Riz traducir francés
2,376 traducción paralela
Ne zaman bu batan gemiyi, Tayland çorbası içip konuşmak istersen bana haber ver.
Eh bien dès que vous aurez envie de fuir pour un bol de riz gluant, - dites-le-moi.
Ve bu sefer size fazladan bir kase pilav getirdim.
Et cette fois, je vous ai mis un bol de riz en plus.
Ve mitolojiye göre pirinci insanlara o getirmiştir.
Et d'après la mythologie, il a offert le riz aux hommes.
Duman dağıldığında, Gook'un bana doğru koşarak geldiğini gördüm.
Quand la fumée s'est dissipée, j'ai vu ce bol de riz courir vers moi.
Haşlanmış pirinç ve lop yumurta beyine iyi gelir.
Du riz vapeur et des oeufs durs, c'est bon pour la tête.
Pirinçli puding katı yiyecek sayılır mı?
Le pudding de riz est-il un aliment solide?
Uyguladığın diyette çok fazla pirinç var. Kabız olmuşsun sen.
Tu manges trop de riz, t'es constipé.
Ve biraz da pilav.
et un peu de riz, du riz frit.
Burada makarna ve peynir, kızarmış piliç şans getirmesi için börülce barbunyalı pilav, mısır ekmeği ve şekerli patates var.
Alors, je t'ai mis du macaroni au fromage, du poulet frit, des fèves noires pour la chance, haricots rouges et riz, maïs, pain, patates douces confites.
Soğan, pirinç, tuz ve biberi koyarsın.
Du lard fumé. Vous mettez de l'oignon, du riz, du sel, du poivre...
56 numaraya pilav.
Du riz cantonais.
Fasulye ve pirinç çalısıyor!
Un bon plat de riz et haricots, ça marche!
Bize pirinç ve bandaj göndermeyin. Helikopterleri vurmamız için silâh verin.
Ne nous envoyez pas de riz ni de bandages, mais des armes pour que nous puissions abattre leurs hélicoptères.
Evet pirinç çantaları, onları istiyorum.
Ouais les sacs de riz, J'ai besoin des sacs de riz.
Evet, daha hızlı.
Oui, oui, plus vite. Le riz d'abord, oui!
Sizlere kısa bir süreliğine yaban turpu, hardal ve fıstık ezmesi sosuyla mangalda pişmiş dışı çıtır çıtır kaburgamızı pilav üstünde ve yanında papatya yapraklarıyla bir fiske Jagermeister kanyağı ile tatlandırılmış yaban turpu ve karahindiba salatası sunmaktan gurur duyarız.
Pour une durée limitée, nous sommes fiers de vous présenter nos travers de porc au barbecue, marinés au raifort, à la moutarde et au beurre de cacahuète, servis avec une infusion au Jägermeister saupoudrée de feuilles de camomille, et accompagnés d'une salade de pissenlits, sur un lit de riz.
Kızartabilir, içlerini yosun arpası, ya da arpa şehriye ile doldurabilir ızgarasını yapabilir, süt içinde pişirebilir ya da barbeküsünü hatta buğulamasını bile yapabilirsiniz.
On peut les rôtir, les farcir de riz sauvage ou de blé, les cuire au gril, les pocher, au barbecue, ou les braiser. LE GOÛT DE LA VIE
Sütlaç yapacağım.
Je fais du riz au lait.
Şeker, un, pirinç, yağ...
Sucre, farine, riz, huile...
cok uzun saatler kotu kosullar altinda calisiyorlardi, bu sekilde yasamaya calisirken.
Ils travaillaient de longues heures dans d'affreuses conditions, se nourrissant uniquement de riz et de tofu.
PİRİNÇ AZALIYOR
RIZ EN BAISSE
Köşede açlıktan ölmek üzere olan bir çocuk gördüm..... annesi-babası tarafından verilmiş pirinç yemeği taşıyordu.
J'ai vu un enfant qui mourait de faim dans le coin... et qui tenait une boule de riz que ses parents lui avaient donnée.
Pirinçten sorumlu subay, öyle mi?
Officier responsable du riz. On a fait mieux!
2 sipariş kızarmış tofu, 2 sipariş vejetaryen mönüsü, bir sipariş de pirinçli. Tamam mı?
2 salades, 2 Lo Mein végétariennes et 1 portion de riz, c'est ça?
Bir paket pirinç, bir paket makarna da ekleyin.
Avec ceci? - Un paquet de riz. Un paquet de coquillettes, tenez, à côté.
Biliyor musun, biraz pilav ve wasabi ile çok leziz oluyorlar.
Tu sais, ils sont vachement bons avec du riz et du wasabi.
Londra'ya, adamların etrafa pirinç fırlatmasını seyretmeye gideceğim.
Je dois aller à Londres regarder des hommes lancer du riz.
Bunu Balti'de de yapabilirsin.
Vous récupérez le riz coincé dans la tuyauterie des restaurants Balti?
Sebzeli bulgur ve acı sos.
Riz brun aux petits légumes avec une sauce curry.
Sorun değil, kimse senden bir pirinç tanesine aşık olmanı beklemiyor.
Personne ne te demande de tomber amoureux d'un grain de riz.
Çinli birinden pirinç tanesini hatırlamasını istemenle aynı şey.
Vous pourriez aussi demander à un chi - nois de se rappeler d'un grain de riz.
O bir pirinç tanesi değil delikanlı.
Elle n'est pas un grain de riz. Elle est morte.
Pilavı ver.
Un peu de riz.
İlaçlamacı güvelerin pirinç güvesi olduğunu söyledi.
Le gars du service de la désinsectisation parle de pyrale du riz.
Unutma! Anne, yarın eve geliyor, bu yüzden dolabın pirinçli pasta ve votka dolu olması lazım.
N'oublie pas, maman arrive demain, donc le frigo doit être rempli de galettes de riz et de vodka.
balık buğulama, kızarmış yarım tavuk ve bir kase pilav.
Un mérou à la vapeur. Un demi-poulet croustillant. - Et un bol de riz nature.
Pilav lütfen.
Du riz sauté.
- Ve bir kase pilav. - Teşekkürler.
- Et un bol de riz nature.
Yüzyılın başlarında, bilirsin herşey plastikken, Karı çözmek için pirinç kullanırlarmış
La fin du siècle, tu sais, avant qu'il y ait du plastique, ils utilisaient des grains de riz pour faire la neige.
Vak, vak! Paige, ördeğini yemek zorunda değilsin, ama lütfen pilavını ve patatesini ye.
Paige, tu n'as pas à manger ton canard, mais mange ton riz et tes pommes de terre s'il te plaît.
Ama ördek pilava ve patateslere değiyor.
Mais le canard touche le riz et les pommes de terre. - Paige Victoria.
Pilav, fasulye, börek ve daha birçok yemeği yapabiliyor.
Elle fait du riz, des haricots, des tacos et tout le reste tu sais.
Bunu al. Makkoli * den daha iyidir.
Meilleur que le vin de riz coréen.
Bugünün ana tabağı... karıştırılmış pilav.... içinde erik ve yeşil fasülye var.
Le plat principal d'aujourd'hui est du "riz amical". Il est servi avec des prunes et du soja.
Bu yiyecekler pilavla karıştırılmış?
Tous ces ingrédients sont les "amis" du riz.
Pilav nerede?
Où est le riz?
Pirinç.
Riz.
Acılarını değil.
Mais un bon chili avec de la dinde et du riz, oui, j'adore. Pas trop épicé.
Tatsuzou.
Tatsuzou. Je t'ai apporté des boules de riz.
ve bir kase pilav.
Et un riz nature.
'Karıştırılmış pilav'.
- Du riz "amical".