Regale traducir francés
493 traducción paralela
Şiş kebabın yanında rakı içerek eğleniyorlar.
Là l'intérieur ils se regale à manger du shaslik et boire des liqueurs
Bunu devlet ısmarlıyor.
C'est l'État qui régale.
Galiba çok iyi geçmiş.
Il s'est régalé.
- Ben çok eğleniyorum.
- Je me régale.
Hayïr. Bunu Sam amca ïsmarladï.
Non, c'est l'oncle Sam qui régale.
Demek haydutları eğlendiriyormuşum.
J'ai régalé des gangsters.
Hoş kiliselerdeki solgun korolar Her şeyleriyle katılıyor
Dans chaque église, la chorale Entonne cet air, s'en régale
Müessese ısmarlıyor. Sağol, Biffer.
C'est la maison qui régale.
Dostumla birlikteyim.
C'est mon ami qui régale.
Turtanın da tadını çıkar.
Et régale-toi.
Bu gece yemekler benden.
Ce soir, c'est moi qui régale.
Yemeğin keyfini çıkar.
Régale-toi.
Tabiki benden.
Bien sûr, c'est moi qui régale.
Beyler, içkiler Skull'dan.
Messieurs, c'est Skull qui régale.
Beyler, bütün içkiler müesseseden.
C'est la maison qui régale!
- Bütün içkiler müesseseden.
- La maison régale!
- İçkiler müesseseden, efendim.
- C'est la maison qui régale.
Geçen gün çocuklara verdiğiniz ziyafet için teşekkürler.
Merci pour les bonnes nouilles dont vous avez régalé les enfants.
Gelin... ben ısmarlıyorum!
Venez... C'est moi qui régale!
Sumner ısmarlıyor!
Sumner régale.
Sen de kafayı iyice bulmuş gibisin.
C'est Tatsu qui régale.
Gigi çok iyi vakit geçiriyor.
Elle se régale.
10 cc'lik kral suyu ekleyin.
Ajoutez 10 cm3 d'eau régale.
Buyur, afiyet olsun dostum.
Tiens. C'est moi qui régale.
DAIRYU TEKLİF ÖNCESİ YEDİRİP İÇİRDİ
Dairyu régale les décisionnaires
Sıradaki.
On se régale. Et que ça saute.
Gerçekten çok takdir ediyorum.
Je me régale.
Seni mutlu afacan seni.
Il se régale, le petit saligaud!
Misafirim ol... ama San Miguel'den gideceksin, değil mi?
C'est moi qui régale... mais quitte San Miguel, d'accord?
Ne demek istediğini anladım.
- Ah, régale-moi.
Partiyi sürpriz olarak o karşıladı.
Après tout, c'est lui qui régale.
Gördün mü? Hey, suyun tadını çıkarıyor.
Elle se régale dans l'eau.
- Ziyafetin tadını çıkarıyorum.
- Je me régale avec ce plat délicieux.
Müesseseden!
C'est la maison qui régale.
- Ödememe izin verirsen çok memnun olacağım.
D'accord, c'est moi qui régale. Allons-y.
Koy onu cebine. Ben ısmarlıyorum.
C'est moi qui régale.
"Çok lezzetliydi." Oğlu da, " Ama Anne, bu hakiki bir Güney Afrika papağanıydı.
- Et tu adores les chiffres. - Oui. Régale-toi.
Her şey benden.
C'est moi qui régale!
- Afiyet olsun.
Régale-toi.
Müesseseden.
La maison régale.
Müesseseden olduğuna göre ben de bir tane alayım.
Puisque la maison régale, j'en prends un.
Al bakalım, bu da benden olsun, ha?
C'est moi qui régale.
Tüm manzarayı görebildim.
Je me suis régalé du spectacle.
Çekinmeyin, ben ısmarlıyorum!
Profitez-en! C'est moi qui régale.
İçkiler müesseseden!
La maison régale.
Bak bakalım bu hoşuna gidecek mi?
Régale-toi!
Hayır, lokantayı sizin seçmenizi istiyorum ben de gidip çeki alayım.
Choisissez le restaurant et c'est moi qui régale.
Burada gözleriniz nefes kesici güzellik karşısında bayram edebilir fakat mideniz için, görünürde hiçbirşey yoktur.
L'œil se régale de ce spectacle à couper le souffle... mais pour la bouche il n'y a rien.
Sahnede olmayı gerçekten seviyorum.
En fait, je me régale sur scéne.
Evin üzerinde.
C'est la maison qui régale.
Bırak parayı Guthrie.
Range ton argent. C'est la maison qui régale.