Sallanmayın traducir francés
99 traducción paralela
Giyinin, sallanmayın.
Habillez-vous, et fissa.
Hadi kızlar... sallanmayın.
Venez les filles.
Sallanmayın!
Ne perdons pas de temps.
Hadi, sallanmayın!
Allez, poussez-vous!
- Sallanmayın haydi, zıplayın. - Buralardaki durum hiç de iyi değil.
Montez, mais vite, ça barde dans le coin.
Sallanmayın!
Vite!
Sallanmayın.
Compris? Ouvrez l' il!
Sallanmayın!
Et que ça saute!
Sallanmayın!
Allez, dépêchez-vous.
Sallanmayın!
Vite.
Sallanmayın!
Dépêchez-vous!
Hadi, hadi! Sallanmayın!
Avance et fais pas l'andouille.
- Sallanmayın. Haydi!
Avancez!
Sallanmayın.
Ne traînez pas.
- Hadi, sallanmayın!
- Allez, on se bouge!
Sallanmayın!
Avancez!
Sallanmayın!
Bougez-vous!
Bir an önce toparlanıp kırmızı hatta oIun. Haydi, çocuklar, sallanmayın.
Sur la ligne, avec votre paquetage!
Hadi artık sallanmayın, imkanınız varken şu Boer kahvesinden alın biraz.
Allez, les gars, avalez ce café, tant que c'est encore possible.
Haydi. Sallanmayın.
Allez, et que ça saute.
Hadi sallanmayın!
Allez, remuez-vous!
Hadi sallanmayın.
En rang!
Sallanmayın!
Plus vite!
Sallanmayın!
Arrêtez de jouer!
Çabuk! Sallanmayın!
Bougez-vous!
Sallanmayın!
- Allez, ne traînez pas. - Par ici.
- Sallanmayın, evet böyle.
- Ne traînez pas. C'est bien.
Haydi sallanmayın! Herkes kalksın!
Allons debout, tout le monde!
Kafalarına sıkıp geri geliyorsunuz, sallanmayın.
Allez-y, butez-les, tirez-vous, traînez pas.
Sallanmayın.
Circulez.
Sallanmayın!
Faites-les sortir!
Hey, sallanmayın!
Hey, doucement!
Hadi gidelim, çocuklar, sallanmayın.
Allons-y, les garçons, pas égarés.
- Sallanmayın, sallanmayın!
Plus vite!
- Sallanmayın.
- Avancez.
Sallanmayın, sallanmayın!
On se magne.
Haydisene! Sallanmayın soytarılar!
Allez, avancez, sales clowns!
Sallanmayın! Kostümü iade etmem gerekiyor.
Avancez, je dois ramener ce costume.
Sallanmayın! Harcanacak vakit yok!
Pas une seconde à perdre!
Deliğe! Haydi sallanmayın acele edin!
Y a des chihuahuas en plastique moins empotés.
Siz ikiniz, sallanmayın orada!
Vous deux, cessez de me faire perdre mon temps!
Sallanmayın! Yukarı kaldırın!
On n'arrête pas!
Sallanmayın, hemen çıkalım buradan hadi..!
Alors, mes enfants, maintenant, on s'en va.
Sallanmayın!
Vite, au camion!
- Sallanmayın.
- Ne flânez pas.
Sallanmayın.
Pas pour ca?
Pekala sizi lanet pislikler! Sallanmayı bırakın!
Arrêtez de déconner et jouez, bordel!
Hadi sallanmayın tek bir hata istemiyorum!
Rocket Crockett est demandé au bureau des missions. - Vous allez quelque part, princesse?
Sana gitmek isterim dedim. Sen de sallanmayı bırak dedim.
Je sais pas quoi faire, elles n'arrêtent pas de trembler.
Haydi, çocuklar, sallanmayın.
Bougez-vous!
Sallanmayı bile zar zor yapıyorum.
Je n'arrive même pas à lâcher prise.