Sapıklar traducir francés
437 traducción paralela
Bu aktör iyi, ama saldırmaya eğilimli en zeki cinsî sapıklarımızdan biri.
Bon acteur, bien que sujet à des attaques, c'est l'un de nos grands maniaques.
Bilindik bu sapıkları ve tescilli kaçıkları sorgulamak zordur biliyorum.
Interroger des fous ou des obsédés n'est guère facile.
Sapıklar.
Des pervers.
Hayır, herhangi bir gece daha orada olmayacak, .. çünkü bu pezevenk Miami'de, ya da onun gibi sapıklar her yerde!
Non, il n'y aura pas de ce soir... parce que ce marlou que tu as trouvé à Miami... ou je ne sais où est psychotique.
Evime sapıklar dolamaz.
Je ne veux pas que ma maison soit remplie de dégoûtants pervers.
Bu iğrenç sapıkların buluştuğu şu ünlü hafta sonu fare partilerinden birinde çekilmiş bir filmimiz var.
Nous avons des images tournées lors d'une de leurs fameuses soirées au cours desquelles ces pervers se rencontrent.
Sapıkları getirin.
Faites entrer les pervers.
Davadan sonra, yargıçlar ve jüri alçak gönüllü anlatıcınızı, kötü sözlerden sonra 14 yıla mahkum ettiler, 84-F devlet hapishanesinde kokuşmuş sapıklar ve prestupniklerin arasında.
Après un procès avec juges et jury... et des mots très durs contre votre ami et humble narrateur... on le condamne à 14 ans à la Prison d'État N 84 F... parmi des invertis malodorants et des prestoupniks endurcis.
Bu sapıkları görmek... Dışarıda şarap içiyorlar ve uyuşturucu kullanıyorlar.
La vue de tant de pervers... buvant et se drogant en plein air
Eğer bu sapıkları, sokak fahişelerini, olumsuz görüntüleri onlara gösterirseniz, sevgili Roma'mız hakkında neler düşünürler.
Si tu montres les pervers, les prostituées, les choses sordides... quel visage montreras-tu de notre Rome?
Defolun, sizi sapıklar!
- Partez, sale pervers!
Sapıklar için bir oyun.
Un jeu pour les monstres.
Manyaklar, komünistler, sapıklar.
Des pervers. Puis-je regarder?
Komik de olsa sapıkların maskaralıklarına... alışık bir kişi değilim.
Les déviances des pervers ne m'ont jamais amusée.
Sapıklar!
Salauds!
Bir de sapıkları dinlemelisin.
Vous devriez entendre le discours des pervers.
Sapıklar, ikiyüzlüler, sürtükler
Pervers, hypocrites, salopes.
Bunun hesabını vereceksiniz pis sapıklar!
Vous me le paierez, peigne-culs!
Tecavüzcüler, sapıklar. Bu piçleri de diğer mahkumların arasına koyuyorlar.
Des violeurs et des pédophiles, mélangés aux autres prisonniers.
Sapıkların aramasından, nefes vermesinden.
Ça doit être un obsédé... je l'entends respirer!
Sapıkların kafasına vururken milletin içeriye dalmasını istemeyiz.
On ne veut pas être dérangés pendant qu'on cogne des pervers.
Almanya'nın lağımlarından en hastalıklı sapıkları çekip çıkardınız.
Vous avez réveillé les plus odieux démons de l'Allemagne.
Şimdiye dek bütün değerli eşyaları alınmış, baştan aşağı aranmış, bitleri ayıklanmış cinsel sapıkların bulunduğu soğuk ve karanlık bir hücreye atılmıştır.
On a déjà dû lui prendre ses objets de valeur et le fouiller, l'épouiller et le jeter dans une cellule froide et sombre avec un vieux pervers.
Orada sapıklar yok!
Y a pas de névrosés là-bas.
Mahkumlar, sapıklar, hepsinin gözü senin üstünde olacak.
Tous ces autres pervers de détenus vont te mater comme des fous.
Sapıklar!
Sales dégénérés!
Siz, sapıkların neyin peşinde olduğunu görmek için birazdan telefon alacağız.
Oh, ouais! Nous allons ouvrir toutes nos lignes pour entendre ce que vous devenez, vous les pervers.
Caniler, sapıklar, hırsızlar ve bunun gibi hüküm giymiş şahıslar burada tutulur.
Les voleurs, les satyres les inculpés de diverses perversions sont détenus dans cette zone.
Yanında getirdiği... ipi çıkardı... ve onu bağladı... kocasının sapıklarla ilgili anlattıklarındaki gibi.
Elle sort... une corde... qu'elle avait emportée, et... la ligote... comme son mari lui a dit que faisaient les sadiques.
Telefon sapıkları korkak olur.
Ce sont toujours des lâches.
- Sadece yardım etmek istemiştim. - Uzak dur. Başınızı çevirin sapıklar.
Tournez-vous, bande de pervers.
O zaman endişelenmeniz gereken sadece katiller ve sapıklar.
Donc, tout ce dont vous avez à vous soucier ce sont les assassins et les pervers.
Sapıklar bundan anlıyor tatlım.
Ça fait partie de la dissuasion.
Oh, sen şu telefon sapıklarından olmalısın.
Vous devez être folle.
Plastiğin özellikle sapıklar için olduğunu söylüyorlar.
Le caoutchouc, c'est soi-disant pour les pervers.
Sapıkların sevmesinin nedeni bu olsa gerek.
Les pervers l'aiment peut-être pour ça.
Unutmayalım ki... Kont, politikacı ve ünlü bir zehir uzmanı idi, kilise müziğine de hayli düşkündü... Halbuki, Marki'nin sapıklıkları...
Mentionnons que le comte fut un politicien et un empoisonneur renommé, grand amateur de plain-chant alors que les perversions du marquis faisaient frissonner de volupté le pennage des archanges et jusqu'aux subdivisions de l'enfer.
O sapıkları korumaya gelince sanırım polis kuvvetleri de her şey gibi onunla dolu.
- Il doit y en avoir dans la police.
d Ve tabağımda çipura var. d d Bir tabak, şapırdata şapırdata. d d İkinci bir tabak, şapırdata şapırdata. d d Üçüncü bir tabak istiyordum fakat bütün balıklar tükenmiş. d
Brème de mer dans mon bol... Un premier bol but avec bruit. Un deuxième bol but avec bruit.
Baş komiser şehir dışı sapıklıkları onaylamaz.
Le commissaire désapprouve les perversions tordues.
Raymond Marble cinsel sapıklıklar yapmak için hala zaman buluyor.
Raymond Marble lui, trouve encore le temps de satisfaire..
Her isteği tatmin edebilen en garip tutkuları, en karmaşık sapıklıkları yerine getirebilen.
Les perversions les plus complexes.
Hangi tür kokain kullandıklarını İktidarsızlıklarını, sapıklıklarını hırsızlıklarını, ihanetlerini, rakiplerini.
La cocaïne qu'ils utilisent, leur impuissance, leurs perversions, leurs vols comme leurs trahisons.
Hangi tür kokain kullandıklarını iktidarsızlıklarını, sapıklıklarını...
"La cocaïne qu'ils utilisent, " leur impuissance, leurs perversions, " leurs vols comme leurs trahisons.
- Sapıklar.
- Obsédé.
Artık eşcinseller, sapıklıklar yok.
Plus de pédés! Plus de détraqués!
Başkalarının çiçekle ifade etmeye çalıştıklarını, Baldrick çiçek sapıyla ifade ediyor.
Vous êtes convoqué chez le général Melchett.
O yüzden, yanlış yola sapıp uçurumdan yuvarlandıklarında üzülmemiştim.
J'ai vite séché mes larmes quand ils sont tombés dans un ravin.
Çünkü erkekler zihinlerine o fetişist sapıklığı yapabilirler, tek bir şeye konsantre olup diğer her şeyi geride bırakabilme yeteneğine sahipler ve kadınların hassas olmadıkları zaman cinsel olarak manipüle edilebilirler.
Les hommes, avec leur esprit fétichiste et leur aptitude à être obsédé par un seul objet exclusivement, peuvent être sexuellement manipulés.
Cinsel sapıklıklar tarihinde... bu örnekle zirveye ulaşır.
Les aberrations sexuelles... ont trouvé leur paroxysme dans ce spécimen.
Hala uzaya bir şey saldıkları için rotadan sapıyor olabilirler ama yaklaşma açıları çok dar.
Peut-être que les éjections les font encore dévier, mais... l'angle d'attaque s'aplatit.