Saygı mı traducir francés
6,821 traducción paralela
... şimdi ona saygı mı duyuyorsun?
Quoi d'autre après : partager du bon temps dans les îles Keys en Floride?
Görev gerçekten odaklanmama yardımcı oluyordu..... sen ve Auggie'yle çalışmak kurumda en fazla saygı duyduğum kişi ve ilaçlarım da işe yarıyordu.
La mission m'aidait à me concentrer, le fait de travailler avec toi et Auggie, que je respecte plus que quiconque à l'Agence, et les médicaments aidaient.
Bana saygısızlık ettin!
Tu m'as manqué de respect!
Saygınlığımı düşürür.
Tu vas tuer ma réputation.
- Sinagogun da onayını almak mı istiyorsun? - İki tarafa da saygı göstermek etmek isterim.
- Vous vouliez une bénédiction à la synagogue?
Ben sadece babama saygı göstermek için buradayım.
Je suis juste là pour rendre hommage à mon père.
İnsanlar bana saygı duyacak kadar yükselmiştim ve kariyerimin bu yolda yükseleceğini sandım.
J'ai évoluer à une position de respect, et je suppose que ma carrière va continuer vers cette trajectoire ascendante.
Saygımızı sunmaya geldik.
Nous sommes venus rendre hommage.
Bir şifacı olarak saygısını ve en azından bir parça güvenini kazandığım için beni bu geziye getirmişti.
Il m'a emmené avec lui dans ce voyage car j'avais acquis son respect en tant que guérisseuse, et un peu de confiance.
Benim zamanımızda büyüğe saygımız vardı.
À mon époque, on respectait nos aînés.
Bütün gün kafamda matkap varmış gibi hissettim ama en önemlisi en iyi dostumun saygısını kaybetmeme sebep oldu.
C'est comme si on me perforait le crâne depuis que je sais, et ensuite pour couronner le tout, ça m'a coûté le respect de mon meilleur ami.
Bu konuda nasıl... sen biraz saygı göster, Gerçek dünyada ben işimi yaparım.
Faites preuve de respect vous-même, et je ferai mes petites affaires dans le monde réel.
Bunca zaman sonra benden yardım istiyorsan... -... biraz daha saygılı ol tamam mı?
Écoutes, si tu veux me demander une faveur après tout ce temps, ce serait plus respectueux de le faire en personne,
Sana ne kadar saygı duyduğumu biliyorsun ama biraz daha oyalanırsak babalarımız ölecek.
Tu sais combien je te respecte, mais se dérober plus longtemps va juste faire tuer nos pères.
Bayan Riesen, tüm saygımla söylüyorum, emirleri Senato'dan aldım.
Mr Riesen, avec tout mon respect, je reçois mes ordres du sénat.
Saygı duyuyorum ama sorunlarımı bilmiyorsun.
Sauf ton respect, tu ne sais rien à propos de mes problèmes.
Efendim, size saygı duymakla birlikte katılmadığımı belirtmek isterim batı ejderhaları tam bir haydut ve istifçidir.
Monsieur, si je peux respectueusement montrer mon désaccord. Les dragons de l'Ouest sont des voleurs, des amasseurs.
Saygıdeğer meslektaşlarım, dostlarım, ekstra değişik varlıklar,
Mes très estimés collègues, entités, et être extra-planétaires.
- Saygı duyulan bir bilim adamıyım.
Je suis un scientifique respecté.
Saygıdeğer İkinci Komutanımızı alt güvertelere hangi rüzgar attı böyle?
Qu'est-ce qui ramène notre estimé Commandant dans les ponts inférieurs?
Geri gelebileceğimi söylediler. Tabii kendi işime bakıp, üstlerime saygı göstereceksem.
Ils m'ont dit que je pouvais revenir si je m'occupe de mes affaires et respecte mes supérieurs.
Onlara Tommie yerine Kırmızı Urbalılar da denilebilir ama yine de onlar altı uzun sene boyunca parçası olduğum İngiliz Ordusu ve bir şekilde düşmanlık ve şüphe yerine sempati ve saygıyla baktığım için özgür olduğumu hissettim.
On les appelait peut être les Tuniques Rouges plutôt que les Tommies, mais ils représentaient toujours l'armée britannique dont j'ai fait partie pendant six longues années. En plus, c'était libérateur d'être regardée avec respect et sympathie plutôt qu'avec hostilité et suspicion.
Bu bedene saygı duymaktan başka bir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait d'autre que de respecter ce réceptacle.
Yüzbaşı, haddimi aşmak istemiyorum ve Nick'e sonsuz saygım var ama bir türlü...
Écoutez, Capitaine, je ne veux pas écraser qui que ce soit, et j'ai le plus grand respect pour lui, mais...
Kraliyet soytarımıza her geçen gün biraz daha saygı duymaya... -... başladığımı söylemek zorundayım.
Je dois dire que je commence à avoir de plus en plus de respect pour notre bouffon de tous les jours.
Yıldız Savaşları'nın hastasıyım. Düşündüm ki, çöp kamyonuma filmle ilgili bir isim vermekten daha güzel bir saygı gösterisi olabilir mi?
Oh, bien, j'aime "Star Wars", alors j'ai trouvé un moyen de mettre à l'honneur ce film et nommer de mon camion poubelle comme ça.
Gloria'nın özeline çok saygılıyım.
Je suis déterminée à garder le secret de Gloria.
Evet, anlıyorum ama karı saygısızlığımı mazur gör, yaptığımıza engel oluşturabilir.
Je comprends ça, mais les histoires de cul... excuse mon irrespect... ne peuvent entraver ce qu'on fait.
Fikrine saygım duydum.
J'ai respecté ton choix.
Babam bana biraz fazla saygı öğretti.
Mon père m'a appris un peu plus de respect que ça.
Bağış ve yardım kampanyaları da kendine saygını arttırdığı için, oldukça etkili olabiliyor. Beyninde serotonin hormonları salgılanıyor.
Les actes de service ou de la charité sont également bénéfiques car ils favorisent un sentiment d'estime de soi, libérant de la sérotonine dans le cerveau.
Bu yüzden kadınlara biraz saygılı olalım ve senin de çaba sarf ettiğini gösterelim.
Alors, respectez-les. Montrez-leur que vous aussi faites un effort.
Onlarla birlikte uyum içinde yaşardık. Onlar da bizim sağladığımız hizmete saygı gösterirlerdi. Onlar Ağustos'un sonunda buradan giderlerken ise onlara iyi bir yıl dilerdik ve bunu içten söylerdik.
On vivait en harmonie avec eux, et ils respectaient les services offerts, et à leur départ fin août, on leur souhaitait une bonne année, et on le pensait.
Benim saygımı istiyorsan, kazan.
Et si tu veux mon respect, gagne-le.
Efendim bütün saygımla hadi ama adamım!
Monsieur, avec tout votre respect, allez, mon pote!
"Doktor", demiryolu işinde bana yararı olsun diye kullandığım, gösterişli bir saygınlık unvanı.
'Doc'est une affectation, un... Un titre honorifique que j'ai adopté pour m'aider dans le business du chemin de fer.
Yıllar yılı farklılıklarımız olsa da daha fazla saygı duyduğum iki insan daha yok.
Bien que nous ayons eu des différents toutes ces années, il n'y pas deux personnes que je respecte plus.
Çocuk sahibi olacak kadar saygı duymadığım sevgilimden kaçıyordum.
Je fuyais ma petite amie, que je respecte pas assez pour faire un bébé.
Lanet olsun! Ölen bir adamın son isteğine saygı duyamaz mısın?
- Ce sont les vœux d'un mourant!
Cenazeye gelemediğim için üzgünüm ama yine de saygımı göstermek istedim.
Je suis désolé d'avoir raté les funérailles de ton père. Mais j'ai apporté des fleurs.
Petra lütfen. Sahip olduğumuz ufacık saygıyı da koruyalım.
Le truc, c'est que je l'ai fait.
Bunca yıldan sonra daha saygılı olursun sanmıştım.
Après toutes ces années, je pensais que tu montrerais plus de respect.
Benim gibi güçlü, zengin, ve saygı duyulan bir kadın mı olmak istiyorsun?
Tu veux être une femme de pouvoir, riche, et que l'on respecte? Comme moi?
Sana kaba konuşuyorum aynı zamanda senin arkadaşına saygılı olacağımı da kanıtlıyorum.
Je te nargue, et je te prouve en même temps que je serais respectueux envers ton amie.
Sanatçı için müsamaha hakkı olmalı. Saygı duyarım.
un artiste s'autorise quelques libertés je peux te l'accorder.
Saygısızlık etmek istemem müdürüm ama bir hain ve ekibimden birisi arasında tercih yapmamı isterseniz her zaman o atışı yaparım.
Avec le respect que je vous dois, Directeur, vous voulez que je fasse une choix entre un traître et un des miens. Je ferai le tir à chaque fois.
- Tüm saygımla efendim Bay Berenson'ın alıkonulmasını sır olarak tutmak onu bulma çabamızı büyük ölçüde etkiliyor.
Sauf votre respect, Monsieur, la consigne de garder secrète la capture de M. Berenson entrave nos efforts pour le retrouver, très sérieusement.
Covington, saygın bir cerrahtı.. Yale'de Tıp Eğitimi, Vanderbilt'de Kalp ve Göğüs Cerrahisi, burslu.
Covington était un chirurgien respecté... il a obtenu son M.D. à Yale, une bourse en chirurgie cardio-thoracique à Vanderbilt.
Sevdim. Saygısızlık olmasın ama, birkaç satranç taşı almıştım. Yontmayı unutmuşum da.
Excuse-moi, j'ai quelques pions d'échiquier à tailler.
Ama ben, güçlü erkeklerin gölgesinde kaldıktan sonra öz saygımı geri kazanacak mıyım diye endişeleniyorum.
Mais moi, je veux récupérer mon amour-propre après avoir été si longtemps dans l'ombre d'hommes puissants.
Özellikle sormadım ve özel hayatına olan ilgisizliğime saygı gösterdiğin için sağ ol.
J'ai fait exprès de ne pas demander. Respecte mon indifférence.