites pilules rouges pour se donner du pep s et à minuit elle est encore dans la stratosphère.
Nomad'ın yok edilmesi büyük bir kayıptı, Kaptan.
Il est dommage que nous ayons dû détruire Nomad.
Altı yıldır kayıptı, ama şimdi. Uzayda bir hurda.
Six ans après sa disparition, c'est tout ce qu'il reste.
Kaptan, Teğmen Uhura ve Teğmen Chekov yaklaşık iki saattir kayıptırlar.
Le capitaine, le lieutenant Uhura et l'enseigne Chekov ont disparu depuis près de deux heures.
Dün o koyun iki mil açığında iki tane PT gemimizi kaybettik.
On a perdu deux torpilleurs à même pas 3 km de cette baie.
Bizim askerlerimizden birine ciddi zararlar vermiş... Ulaştırma Teğmenimize... Geçen Salı gününden beri kayıptı.
Il avait sur lui les effets personnels de l'un de nos officiers, le lieutenant chargé des transmissions qui était porté disparu depuis mardi dernier.
Senelerdir kayıptır o! Nerde olduğunu biliyor musun?
Elle a disparu depuis des années.
Uzun süredir kayıptın
Trop longtemps détourné de la gloire,
Haberiniz yok mu, fısıldaşmak ayıptır. Sadece kilisede ya da mahkemede fısıldaşılır.
C'est malpoli de chuchoter, sauf à l'église ou au tribunal.
Ama, ne yazık ki, kayıptılar.
Mais elles avaient disparu.
Bu kılıç yıllardır kayıptı. nasıl elde ettin onu? Yeşim köşkü duydun mu?
C'est là que le chevalier Li Guan-yu collectionne les épées les plus rares.
Aynı şekilde bu halat ya da cellat ilmiği,... Pt "o" lemy, bir "o".
De même, voyez cette corde, ce noeud coulant... "Pt-o-lémée" : il s'agit d'un "o".
Bu bir "pt", bu ise bir "ah".
Voici "p" et "t", et voici "ah".
Bir zamanlar kayıptım, ama artık bulundum.
J'étais jadis perdu mais j'ai retrouvé la voie.
Dünya gezegeni için büyük bir kayıptı.
Grande perte pour ce monde.
Üç panter kayıptı vurmuşlar. 9 arkadaşından 3'ü öldü.
Trois des panthères portées disparues ont été abattues. Trois des neuf panthères sont mortes.
Yaşlı Gerry Ford'un İngiliz kurabiyesi pişirirken bir resmini çekmek istedim, ama bizi içeri almadılar.
Je voulais prendre une photo du Pt Ford. On a été bloqués.
- Bu yaptığınız ayıptır.
C'est sa mère.
Bir kaç büyük bofalo kayıptı ve onları yakalamamız gerekiyordu.
Entrez, les gars!
Sen kayıptın, o adam yaşıyordu.
Toi disparue, lui vivant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]