Sanal traducir francés
1,859 traducción paralela
Onu yeniden sanal güverteye ışınlayayım mı?
- Dois-je le transférer sur l'holodeck?
Sanal teknolojinin limitlerini zorladık, ve bu da tepkiye neden oldu.
On a poussé les limites de l'holodeck.
Bir çeşit sanal bir yapı mı?
C'est une sorte de construction virtuelle?
Asla böyle birşey yapmayacaktım. Gerçek şu ki. Qomar onları imal ederken benim için sanal bir işletmeyi feda etti.
Les Qomars ont consacré une usine holographique à leur fabrication.
Pekala, geminden ayrılma konusunda isteksizdin, ayrıca benim şarkılarımı söyleme becerisinden şüphe ettin, bunun üzerine ben de bu olağanüstü sanal-matrisi yaptım.
- Votre réticence à l'idée de rester. Et vos doutes sur vos aptitudes à chanter ma composition. Alors j'ai créé une holomatrice supérieure.
Basit bir sanal-matris oluşturarak mükemmel bir şarkıcı yapamazsın.
On n'améliore pas un chanteur en créant une nouvelle matrice. Pardon.
- Sanal alemin dahi çocuğu.
- Le génie du massacre virtuel.
Sanal ölüm.
- Un décès virtuel.
- Sanal ortamda silahlanıp adam öldürmeyi özendirmek sence şiddet kültürünün yükselişini aşağı çekmek midir?
- Tu crois que prendre des armes pour créer un chaos virtuel et gratuit a un effet rédempteur?
Bu sanal bir ortam. Bu sadece bir oyun.
Le décor est numérique.
Eğer zafer tatlı bir şeyse sanal zaferin tadı o kadar değil. Kurşunlar şekerden yapılmamış.
Si Ia victoire est douce, un exploit virtuel ne l'est pas moins, ni les balles factices.
Ama akılla, ilkel beynin mücadele ettiği yerde değil. Yasaların sessizliğinde ve silahların arasında kuralların ortadan kalktığı sanal dünyanın düşman ortamında bekliyor.
L'intellect affronte l'inconscient primitif dans l'univers hostile du numérique où les lois n'existent pas et Ies armes suppIantent Ies règles.
Bu sanal pudingin tadı çok kötü.
Il est dégueu, ce brownie virtuel.
Çocuklar... Onu sanal odaya atın.
Les enfants... enfermez-le dans... la Chambre virtuelle.
Bir Sanal Şirkete yüzde 50 ortağım.
Je suis 50 / 50 joint avec DTKLMF.
Bu bir hatırlatmadır. Sanal ödevler, gerçek krediye sayılmayacaktır.
Je vous rappelle que les devoirs virtuels ne recevront pas de vraies notes.
Yakın gelecek. Bazı genç insanlar hayal kırıklıklarını, kendi hayallerini yasa dışı bir sanal-gerçeklik savaş oyununda arayarak dağıtıyorlar.
Dans un futur proche, quelques jeunes gens négocient avec désillusion en recherchant des illusions en eux-mêmes dans un jeu illégal de guerre et de réalité virtuelle.
Sanal gerçeklik yerine esas olayı tercih ederim.
Je préfère le réel au virtuel.
O Scooby oyununu sanal dünyada yer açmak için kullanıyor.Böylece fiziksel nesneleri depo edebilir.
II s'est servi du jeu pour stocker des objets dans Ie monde virtuel.
Lazeri kullanarak onu sanal dünyaya geri yollayabilirm
je pourrai Ie renvoyer dans Ie monde virtuel.
Arkadaşların sanal dünyaya gönderilmiş.
Tes amis ont ete teIeportes dans Ie monde virtuel!
Aslında sanal alemde olmak o kadar da kötü olmayabilir.
Ce n'est peut-etre pas une si mauvaise chose qu'on soit Ia.
Tüm bildiğim bu virüsün sanal dünyada da... Bizi gerçek dünyadaki kadar korkutuyor.
Ce virus aime autant nous faire peur dans Ie monde virtuel... que dans Ie monde reel.
Onun bizim sanal ikizlerimizi araması için bir nedeni yok.
II n'a aucune raison de chercher nos doubles.
Siz sanal çocuklar çok şanslısınız.
Vous avez de Ia chance d'etre virtuels.
Sanal dünyada bunun gibi çok şey var, Dükkanlar, tiyatrolar, parklar.... ve bir çok restoran.
II y a plein de choses sympas, ici. Des magasins, des cinemas... et plein de choses a manger.
- SANAL-Scooby doğru.
- Le Scoubi virtuel a raison.
Sanal Shag'e ne oluyor?
Qu'est-ce qu'iI a?
Sanal grup elektromanyetik enerjiden yapılma bu yüzden mıknatıs onları etkiliyor.
L'aimant agit sur eux car ils sont faits d'energie electromagnetique.
- Sanal-Scooby mi?
- Scoubi virtuel? - C'est moi!
Anladım! Bu sanal Scooby.
C'est Ie Scoubi virtuel.
Bu yüzden bizi sanal dünyaya yolladın.
alors tu nous as teIeportes dans Ie monde virtuel.
Sanal dünyaya düştüğünüz için özür dilerim çocuklar.
Navre que vous ayez ete pris au piege.
Sanal korsanlar yapmadıkları bir şeyden dolayı suçlanıyordu.
Les hackers se font souvent blâmer pour des choses qu'il n'ont pas faites.
Sanal korsanlar, devlet kurumlarının ve özel kurumların bilgisayarlarına saldırarak, banka hesaplarına sızarak, kredi kartı limitlerini boşaltarak bilgi çalmakta, zarar vermekte ve gasp suçu işlemektedirler
Des hackers s'infiltrent dans les ordinateurs des gouvernements et des compagnies... volant et détruisant de l'information... vidant des comptes de banque, utilisant des cartes de crédit... extorquant de l'argent en menaçant de répandre des virus.
Sanal korsanlar, FedEx kutularındaki Simplex kilitleri gibi kullandıkları şeylerden çalıp çırpmazlar.
Les hackers ne volent ni extorquent, ils jouent avec toutes sortes choses. Comme les serrures Simplex sur les boîtes FedEx.
Sanal korsanlar Birleşik Amerika'yı mesken edindiğinden beri sonuç genellikle eğlence ya da keşif olmuştur ;
Même si l'Amérique corporative a toujours été le terrain de jeu des hackers... c'était principalement pour le plaisir et l'exploration, et non pour les profits ou les dommages.
Ağustos'taki ilk Dünyadaki Sanal Korsanlar Kongresi için çalışıyorduk.
Nous planifions la première conférence "Hackers on Planet Earth" pour le mois d'août.
Kongreye gelenler, sanal dünyanın korsan olarak adlandırılan isimsiz üyeleriydi.
Ces étranges créatures du cyberespace... mieux connues sous le nom de hackers tenaient une conférence.
Onun yemek yediği birçok restorantta bulunmuştum ama bunları bir sanal korsan'ın kitabından okumaya gerek yoktu.
J'avais été à plusieurs restaurants qu'il fréquentait... mais je n'avais pas besoin d'un livre de hacker pour me renseigner à leur sujet.
Bizden korkmuş gibiydiler. Belki de Bill Clinton gibi düşünüyorlardı yani sanal korsanların kolay lokma olduğunu.
Peut-être partageaient-ils l'avis de Bill Clinton... que les hackers sont aussi unidimensionnels que dans le scénario.
Ama biz Sanal korsandık. Gösterilerden ne anlardık ki?
Que savions-nous à propos de manifestations?
Sorun ise, bu senaryo, Sanal Korsan adıyla... toplumun kötülükle nam salan bilgisayar korsanı olan Kevin Mitnick'in hikayesi.
L'aspect controversé : ce scénario, intitulé Cybertraque... l'histoire du hacker informatique le plus populaire de la nation, Kevin Mitnick.
Sanal korsanları tanımıyorlar.
Ils ne connaissent pas les faits sur les hackers.
Sanal korsanların 1990'ların komünistleri gibi algılanıyorlar. Eğer birisi sanal korsansa sizi şeytana kurban edecek gibi algılanıyor.
Je dirais que les hackers... sont les communistes des années 1990... quand, en fait, si quelqu'un dit "hackers"... tout à coup vous avez le démon 666 au travers de votre tête.
Planımız Wilmington, Kuzey Carolina'ya gitmekti Sanal Korsan filminin çekilmek üzere olduğu yere.
Notre plan était de nous rendre à Wilmington, Caroline du Nord... où le tournage du Cybertraque allait débuter.
Aslında problem sanal korsanların bunu yapacak altyapılarının olmaması.
Le problème, bien sûr, c'est que les hackers n'ont pas les ressources pour faire ça.
Sanal korsanlarla ilgili...
C'est comme des hackers...
"Sanal Oda"
"Chambre virtuelle."
Burada bir çok sanal büfe var. OLdu!
Ouais!
Kevin'i Raleigh, Kuzey Carolina'da buldular. FBI'ın en çok aranan sanal korsanı Kevin Mitnick parmaklıklar ardında.
Le hacker d'ordinateur le plus recherché par le FBI est derrière les barreaux.