English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Pv

Pv traducir francés

409 traducción paralela
Geçen ay yalnızca 3 ceza kestiler ve sadece dur levhasına dikkat etmediğin içindi.
Je ne dirais pas ça. Trois PV le mois dernier.
Hazır boş binaya girmişken dosyasını bulmuş ve 10 cezanın belgesini çalmış.
Il a profité des bureaux vides pour extraire son fichier et retirer dix de ses PV.
- Neden? - 37 park cezasından.
- 37 PV de stationnement non payés.
Çık git yoksa sana araştırma bölgesinin ne olduğunu gösteririm.
Allez cuver ailleurs, ou je vais vous coller un échantillonnage de pv.
Annemin ceza makbuzuna karşılık Güney Kaliforniya'yı satın alacağı konusunda görüşünü yanlış anladınız galiba.
Je suppose que vous devez avoir mal interprété ma remarque... sur ma mère projetant d'acheter la Californie du Sud pour tenter... d'influencer le fait que vous m'ayez donné un PV, Monsieur l'Agent.
Park cezası mı kesiyordunuz?
En train de donner des PV?
Biraz cene bari yapsaydık.
- Même pas un petit pv?
Hadi o zaman. Polisler sadece ceza yazmayı bilir, yakalamayı bilmez.
Les PV, ils savent faire, mais arrêter les voleurs...
- Tek bildikleri park cezası kesmek.
- Ils sont bons à coller des PV.
Hiç kesilmiş cezan var mı?
Vous avez des PV en retard?
Sevgili memur bey bana bir trafik cezası bile veremezsin.
Cher inspecteur... vous ne pourriez même pas me coller un PV.
Cezanı ödedikten sonra arabanı polis oto parkından alabilirsin!
Tu l'auras à la fourrière... quand tu auras payé tes PV, mon gros!
Yapman gerekenler makbuzun arkasında yazıyor.
Tout est écrit au dos du PV.
Yavaşla yoksa ceza yersin!
Ralentis ou tu vas avoir un PV!
Bu park cezasına benzemez.
Ce n'est pas un PV.
Lanet olsun! Ne cüretle Noel Baba'ya Noel arifesi park cezası verirsiniz?
Comment Kriss Kringle peut-il se prendre un PV le jour du réveillon de Noël!
Eğer cezaya ihtiyacım olursa, seni ararım.
Si je veux faire sauter un PV, je vous appelle.
Hızlı gittiğiniz için size ceza yazacağım. Aşırı hız cezası.
Vous aurez un PV pour excès de vitesse.
Yine de ceza yazacağım.
Vous aurez quand même un PV
Galiba ödenmemiş çok park cezanız var?
Quelques PV en retard?
Belki de sadece bana ceza kesecektir.
Peut-être qu'il me collera juste un PV.
- Motoruma ceza kesiyor.
- Elle met un PV à ma Harley.
Onu yatağa kelepçeledim ve şartlı tahliye kurallarını çiğnemekten tutukladım.
Je l'ai menotté au lit et lui ai dressé un PV pour violation de conditionnelle.
Park cezalarımı ihbar etmediğiniz sürece sorun yok. Etmeliyim.
Vous avez cafté pour mes PV?
İlk ihbarname cezadır.
Le 1er avis, c'est le PV.
- Zaten rüşvetle, üç cezadan kurtulmuşsunuz.
Et trois PV pour ivresse.
- Neredeyse sana ceza kesecektim.
- J'allais te donner un PV!
Bana ceza kesmedi.
Il ne m'a pas donné de PV.
Bilet bulabilmek için koşmak zorunda kaldık.
On a dû courir pour éviter un PV!
Pekala. Kendi kendine 3-17'yi ihlal ettin. Polisin aptallığını açığa çıkarmak.
Je vous mets un PV pour l'article 317, étalage de la stupidité de la police.
Ben de sana adi bir şey göstereceğim. Ben de sana bir uyarı da bulanacağım.
Je t'en donnerai, moi, de l'ordinaire, et ce sera un PV.
İşte kızın dosyası. Polis raporu da içinde. Fotoğraflar falan da var.
Voilà le dossier, avec le pv des gendarmes les photos et tout.
- Onu bulmama yardım edin. İkiniz polis raporlarını kontrol edin. Yaralama, öldürme, geçen hafta ne varsa.
Vérifiez les PV de bagarres, de meurtres... du côté des gares routières, des bars.
Park cezaları ya da taşınma kanunu... -... ihlali falan?
Des PV impayés, ou des excès de vitesse?
Park cezasından yırtmak daha zordur.
Il est plus difficile de se défaire d'un PV.
! Dedektif raporunu tamamlamadan hiçbir şeye dokunamayız.
Il faut que les enquêteurs signent le PV d'accident.
- Bir dakika, ceza yazmadan önce...
- Avant de me coller un PV...
Mahkeme emri yok, kaza yok, trafik cezası yok.
ni mandat, ni accident, ni PV.
Trafik bileti mi aldın?
T'as eu un PV?
Göreceğiz. Yüzbaşı çok kızacak. Sürekli ceza yediğini öğrenmesin.
Le capitaine va être furax, s'il te voit avec tous ces PV.
Siz ceza kesin, biz de gidelim.
Collez-nous un PV et on s'en va.
O pis zenci bana ceza yazıyor.
Ce Blackos me file un PV.
Ceza defterini de al. Bu, uygunsuz bir poz değil mi?
Mettez-lui un PV, elle est indécemment vêtue.
Umarım bana ceza kesmezsin.
J'espère que vous ne me collerez pas un PV.
O neden İsveç'te yüksek güvenlikli bir hapishanede?
Il a du avoir quelques PV.
Annemin sana ceza kestiğine inanamıyorum.
Ma mère t'a collé un PV.
Doğum günleri haricinde bütün cezaları aynı polis kesmiş.
BRASS : tous les PV ont été remplis par le même flic.
Muhtemelen dışarıda arabalarımıza ceza kesiyor.
Ils doivent être dehors à foutre des PV.
Artık yeminli bir ifade alabiliriz sanıyorum.
Je crois qu'on peut passer au PV. - D'accord.
Süresi geçmiş ehliyet. Üç rüşvet.
Une suspension, et trois PV pour ivresse.
- Şu ceza işini hallet, tamam mı?
Occupez-vous plutôt du PV.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]