Rearden traducir francés
62 traducción paralela
Rearden ve Shotter Riling için çalışıyor ve Garry de arkadaşı, ona yardım için burada.
Reardan et Shotten bossent pour Riling et Garry est un ami venu l'aider.
Shotter ve Rearden'i daha önce keşfetmişti.
Il avait repéré Shotten et Reardan, aussi.
Shotter ve Rearden'ın değeri on dolar altın para eder.
Des mercenaires. Je les paie en pièces de 10 $.
- Atına bin, Rearden. Git buradan.
Prends ton cheval et décampe, Reardan.
Pekala, Rearden, hazır olduğunda çek.
C'est quand tu veux, Reardan.
- İki. Shotter ve Rearden.
Shotten et Reardan.
Kris Barden'ın oğlu öldü ve Rearden dışarıda bekliyor ya seninle birlikte gelirim ya da sırtımdan vurulurum.
Le fils de Kris Barden a été tué. Et enfin, Reardan attend dehors de savoir si je marche ou s'il me tuera en traître.
- Bay Rearden.
- M. Rearden.
- Merhaba, Rearden.
- Bonjour, Rearden.
Mackintosh bana sizden çok söz etti, Bay Rearden.
M. Rearden, Mackintosh m'en a dit long sur vous.
Rearden.
Rearden.
- Bay Rearden?
- M. Rearden?
- Joseph Rearden siz misiniz?
- Êtes-vous Joseph Rearden?
Bunları biliyoruz, Bay Rearden.
Nous sommes au courant, M. Rearden.
Bize bu konuda ne söyleyebilirsiniz, Bay Rearden?
Que pouvez-vous nous dire à ce sujet, M. Rearden?
- Hadi ama, Bay Rearden.
- Allons, M. Rearden.
Pekâlâ, Bay Rearden. Sizi bu sabah 9 : 30 sularında Leather Lane'de bir postacıya saldırma gerekçesiyle tutukluyorum.
Très bien, M. Rearden, je vous arrête pour avoir agressé un facteur à Leather Lane à 9 h 30 ce matin environ.
Sorun ne, Rearden?
Qu'y a-t-il, Rearden?
Elmasları ne yaptın, Rearden?
Qu'avez-vous fait des diamants, Rearden?
Senden hoşlanmadım, Rearden.
Je ne vous aime pas, Rearden.
Rearden ve ben çok iyi vakit geçiriyorduk, Müfettiş.
Inspecteur, Rearden et moi passions un moment fantastique.
Çok utangaçtın, Rearden.
Vous ne nous avez pas tout dit.
Küçükken büyüdüğünde ne olmak istiyordun, Rearden?
Quand vous étiez petit, quel métier vouliez-vous exercer?
Hadi, Rearden.
Allez, Rearden.
Size saldıran adamın orada kürsüde oturan Joseph Rearden olduğundan kesinlikle emin misiniz?
Pour vous, il ne fait aucun doute que l'homme qui vous a attaqué est l'homme assis au banc des accusés, Joseph Rearden?
Edindiğimiz bilgilere dayanarak Dedektif Jervis ile birlikte Bay Rearden'ı otelinde görmeye gittim.
Après avoir reçu des informations, je suis parti avec l'inspecteur Jervis pour voir Rearden à son hôtel.
Joseph Rearden.
Joseph Rearden.
Joseph Rearden, seni 20 yıl hapse mahkum ediyorum.
Joseph Rearden, je vous condamne à 20 ans d'emprisonnement.
- Sen Rearden mısın?
- C'est toi, Rearden?
Bay Rearden, değil mi?
M. Rearden, c'est ça?
Sorun beni çok utandırdı, sevgili Rearden.
La question est embarrassante, mon cher Rearden.
- Bay Rearden, fazla zamanımız yok.
- M. Rearden, nous n'avons pas beaucoup de temps.
Adım Gerda, Bay Rearden.
Je m'appelle Gerda, M. Rearden.
Hayır Bay Rearden, size bunu söyleyemem.
M. Rearden, je ne peux pas vous le révéler.
Dürtmek derken neyi kastediyorsunuz Bay Rearden?
Tirer un coup, M. Rearden?
- Banyonuz hazır, Bay Rearden.
- Votre bain est prêt, M. Rearden.
Nasılsınız, Bay Rearden?
Comment allez-vous, M. Rearden?
Bay Rearden.
M. Rearden!
Rearden.
Rearden!
Bu sadece bir para meselesi değil, Bay Rearden.
Ce n'est pas juste une question d'argent, M. Rearden.
Politikamız gereği, müşterilerimize gereksiz bilgiler vermiyoruz, Bay Rearden.
II est de notre devoir, de ne pas noyer nos clients sous un flot d'informations superflues.
- Bilmiyorum, Bay Rearden.
- Je ne sais pas, M. Rearden.
- Joseph Rearden.
- Joseph Rearden.
- Ben Rearden.
- Ici Rearden.
Benden mi şüpheleniyorsun?
Vous me suspectez, M. Rearden?
Sence yüzme biliyorlar mıdır, Bay Rearden?
Pensez-vous qu'ils savent nager, M. Rearden?
- Rearden.
- Rearden.
Adım Joseph Rearden, İngiltere'de de aranıyorum.
Je m'appelle Joseph Rearden, je suis aussi recherché en Angleterre.
Joseph Rearden mı?
Joseph Rearden?
Gerçekten de Joseph Rearden.
C'est Joseph Rearden.
Biz de seni bekliyorduk, Rearden.
Nous vous attendions, Rearden.