Salım traducir francés
4,618 traducción paralela
Şimdi de kibarlık konusuna çalışalım.
Montre donc ta gentillesse.
# Normalde yumruk tokuşurum ama hadi el sıkışalım.
♪ J'y regarderai à deux fois mais serrons nous la main
Salı günü tasarım tartışılacak.
Mon projet de loi est débattu ce mardi.
Sisteminizdeki adrenalin ve noradrenalin salınımı sizi iyimser hissetmenize neden oluyor, dürtüleriniz sizi buna sevk ediyor, makul risk değerlendirmesi.
La libération de l'adrénaline et de la noradrénaline dans votre organisme vous donne la sensation que vos pulsions vous permettent une évaluation raisonnable des risques.
Salındıktan sonra ne oluyor bakalım.
On va voir ce qu'il se passe.
Yani Phillip Green rastgele ateş edip üç Aster çalışanını mı öldürdü? Rastlantısal bir şey değil bu.
Donc Phillip Green a tiré et tué au hasard trois employés d'Aster Corps?
Ayrıca bir keresinde çocuğun tekini salıncağın önüne ittim ve kol bileğini falan kırmıştı sanırım.
il s'est cassé le poignet ou un truc comme ça.
Bay Knizac, şiddet içerikli hırsızlık suçu için aldığı dokuz yıllık cezasını neredeyse yarılamışken salıverildiğinde şartlı tahliye memuru tarafından "orta seviye riskli" olarak sınıflandırıldı.
M. Knizac avait été classé "à risque modéré" par le personnel de probation quand il a été relâché de prison après avoir passé moins de la moitié de sa sentence de neuf ans pour vol avec violence.
Ve eğer yargısal bir uygunsuzluk kanıtlanırsa... David Clarke'ın hukuki affını garantilemek için gerekli her önlemi alacağım.
Et si une insuffisance judiciaire est prouvée, je prendrai toutes les mesures appropriées pour assurer une grâce présidentielle à David Clarke.
Gel, yeni kızla tanışalım.
Viens voir la nouvelle.
Birlikte çalışalım Ajan Callen.
Travaillons ensemble, Agent Callen. Compris.
Wernicke ve Broca alanları. Salınım yapmaya başlıyorlar.
Sur les aires de Wernicke et Broca, elles commencent à osciller.
- Düşünmemeye çalışalım.
- Essaie de ne pas y penser.
- Salınmış mı?
- A-t-il été relâché?
Elin kazananı için çok iyi para döner. Ben işi sizin adınıza yürütecek en güvenilir satıcıyı tanıma şerefine sahibim. Bunu ofisinde tartışalım.
C'est de l'argent tout bénef pour la maison, et je connais le dealer le plus digne de confiance qui serait honoré de diriger les comptes de votre établissement.
Şimdi gerçekten kazanmaya çalışalım diyorum. Parlamento'da karar aşamasında yer almaya çalışalım.
Il faut les battre si on veut jouer un rôle au Parlement.
Ama ikimiz de âletimi, kocaman Jor-El ekranında ortalıkta salınırken görmenin süper olacağı konusunda hemfikiriz sanırım.
Mais je pense que nous sommes tout les deux d'accord, Cela serait totalement génial de voir mon affaire flotter autour de tous les géants comme sur la webcam de Jor-El
Şimdi de yıldızımızla tanışalım!
Et maintenant, voici notre vedette!
Şiddetli bir mast hücre degranülasyonu geçirmiş ve bu durum büyük miktarda histamin, triptaz ve kimaz enzimi salınımına neden olmuş.
Il avait une cellule mât aiguë dégradée résultant à une libération massive d'histamines, de tryptases et de chymases.
Sal Bonniello benimle kavga etti. Dişim kırıldı. Sonra da ceza aldım.
Sal Bonniello a voulu se bagarrer avec moi, j'ai eu la dent cassée mais c'est moi qu'on a puni.
Ya da şalındaki DNA'sını yanlış yorumladığımı.
Ou que j'ai mal interprété son ADN sur ton foulard.
Belki de zor ama yapmaya çalışalım ve neler oluyor görelim.
C'est sûrement difficile, mais lançons-nous et voyons comme ça sort.
Kapışalım mı?
tu me cherches?
Evim Grinin Elli Tonu'ndan, bejin elli tonuna geçmiş. Seks salıncağım nerede?
Mon appart est passé de 50 nuances de gris à 50 nuances de beige.
Hadi belediye başkanı Knudson'la tanışalım.
Faisons connaissance avec le maire Knudson.
Yani, en azından kanun adamıydım ta ki bu adamın vefat eden sevgili babası, hukukçu ordusunu üzerime salıp itibarımla oynun oynayana kadar, öyle değil mi?
Ou au moins je l'étais, jusqu'à ce que son défunt père m'envoie une armée d'avocats, et qu'ils dansent sur ma réputation?
- Sakin olun, tamam mı? Indiana Eyaleti onu Salı günü idam edebilir.
L'état de l'Indiana pourra l'exécuter mardi.
Hipotalamusun altındaki "geruck" bezi Ziegevolklara özgüymüş ve feromonların ter bezleri aracılığıyla salınımını kontrol etmeye yarıyor.
La glande geruck, qui est située sous l'hypothalamus, n'existe que chez le ziegevolk et est la seule responsable de la régulation de la libération des phéromones par les glandes sudoripares.
Ama geçici ev arkadaşlarım Brad ve Jane'ye misafirperverlikleri, destekleri ve ve engin kaşmir şal koleksiyonları için teşekkür ederim.
Mais je veux remercier mes coloc temporaires Brad et Jane pour votre hospitalité, votre soutien, et votre énorme collection de cachemire jetable.
Hey, Sal, böldüğüm için üzgünüm, dostum iyi arkadaşım ve BlueBell Longhoreman'in uzun süreli üyesinin yapacak bir duyurusu var.
Hey, Sal excuse moi de t'interrompre Mais mon ami ici, vieux membre de la l'Union des Dockers de Bluebell a une annonce à faire.
El sıkışalım mı?
On se serre la main?
Başlangıç olarak büyük patronla tanışalım.
Pour commencer, voici le grand chef, le Lieutenant Steve McGarrett,
- Şu Lacy'i bulmaya çalışalım, tamam mı?
Et si on essayait de trouver cette Lacy?
Şu Yahudilerle tanışalım bakalım.
Rencontre avec les Juifs.
İdareten bir çözüm bulmaya çalışalım.
Nous allons... juste nous concentrer. sur une solution envisageable.
Rose, salı gününü bir atlatalım.
- Rose, après mardi...
- Yarışalım!
- On fait la course.
El sıkışalım derdim ama...
On se serait bien serré la main, mais...
Yarışalım.
On fait la course.
Birlikte çalışalım hadi.
Travaillons ensemble.
Hadi, yarışalım!
Venez. Je vais vous faire courir...
Yani salı ve perşembe günleri ortaokulda olacağım.
Donc... Je suis au collège les Mardis et les Jeudis.
Çalışalım o halde Çavuş Stonebridge.
Au travail, Sergent Stonebridge
Sal'ın söylediklerinde doğruluk payı var mı?
Une quelconque vérité dans ce que dit Sal?
Sal, bu özellikleri taşımıyor.
Sal ne correspond pas à ce profil.
- Birlikte iyi çalışalım.
Nous avançons ensemble.
Seninle sarılarak barışalım mı?
Tu me pardonnes si je te fais un câlin?
Çalışalım o halde.
Alors au boulot.
Top oyunlarını ve birayı Trivial Pursuit oynadığımız akşamları ve tako Salısını sever.
Il aime les jeux de balles et la bière et les soirées trivia et les tacos le Mardi
- Haftaya salı günü de başlayacağım?
Oui. Et je vais comment dans une semaine à partir de mardi?
El sıkışalım mı?
Tope-là? Conclu.