English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ R ] / Rütbe

Rütbe traducir francés

353 traducción paralela
Böyle ne bir rütbe ne de bir ünvan var.
Voilà un titre de noblesse inconnu.
Çoğunuz beni bu gece hareketimizin ilk yıllarında... rütbe ve sıra içinde yürüyen SA Mann olarak tanıyor.
Beaucoup d'entre-vous ici ce soir me connaissait... comme un homme des S.A.... marchant en rang et au pas... dans les premières années du mouvement.
Rütbe.
Les enseignes!
İsim ve rütbe.
Nom et grade?
Rütbe mi?
Officier?
Bir şey daha. Bugünden itibaren, hiç kimse boks yaparak rütbe yükseltemeyecek.
Autre chose : personne ne gagne ses galons sur un ring de boxe.
Rütbe için yağ çektiğini söyleyen yalancıdır. Bunu kim söylüyor?
Celui qui dit qu'il veut être promu est un sale menteur.
Bana hemen isim, rütbe ve kimlik numaralarınızı vereceksiniz.
Donnez-moi vos noms, vos rangs et vos matricules. - Vous.
Kurulana göre yapsak? İkinci komutan devralsa? Stenick ve herkes birer rütbe yükselse?
Et si son second, Stenick, le remplaçait et que tout le monde montait d'un grade?
Kraliyet gücünün zirvesinden koparılmış, her türlü rütbe ve dünyevi zenginliği elinden alınmış, ülkesi ve umudu olmayan çaresiz bir adam.
Arraché au pinacle du pouvoir royal, dépossédé de tout rang et de toute richesse terrestre, un homme abandonné de tous, sans patrie ni espoir.
- Arabalar rütbe tanımaz.
- Un char ne s'arrête pas pour rien.
Rütbe sahibi olan sensin Tubby.
C'est toi qui portes les galons.
- Elbette, rütbe sahibisin.
Bien sûr, t'as les galons.
Ama madalya önerilerinde rütbe ve yaş önemli değil.
Mais les citations ne parlent ni d'âge ni de rang.
Kıdemsizler de klanın samuraylarıdır. Diğer klanlarda, rütbe önemsizdir - Sus!
Dans d'autres clans, les samouraïs peuvent donner librement leur avis.
Rütbe işaretin.
Votre insigne.
Onu rahatsız eden rütbe işaretim mi?
Mon insigne la dérange?
- Rütbe ve yetkiniz var.
- Vous avez le grade qu'il faut.
Benim rütbe mi biliyor musun?
Tu connais ma fonction?
Shogun'un olarak rütbe benim emanetim sana ödeme yapmamı yasaklıyor.
Mon rang de vassal direct du Shôgun me l'interdit.
R.H.I.P. "Burada rütbe konuşur."
R.A.S.P. "Le Rang A Ses Privilèges."
Rütbe ;
Grade : lieutenant colonel.
Eskiden sen de oldukça iyi bir çavuştun. Fakat artık sadece rütbe sahibisin.
Vous étiez un bon sergent autrefois, et maintenant, vous n'êtes qu'un... sous-officier.
İki rütbe birden rütbe indirimi alıyorsun.
Retournez à votre poste.
Düşük rütbe.
L'enfer.
Maalesef zamanında Hava Kuvvetlerinden aldığı bir rütbe var ama maaşını biz veriyoruz. Ve şu anda bir sivil.
Il dirige une commission à l'Air Force, mais c'est nous qui l'employons, c'est donc un civil.
Rütbe konuşuyor.
Les privilèges du rang.
Savaştan sonra törenle duyuracağım, rütbe aldığını da. Boka!
Je l'annoncerai cérémonieusement après la bataille et aussi ta promotion.
Rütbe verdiğin için teşekkür ederim!
Merci d'apporter mes galons!
Efendim, gözden çıkarılamamak için birinin ne kadar rütbe laması gerekir?
À quel rang doit-être un homme pour pouvoir être perdu?
Sonra da gidip rütbe yıIdızlarını alacağım.
Bientôt, je commanderai vos étoiles.
Para mı rütbe mi? Sen sokaklarda eğlenmene bak.
Tu n'as que faire de l'argent et du respect tant que tu cours les rues.
Eminim sonunda rütbe alırız.
Ils feraient de nous des officiers.
- Bize rütbe vermelerine de gerek yok.
- Même sans être officiers.
Teşekkürler, Ben herhangi bir rütbe veya şan istemiyorum.
Grâce à vous, j'ai un rang honorable, moi qui n'étais rien.
Rütbe siyahı üzerine gümüşler.
Argent sur un chevron noir.
- Mühendis Rütbe 4.
- Ingénieur de grade 4.
Terfi ve rütbe indirmeye politika karışabilir.
Les promotions et les rétrogradations sont des manoeuvres politiques.
Şimdi, bunda rütbe konuşmaz ama eğer hattı ben geçersem ölümden sonra madalya için tavsiyede bulunabilirim.
Bon, le rang n'entre pas en compte dans ce cas, mais si jamais je franchissais les lignes, je serais très bien placé pour recommander quelqu'un pour une Victoria Cross posthume.
Kuzey Afrika ve Sicilya'da patrondun, düşündüm de eşit rütbe ikimiz için de sorun olabilir.
Vous commandiez en Afrique du Nord et en Sicile et je pensais... que ça pourrait être gênant.
- İsim, rütbe, birlik.
- Nom, grade, unité.
Bütün günü Barcelonnette'te, Subay Akademisinde... hasedinden çatlayan bir sürü askerin arasında... oğlumun rütbe törenini izleyerek geçirdim.
J'ai passé la journée à l'école militaire de Barcelonnette parmi des militaires aigris, pour voir mon fils recevoir sa promotion.
Aynı rütbe, aynı madalya, aynı adam!
Même grade, même décoration, même homme!
Şimdikinden daha üst bir rütbe istemediğimi her zaman söylemişimdir.
Je n'ai jamais souhaité être élevé à un rang supérieur.
Her şeyden vazgeçti. Rütbe, kariyer, gelecek.
Il a tout sacrifié, son grade, sa carrière, son avenir.
Hiçbir rütbe farkı gözetmeden, askeri ve sivil tüm personel
"Tous les personnels, militaire et civil, " sans distinction de rang, l'assisteront
İki, eğer rütbe farkın varsa, bu bir disiplin suçudur.
2 ) si on est d'un grade différent : c'est un manquement à la discipline.
Şu adamın rütbe işareti Mavi Bölük.
Cet homme porte l'insigne de l'Escadron Bleu.
Yüksek rütbe.
Le ciel.
- Rütbe?
- Grade?
Ben rütbe alarak yükseldim.
Je suis sorti du rang.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]