Rast traducir francés
286 traducción paralela
Daha önce bu şekilde konuşan birine rast gelmemiştim.
Je n'ai jamais entendu quelqu'un parler comme ça.
Gerçeği söylemek gerekirse, her işim rast gitti.
La vérité est que tout a été facile pour moi.
- Şansınız rast gitti mi, bayım?
Bonne pêche?
Bizim çocuklar sizi oraya götürsün. Muhtemelen onunla rast geleceksinizdir.
Laissez mes gars vous y emmener, vous tomberez sans doute sur lui.
Küçük bir probleme rast geldin gibi.
On dirait que vous avez eu des petits problèmes.
Bir dahaki soruşturmamızda, umarım asansörlü binalara rast gelirim.
J'espére que la prochaine enquête, ce sera dans des maisons avec des ascenseurs.
Muhteşem bir şeye rast gelirseniz, başka bir Gustaf Meyerheim...
Mais un cas spectaculaire? Un nouveau Gustaf Meyerheim?
Tesadüf eseri birbirimizle rast geldik.
On s'est rencontrés par hasard.
- İşin rast gelsin Blair...
- Allons, voyons!
Merak etme benim işim hep rast gider!
Il ne vous coûtera pas cher et a moi non plus.
Ortalama üç sene de bir böyle bir şey olur. O da bana rast geldi.
En Italie, il y en a une tous les trois ans.
Arkeolog bir dostuma rast geldim de.
J'ai vu un ami, un archéologue.
Ama şimdi anlıyorum ki, gerçek sevgiyi kısa, fiziksel ve rast gele ilişkilerde değil, burnunun dibindeki derin ilişkilerde...
Note de l'auteur. J'ai compris que je ne trouverai pas le bonheur dans les aventures passagères, Note de l'auteur.
Ne oldu, yanlış bir adama rast geldim.
j'ai pas choisi le bon gars.
İşin rast gitsin.
Merci.
Allah işinizi rast getirsin.
Qu'Allah t'aide.
O'na rast gelmediğine şaşırdım.
C'est surprenant que vous ne l'avez pas rencontré.
Karanlıkta emeklerken bazı kağıt parçalarına rast geldim.
En rampant dans le noir, je suis tombé sur des papiers.
Rast gele birimizi seçecekler ve hamur haline gelene kadar dövecekler.
Ils vont prendre un de nous au hasard, et cogner dessus comme des brutes.
Sanırım eroin kaçakçılarına rast geldi. Baskın yapmıştır.
Il est probablement tombé sur des dealers qu'il a surpris.
Buradan içeri. Kansas City'de çalışan bir gruba rast geldiniz mi hiç? - "Dört Adam ve Bir Kadın"?
Avez-vous déjà rencontré un groupe de Kansas City... appelé Four Jacks and a Jill?
Yeni çocuk sana rast gelmiş.
Au fait, t'es avec le nouveau?
Gıcıklara rast gelmişsin.
Tu es tombé sur un type désagréable.
Bazen rast geliyoruz ama konuşuyoruz, ama pekâlâ, aslında hiç konuşmuyoruz.
D'accord, parfois on se croise mais... On se parle, mais c'est comme si on parlait dans le vide.
- Bir telefona rast gelmedim.
- Je n'ai pas pu trouver de téléphone.
fakat Profesör bu hediyeyi rast gele seçmedi.
Mais... le professeur n'a pas choisi son présent au hasard.
Kulağa nasıl geldiğini biliyorum ; ama bunun rast gele bir formasyon olmasına imkan yok.
C'est étrange, mais cette formation ne peut être fortuite.
Bu sabah bir çocuk sahilde bir cesede rast gelmiş.
Un gosse a trouvé un corps sur la plage. Près du bateau.
Bir erkek, erkeği yalnız bulunca, ya da bir dişi, başka bir dişiye rast gelince hemen çiftleşiyorlar.
Quand un male rencontre un male, ou qu'une femelle rencontre une autre femelle. Ils s'accouplent automatiquement.
Ve şafaktan önce sana rast geldim.
Et je suis tombé sur toi avant l'aube.
Bir yamaçta yükseltici hava akımına rast geldim. Bir dakikada 650 metre yükselmiş olmalıyım.
Je suis tombé sur un courant vertical et j'ai dû monter de 600 mètres en une minute.
Hırsızlığa rast gelmiş olsa, burada dururdu.
Si elle avait surpris un cambrioleur, elle serait ici.
Tekrar ederse, aileleri toplar çocukların üstüne rast gele ateş ediyorlar derim.
si vous refaites ce coup-là, je dis aux parents... que vous tirez sur leurs mômes.
- Bir şeye rast geldin mi?
- Des rencontres?
Şanslıysak eğer, zayıf bir taraf bulur, güçlü ve tam mürettebatlı gemileriyle rast gelme olasılığında, bunu, onlara karşı kullanırız.
Et des faiblesses que nous pourrons utiliser contre eux, au cas où nous tomberions sur eux. Réunissez une équipe d'exploration.
Bu arada, ben de Kumandan Chakotay ile biraz geç kalmış olan randevuma gitsem iyi olacak. ve bizim, bazı eski arkadaşlara rast geldiğimizi bilsin.
Il vaudrait mieux retrouver Chakotay plus tôt que prévu et lui faire savoir que nous sommes tombés sur de vieilles connaissances.
Öğlenleyin Ji-won'a rast geldim.
J'ai vu Ji Won cette après-midi.
Glynn'e rast gele uyuşturucu testi yapmanın zamanının geldiği fikrini önermeni istiyorum.
Je veux que tu suggères à Glynn de faire quelques contrôles antidrogue au hasard.
Sık sık rast gele kontrol ederler,
Il y a souvent des contrôles.
Bence sen ara sıra içinde kalmış fazlalık flört etme isteğini dışarı vuruyorsun ve bu erkek olup hareket eden her varlığa rast gelebilir.
Je crois que parfois tu débordes d'énergie de séduction et que tu te défoules sur tous les hommes qui bougent.
Huzurlu bir hayat için sana dua ediyoruz. Lütfen onların işlerini rast getir.
Préservez le bonheur de l'associé de mon mari, le président Kang et des employés du magasin de meubles.
Rast gele.
A plus tard.
Seçim günü kasabada rast gele ateş ediyor!
Il tire un jour d'élection.
Çok rast giden bir şansım vardır.
J'ai l'oeil américain quand le vent fait soulever les robes...
Rast gele.
Ça mord?
Evet. Heykeltıraştır.
Oui, elle est sculpteur.
Frederica Bimmel'in ölümüyle ilgili bir raştırma yapıyorum.
J'enquête sur la mort de Fredrica Bimmel.
Ressam ve heykeltıraştı.
Peintre et sculpteur.
Rast gelsin.
Après-midi.
Daha önce ne işi yaptığımı biliyor musun? - Bir heykeltıraştım.
Savez-vous ce que je fais le reste du temps?
Rast gele işaretlersen kolaydır tabi.
Quand on répond au hasard...