Reem traducir francés
94 traducción paralela
Beni batırdıkları anda, kendimi derin bir kelno'reem durumuna geçirdim.
En coulant, je me suis mis en état de kelno'rim profond.
Görevini, sadece vücudunu kelno'reem'e sokarsan tamamlayabilir.
Il accomplira son travail quand ton corps sera en état de kelno'reem.
Eğer kelno'reem uygulamazsan ölümüme sebep olabilir.
Si tu n'effectues pas le kelno'reem, ça pourrait conduire à ma mort.
Henüz kelno'reem'e ulaşmadın.
Tu n'es pas encore en kelno reem.
O anda ulaşmış olacaksın kelno'reem'e.
A cet instant, tu auras atteint le kelno'reem.
Teal'c, kelno'reem olayına ne oldu?
Teal'c, et ce kelno'reem ou je ne sais quoi?
- Ölüyor. Kelno'reem.
Kelno'reem.
Oldukça derin bir kelno'reem yaptım..... ve ortakyaşamım beni sağlığıma kavuşturdu.
Je me suis plongé dans un état profond de kelno'reem, et mon symbiote m'a restitué la santé.
- Size hizmet etmek için buradayım.
Daniel Jackson, capitaine Carter. J'ai besoin de vous aussi. COMPLEXE DE CHEYENNE mountain Au plus profond du kelno'reem, le coeur bat à intervalles très longs. - A ton service.
- 24 eksi 12... Eğer kendimi oldukça derin bir kelno'reem durumuna sokarsam, kalp atışım yavaşlar ve oksijen ihtiyacımız gözle görülür şekilde azalır. Peki ben kimle konuşacağım?
- 24 moins 12... Si je me mets dans un état profond de kelno'reem, mon rythme cardiaque ralentira et nos besoins en oxygène diminueront considérablement. A qui je vais parler? Il n'y a pas grand-chose à dire, O'Neill.
Şu an için... kelno'reem yapmam gerek.
En attendant, je vais aller méditer.
Kelno'reem giderek daha zor oluyor.
Le Kelno'reem est de plus en plus difficile.
Hayatta kalmak için derin bir kelno'reem durumuna geçmiş olmalılar böylece kalp atışları dakikada bir veya ikiye kadar yavaşlamıştır.
Pour rester en vie, ils ont dû plonger dans un état de kelno'reem profond avec un rythme cardiaque d'un battement ou deux par minute.
Hayır, eğer kelno'reem yapmazsan bağışıklık sistemin savunmasız kalabilir.
Tu dois faire une kelno'reem ou tu seras vulnérable.
Memnuniyetle benimle beraber gelip kelno'reem yapabilirsin.
Viens faire une séance de kelno'reem.
- Kelno'reem'im kesilmedi.
- Rien n'a perturbé mon kelno'reem.
Şu kelno'reem meditasyonu için içeriye girmişti.
Il a déjà eu son compte de kelno'reeming.
Burası kelno'reem için geldiğim yer.
Je viens ici pour mon kelno'rim.
Tretonin kullanmaya başladığımdan beri önceki gibi kelno'reem yapamıyorum.
Je ne parviens plus à bien kelnoreemer depuis que je prends de la trétonine.
Ortakyaşam olmadan, kelno'reem gereksizdir.
Sans symbiote, le Kelnoreem n'est pas nécessaire.
- Evet. Artık kelno'reem'e ihtiyacın olmadığını biliyorum, ama,.. sadece bana izin ver.
- Oui, je sais que vous n'avez plus réellement besoin de Kelnoreem, mais accordez-moi ça.
Başarılı bir kelno'reem için, diğerlerinin hepsinden önemli bir şey gerekir.
Pour réussir un Kelnoreem, il y a un élément requis avant tous les autres...
Kelno'reem gereksiz, ancak kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor.
Le Kelnoreem est inutile, bien qu'il me fasse me sentir... mieux.
Meditasyon için biraz zaman ayıracağını düşünüyordum.
Je croyais que tu faisais une séance de kelno'reem.
Kelno'reem bir Jaffanın vücudunu gençleştirmek için kullandığı bir yöntemdir, bir kere yapamamak baygınlık gibi bir sebebe neden olmaz, değil mi?
Cette méditation est nécessaire à la régénération du corps d'un Jaffa, mais manquer une séance n'entraîne pas un évanouissement, si?
Kelno'reem sırasında düşüncelerimi kontrol edebiliyorum.
En état de kelno'reem, je contrôle mes pensées.
Fayed ve Reem Hotary, 314. Kudüs Yolu, Ramallah / Filistin.
Fayed et Rim Hotari, 314, route de Jérusalem, Ramallah, Palestine.
30 yıldır hiçbir seri katil kötülüğüyle ün salmış Lucas Reem kadar Las Vegas'a dadanmadı.
Aucun tueur en série de ces 30 dernières années n'a hanté Las Vegas comme le fameux Lucas Reem.
Bu sabah size Reem tarafından 1995 yılında bir yaz mevsiminde 10 kişiyi öldürdüğü zaman kullanılan arabaya sahip olma şansını sunuyoruz.
Ce matin, on vous offre l'opportunité d'acquérir la voiture conduite par Reem en 1995, quand il a massacré dix âmes au cours d'un seul été.
Koleksiyoncu dostlarım, bu Reem'in hücumunda onu taşıyan savaş arabası.
Compagnons collectionneurs, voici la bagnole qui a transporté Reem pendant son carnage!
Lucas Reem'e ait araba da dahil.
Y compris la voiture de Lucas Reem.
Reem 10 cinayeti de itiraf etmişti, değil mi?
Reem a avoué les 10 meurtres.
Bu koleksiyoncular Lucas Reem'in bıraktığı halini ister.
Ces collectionneurs la veulent telle que Lucas Reem l'a laissée.
Yoksa sadece salak mısınız diye.
Ou juste des idiots. Lucas Reem?
Lucas Reem demek? Nate Haskell?
Nate Haskell?
Kız kardeşi 1995'te Lucas Reem'in kurbanlarından biriymiş.
Sa sœur était l'une des victimes de Lucas Reem en 1995.
Ailenin Lucas Reem'le olan geçmişini biliyorum.
Je sais l'histoire de votre famille avec Lucas Reem.
Lucas Reem'in kardeşimi nasıl biçtiğini mi kastediyorsun?
Vous voulez dire comment Lucas Reem a massacré ma sœur?
Lucas Reem benim orada olduğumu anlamamıştı.
Lucas Reem ignorait que j'étais là.
Reem'in arabasının satışa çıktığını duyunca ne kadar sinirlenmiş olabileceğini ancak hayal edebilirim.
Je ne peux qu'imaginer la colère que vous avez ressentie pour la mise aux enchères de la voiture de Reem.
Sonra Lucas Reem ve diğer seri katiller hakkında öğrendiklerinin hepsini anlattı.
Il m'a dit tout qu'il avait étudié sur Lucas Reem et les autres tueurs en série.
Lucas Reem?
Lucas Reem?
Lucas Reem 1990'larda şef bıçağı kullanıyordu.
Lucas Reem se servirait d'un couteau de chef dans les années 90.
- Kemik Lucas Reem'in miymiş?
L'os était à Lucas Reem?
Belki içlerinden biri Lucas Reem'den bir parça almıştır ve idolünü onurlandırmak adına bir cinayet işlemiştir.
L'un d'eux a peut-être pris un fragment de Lucas Reem, pour commettre un crime afin d'honorer son idole.
Parçanın kortikal kemik enine bakarsak, bıçak yapılmak için kullanılan kemik Lucas Reem'in kaval kemiğinden. Ama bir şey diyeceğim...
En se basant de la largeur de l'os cortical du fragment, l'os utilisé pour faire la lame vient du tibia de Lucas Reem.
Hapishane doktoru, idam zamanı Reem'in eksik kemiğinin olmadığını söyledi.
Le médecin de la prison a dit qu'il ne manquait pas d'os à Reem lors de son exécution.
- Soru şu ki Lucas Reem'in kaval kemiği ve adamın kalanı idamın sonra neredeydi?
- La question est : où était le tibia et le reste de Lucas Reem après son exécution?
Anladığıma göre Bay Narvick birkaç ay önce Lucas Reem'in cesedi eyalet tarafından morgunuza yollanmış.
J'ai cru comprendre, M. Narvick, qu'il y a plusieurs mois, l'État a envoyé le corps de Lucas Reem à votre morgue.
Goa'uld Jaffalar'ın larvalar üzerinde bir etkinliklerinin olmasına razı değil. - Mantıklı. - Bağlantı kurmayı nasıl başardınız?
- Comment la communion a-t-elle eu lieu? Dans un état de kelno'reem profond.
Biraz Kel'no'reem yapıyordum.
Je pratiquais le Kel'noreem.