Pussy traducir francés
190 traducción paralela
Black Pussy Kafe'de öylesine vakit geçirmiyorum.
Je ne traîne pas au Chat noir pour rien.
Black Pussy Kafe ve Büfesi.
Ah, le Café du chat noir.
Hatta, Black Pussy Kafe'sinin müdavimi olduğunu duydum.
De plus, on m'a informé que vous fréquentez... un café nommé le Chat noir.
Defterleri, Black Pussy Kafe'de incelemek ister misiniz?
Aimeriez-vous vérifier les livres du Café du chat noir?
- Şuradaki Black Pussy Kafe.
- Il y a le Café du chat noir.
Adım Pussy Galore.
Je suis Pussy Galore.
Pussy, uçakları silahlardan daha iyi biliyorsun.
C'est justement ce que vous oubliez.
PUSSY GALORE'UN UÇAN SİRKİ
LE cirque VOLANT DE PUSSY GALORE
Hadi. Çok özellikli bir kadınsın Pussy.
Vous débordez de dons.
Yarın şafakta, özel pilotum Bayan Pussy Galore'nin uçan sirki, bunu atmosfere sıkacak.
Demain à l'aube, l'escadrille de Mlle Pussy Galore répandra ce gaz dans l'atmosphère.
Onların iyiliği için Pussy, onu olabildiğince mutlu edelim.
Que ces curieux le voient heureux comme un coq en pâte.
Lütfen Bay Bond'u ağırla Pussy. Size daha sonra katılırım.
Veuillez tenir compagnie à M. Bond, en m'attendant.
- Sen güzel bir kızsın Pussy.
- Vous êtes étonnante.
Pussy Galore'dan Şampanya liderine.
Ici Pussy Galore.
- Hayır ama uzağa gidemez.
- Non, mais on l'aura. - Et Pussy?
- Ya Pussy? - Kutuları değiştirmeme yardım etti.
- Elle nous a aidés à changer le gaz.
Pussy'i de bu konuda uyarmıştım.
Pussy aussi l'oubliait.
"When it's Pussy Willow Time in Picardy."
"Quand c'est l'heure des pâquerettes en Picardie".
İşin aslı, bu akşam bir şeyler içmek üzere onunla buluşacağım... Dean caddesinde Pussy Willow isimli bir kulüpte saat 7 : 30'da.
En fait, j'ai rendez-vous avec lui ce soir, à Pussy Willow sur Dean Street, à 7h30 pour boire un verre.
Hayır, you kuş beyinli, "pussy" değil.
Mais non, idiot, pas "pussy".
- Hayır, sen, "pussy" dedin. Ben, poussez dedim.
- Non, tu as dit "pussy".
- Bu kabarcıklı şeyden.
- Achéte de ce "Fussy Pussy".
- Kabarcıklı.
"Fussy Pussy?"
Sen şu kabarcıklıdan iki şişe al, en iyisi.
Tu devrais acheter deux bouteilles de Fussy Pussy.
Bayanlar ve Baylar, güzeller güzeli April Pussy.
Mesdames et messieurs, la charmante pin-up d'avril.
Bu son aşamada da, iki bayan arkadaşla bir taksi içindeyim'Pembe Pisi'ye doğru gidiyorum.
Mais à présent, je suis en taxi avec deux ravissantes pour aller au "Pink Pussy Cat" dans Regent Street.
"Pembe Kedi" mi yoksa "Şeker Kedi Kulübü" mü?
Le "Pink Pussy" ou le "Kitten Candy Club"?
Honor Blackman, filmdeki adıyla Pussy Galore, değil mi?
Honor Blackman, alias Pussy Galore, c'est ça?
Şimdi de Pussy'i yapalım.
On fait "Chatte".
Pussy kaportacı. Bir sorsa?
Pussy peut se renseigner à la carrosserie.
Onu Pussy Amca buldu.
Mon oncle Pussy a aidé papa à la retrouver.
Pussy Amca mı?
Ton oncle Pussy?
Pussy veya Paulie'yi ara.
Appelle Pussy ou Paulie.
Pussy, Kevin ve Matt işimiz hakkında soru soruyorlar mı?
Pussy... Kevin et Matt ne t'ont jamais posé de questions?
Mesela Pussy.
Pourtant, Pussy...
Pussy ortadan kaybolduğundan beri hayalet gibi.
Elle est cloîtrée depuis que Pussy a disparu.
Pussy, Pussy!
Pussy!
Pussy, Booty, soyadını bilmiyorum ki!
Pussy, Booty, j'ignore son nom de famille!
Pussy'ye gelince, hâlâ sağsa o da aynı fikirde olurdu.
Et je suis certain que Pussy, s'il était encore en vie, serait d'accord.
En yakın dostum Pussy kayboldu.
Pussy, mon meilleur ami, a disparu.
Bu halin Pussy kaybolmadan önce başladı.
Ton état ne date pas de sa disparition.
Koca adam hakkında sokakta kimsede bilgi yok.
Aucune nouvelle de Pussy dans la rue, nulle part.
Artık Pussy'yle ilgili bir şey duymak istemiyorum.
Je ne veux plus entendre parler de lui.
Pussy herhalde korktu ve kaçtı. Bu kadar.
Pussy a peut-être flippé et il se planque, c'est tout.
Ama Pussy niye kaçar?
Pourquoi Pussy a couru?
Pussy mi?
Pussy?
Pussy kim?
C'est qui, ce Pussy?
Gözünü Pussy'den ayırma.
Ecoutez-moi. Surveillez Pussy.
Pussy'yi ona yolladım.
J'ai envoyé Pussy le voir.
Pussy Willow, Dean caddesi.
Pussy Willow, Dean Street.
Burası Londra'nın en hareketli yeri.
Pussy Cat Swinger's Club de Londres.