Rosto traducir francés
311 traducción paralela
- Hayır değil. O rosto mahvolacak.
Pas du tout, le rôti sera fichu.
Rosto umurumda değil. Annemle babam için endişeleniyorum ben.
Je ne m'inquiète pas pour le rôti, mais pour les parents.
Bize kuzu rosto sallasalardı İngiliz olduklarını düşünmezdim.
Ils agiteraient un rosbif que je serais pas convaincu.
Münih'te Lorber diye bir yer var. - Spesiyalleri rosto.
A Munich il y a un endroit qui s'appelle Lorber's. Il servait de la viande rôtie à la poêle.
Ah be, Arizona'da olsaydık var ya, size bir rosto yapardım, parmaklarınızı yerdiniz.
Ah, sur le vieil Arizona... je vous aurais préparé un repas royal.
Rosto'ya dokunmamışsınız bile.
Pas même le rôti.
Bu akşam güzel bir rosto yeriz diye düşünmüştüm.
Pour le dîner, j'ai pensé à un bon rôti.
- Rosto istiyorum.
Moi, je veux du rôti.
Tabii ki siz rosto yiyebilirsiniz, efendim. Ama beyler balık yiyecek.
A vos ordres, mais ces messieurs et nous autres mangeront du poisson.
Güzel tatlı ve soslu domuz eti ördek rosto, kızarmış karides.
Porc aigre-doux... Canard laqué, crevettes...
- Şey, biftek ve rosto.
- Des steaks et du rôti.
Eve gidip gelmem lazım. Fırında rosto var. Sen kal hayatım.
Je dois rentrer à la maison, j'ai un rôti au four.
- Baban acele etse iyi olur. Rosto hazır.
- J'espère qu'Asa vient.
Rosto, Yorkshire pudingi, güzel bir kırmızı şarap...
Du rosbif, du pudding, un bon petit rouge...
Kızım için dana rosto, patates püresi ve haşlanmış mısır yaptım.
Escalope de veau, purée et maïs pour ma petite fille.
Evet efendim. Son olarak ne zaman rosto yediğimi hatırlamıyorum.
Je me rappelle plus depuis quand j'ai pas mangé de rôti.
"Et kavurma, havuç, lahana salatası... rosto, patates püresi... puding, elmalı turta ve muhallebi."
"Steak braisé, carottes nouvelles, pommes de terre sautées et en purée, pudding à la vapeur, tarte aux pommes et crème anglaise."
Rosto ve patates isteyecektim.
J'aurais commandé du rosbif.
Domuz eti rosto, kızarmış pirinç, az etli pirzola.
Rôti de porc, riz et travers de porc.
Garson, not alın. Sahte kaplumbağa çorbası, cam kapaklı tabakta sülün rosto.
Soupe de tortue et faisan en gelée.
En kolayından başlayalım - rosto, eski kitaplar, biçilmiş çim ve Meksika çiftliği.
J'ai commencé avec des faciles : Rosbif, vieux bouquins, gazon frais, et ferme mexicaine.
Ağzında bir elma tıkacağım küçük alev üzerinde rosto yapacağım!
Mettre une pomme dans ta bouche et te faire rôtir à petit feu!
Rosto alın örneğin, doğal soslarla yapılmış bir püreyle birlikte.
Ou, par exemple, le rôti à la hussarde, servi avec une sauce...
Rosto yapacaktım ama sevip sevmediğini bilmiyordum.
J'aurais bien fait un rôti... mais je ne savais pas si tu aimais ça...
Alice'e söyle, dana rosto hazır.
Dis à Alice que son rosbif est prêt.
Sonra belki kuşkonmaz ve bezelyeli dana rosto ya da taze fasulyeleri kuzu biftek..
Et puis... Le deuxième.
Merak etme. 3.000 dolarla istediğin kadar rosto alabilirsin.
T'inquiète pas. Avec 3000 dollars, tu pourras lui en racheter.
Çavdar üstünde sığır konservesi ya da Rus salatalı rosto istedim.
Du corned-beef avec du pain de seigle ou alors du rôti froid.
Yemek yedin mi? Hala rosto var.
Je crois qu'il reste du rôti.
Bu küçük domuzcuk rosto yemiş... ve bu küçük domuzcuk da... bu küçük domuzcuk bankaya kadar... vi - vi - vi demiş! Bu küçük domuzcuk eve gitmiş.
Cochonnet a mangé du rosbif et Cochonnet...
Rosto.
Le rôti!
- Ve varsa biraz daha rosto.
Et du rôti, s'il en reste.
" Ne yahni yap, ne rosto
" Ne nous cuisine pas en fricassée, ou en rôti
# ona uygun bir saç modeline karar vermek # ve daha sonra kalkıp ayağa ev işerine başlamak # sorun, rosto mu yoksa başka bişi mi?
De sa coiffure Plus tard, elle observe un poulet En se demandant si elle va le rôtir
# veya daha iyisi, bir tabak rosto olabilir
Encore mieux, elle pourrait le rôtir à la cocotte
Büyük olacak. Şampanya, ördek rosto, bissürü iş.
Avec champagne, dinde rôtie, tout.
Burada amma çok rosto var.
Ils sont tous très "rosbif", ce soir.
- Rosto sever misin?
- Du rôti, ça vous va?
Rosto.
C'est du rôti!
Evet. Ama çok güzel olmadı. Dana rosto olması gerekiyordu.
C'est pas si bien, ca devait être un rosbif à la base.
Rosto haşlıyorum.
Je fais cuire un rôti.
Şu an elimde, rosto, havuç, patates, sezar salata ve tatlı.
Il y a... du rôti, des carottes, des pommes de terre, de la laitue... Et en dessert...
Perşembeleri rosto gecesiydi.
On mangeait toujours du rôti, le jeudi soir.
Kestane ile doldurulmuş hindi rosto, ve başlangıç olarak da dilbalığı.
Dinde rôtie farcie aux châtaignes, et filet de sole en entrée.
Daha sonra yatağımızda yemek yerdik dolapta ne varsa artık rosto, patates salatası.
On envoyait les enfants au McDo et on déjeunait au lit après. On prenait ce qu'il y avait dans le frigo : du rôti, de la salade de pommes de terre.
Eileen rosto pişiriyor.
Eileen nous a préparé un festin.
Bir rosto köfte ve iki şefin salatası.
Un pâté de viande et deux salades du chef.
Rosto ha?
Un rôti?
O rosto ve kekin tadı damağımda kaldı.
Le dîner était merveilleux, avec le rosbif et le gâteau.
Hepimiz için sadece bir rosto vardı.
Il m'est arrivé un truc incroyable.
- Rosto!
Du rôti.