Rezene traducir francés
56 traducción paralela
İçine yabani rezene katmışsınız.
C'est du fenouil de montagne, n'est-ce pas?
Rezene ve diğerleri Ve çobanpüskülü, meşe, köknar ve kayın
Aussi aisément qu'il l'eut fait d'églantier ll vint à bout de chênes et d'ormes séculaires
Millete müshil ve tiroid salgısı gazlıyorlar, rezene suyu içiriyorlar.
Ils te bourrent de diurétiques et de jus de fenouil.
Beyaz şarap, brendi ve rezene tohumlarıyla marine edildi.
Il a mariné dans du vin blanc, du cognac et du fenouil.
Mercanköşk, adaçayı, biberiye, rezene, savori.
Marjolaine, sauge, romarin, fenouil...
Rezene de!
- Et le fenouil.
İçine biraz rezene koysan ölür müydün yani?
Et tu ne pourrais pas ajouter du fenouil?
- Şu rezene çorbası mı?
- C'est de la soupe au fenouil?
Kırmızı pancar ve rezene.
Betterave, fenouil.
Ve sizin için biraz rezene ve hasekiküpesi var.
" Voici pour vous l'herbe d'encens et des coucous.
Azimlilik için rezene mi?
Fennel pour la persévérance?
... tatlı sözler için hindistan cevizi... onları sindirmek için rezene tohumları
De la noix de coco râpé pour les mots gentils. Des graines de fennel pour les digérer.
Rezene salatasına keçi peyniri koyduğumu da hatırlamıyorum.
Et je ne me souviens pas avoir inclus du fromage de chèvre dans la salade de fenouil!
Rezene salatasında ne olduğunu nereden biliyorsun?
Comment tu sais ce qu'il y a dans la salade de fenouil?
Rezene salatasına keçi peyniri koydun.
Tu mets du fromage de chèvre dans la salade de fenouil.
Evet, rezene salatasına keçi peyniri koydum.
Ouais, je mets du fromage de chèvre dans la salade de fenouil.
Ondan da rezene salatasına attın mı? - Sen bunları nereden biliyorsun?
Tu veux mélanger ces deux-là dans la salade de fenouil?
Rezene salatasına keçi peyniri koyduğumu mu farz ettin?
Tu supposes juste que je mets du fromage de chèvre dans la salade de fenouil.
- Rezene var mı?
- Vous avez du fenouil?
Adete göre çikolata ya da şanslıysam parfüm getirilir ama ginseng ve rezene de iyi.
La norme, c'est plutôt le chocolat. Avec beaucoup de chance, du parfum. Mais du thé ginseng-fenouil, chapeau.
36 tane yağ esansının karışımı, anason kökü ve rezene de var.
C'est un pot-pourri de 36 huiles essentielles, racine d'anis et fenouil.
O rezene işte.
C'est le fenouil.
Rezene burada çok taze.
Quel aneth frais ici, mon dieu?
İçine biraz anason hardal tohumu, rezene tohumu meyan kökü ve papatya katıyoruz.
Ce qu'il y a de difficile à propos d'arriver au terme Et, euh, ce n'est pas un autre script
Biraz kızartma tadı olsun istedim. Normal rezene de ekleyeyim. Bakla da koyuyorum.
Ce n'est pas pour dire que les autres choses ne l'étaient pas, mais, celle là était la plus marrante.
Rezene tohumu ve hindistan cevizi.
Fenouil et muscade.
Yaban domuzu pirzolası, iri patates parçaları, rezene ve birazda yerel otlar.
Côtelettes de sanglier, patates, fenouil et herbes locales.
İngiliz çileği, rezene, Çin lahanası.
Fraises anglaises, fenouil, bok choy.
Rezene poleninin tadını aldın mı?
Goûtes-tu le pollen de fenouil?
Rezene!
Fennel!
Ateşi olanlar için rezene köküne ve söğüt kabuğuna ihtiyacım var.
J'ai besoin de racines de fenouil pour cette fièvre, d'écorce de saule.
Sana istediğin rezene yemeği tarifini vermediğinde delirmiştin resmen.
Tu lui as demandé une recette et quand elle a refusé, t'es devenue folle de rage.
Umarım bir daha "rezene" kelimesini duyduğunda oturup kız çocukları gibi zırlarsın.
Et la prochaine fois que tu entendras le mot "fenouil", j'espère que tu te mettras à chialer en te rappelant ton échec!
- Rezene mi?
- Fennel?
Rezene'ye ne lezzet katar biliyor musun?
Oh, tu sais ce qui fait ressortir le gout du fenouil?
Ve biraz da rezene?
Et un peu de fenouil?
Dana eti, rezene, limon, peynir, ve domuz eti.
Veau, fenouil, citron, fromage et porc.
Somon balığı, ateşte pişmiş rezene mantar, roka salatası gerçekten bunu yapmaya devam edecek miyiz?
Saumon sauvage du Maine fenouil braisé, polenta aux champignons, salade de roquette, tu as vraiment besoin de faire ça?
- Rezene, kapari ve...
- Du fenouil, des câpres, et...
- Tuzlanmış rezene?
Du fenouil au vinaigre?
Kerevizli pancar salatası, ızgaralanmış rezene ve haşlanmış soğuk somon. - Ne?
Salade de betteraves avec céleri fenouil et... saumon poché froid.
Rezene sever misin?
Aimez-vous le fenouil?
Rezene gibi.
Comme le fenouil.
Cebinde bir otopark bileti ve dişlerinin arasında şeker kaplı rezene bulduk.
Bien, elle avait un ticket de parking dans sa poche et des bonbons enrobés de graines de fenouil dans les dents.
Rezene tohumları.
Graines de fenouil.
Kimyon, rezene tohumu ve tarçın.
Cumin, graines de fenouil et cannelle.
Alın, rezene...
Voilà, du fenouil....
Sen buna rezene mi diyorsun?
Vous appelez ça du fenouil?
Rezene kısmı doğruymuş.
Au moins j'ai eu raison, c'est du fenouil.
Rezene çayım var.
T'es sure?
Ginseng ve rezene.
Ginseng et fenouil.